28 Şubat 2015 Cumartesi

28 ŞUBAT 2015 CUMARTESİ

Sabah ayşe beni de

ABSYEARRE

İRFAN

SAAT

Ayşe gelip ayhebeyya yazacağını söyledi. görüldüğü gibi harflerin hepsi doğru ama sıralama yanlış. inatla A dan sonra B geldiğini söylüyor. bana da "sen hut" diyor.
diğer iki kelimeyi harflerini yerini gösterdim, öyle yazdı ama saatteki 2 A dikkatini çekti. ayhebeyyada da 2A var ama yanyana değil dedi.

neyse; kaldığım yerden devam edeyim. sabah beni de yatağa çağırdı. yatakta epey oynaştık maaile... abi canavar oldu. ayşe havhav ben de kş olacakmışım. roller dağıtıyor ve büyük bir ciddiyetle oynuyor, oynatıyor. bereni yataktan kovmaya çalıştı. kendi odasına gitmesini istedi. halbuki dün gece odanın kendisine ait olduğunu söylüyordu.
gündüz odanın ortasında bale yaptı. baleden nefret eden babaya böyle çocuk... abisi sehpadan kaydırak yaptı.
video
banyoda yıkandı saatlerce... barbi bebeği de sokmuş. onu da yıkadı. banyo oyuncaklarını da şampuanla yıkadı. zaten onları yıkarken şampuan bitirip duruyor. annesiyle dışarı çıktılar. çok komik bir kıyafet giymiş. gülüyor. konuşması çok komik ve hoş.. her tür cümleyi kuruyor ama çoğu harf telaffuz edilmiyor. özellikle de patlamalı sesler... S - Ş - Ç falan... bazı harflerde telaffuz edebildiği halde bazı kelimelerde kullanılmıyor. mesela; yap yerine hap,
ayrıca ; gündüz ben ıslıkla şarkı söylüyordum. özendi. o da çalmak istedi. tabii beceremiyor. ama becerdiğini iddia ediyor. aslında üflüyor. ama yapmaya çalışması çok şeker görünüyor. geceyi arka odada ingilizce barbi filmi seyrederek geçirdi.


27 ŞUBAT 2015 CUMA

Sabah uyurken kucaklayıp babanneye götürüyordum. yolda uyanıp "baba beni parka götür" dedi. götürdüm. tozu sildirdi. ve herşeye bindi. akşam babanneden abisi almış. gene parka girmişler. abisine acayip kızgın.. tüm akşam ve gece sürekli abisini azarladı. kızdı. abisi de ufacık çocukla bir oluyor. ayşeyi yenmeye çalışıyor. en sonunda kızdım. akşam yemek için dönerY ye gittik. ayşe pek fazla yemedi. hemen doydu. bol bol ketçap mayonez kullandı. lokantada iki tane akranı ortalıkta koşturuyordu. annesinden kendisini onların yanına götürmesini istedi. annesi de sen kendin git dedi. bunun üzerine ayşe çocukların yanına gitmekten vazgeçti. biz ısrar edince de karşı çıktı. insan içine girmekte sıkıntı yaşamaya başladık. geçen ankarada da bu olay yaşanmıştı. neyse ki çocuklar ayşenin yanına geldiler de ayşeyi onların yanına katabildik. sonra da ayşeyi tutabilirsen tut... hemen kaynaştı. hatta lokantadan ayrılmak istemedi. yemekten önce markete gitmek istemişti. metro markete gittik. birkaç oyuncak vs falan beğendi. hepsini kucakladı. sadece tek bir şey alabilirsin. seçim yap dediğimde suratı düştü. bombok oldu. ama sonra küçük barbi bebeği seçti. sonrasında abisi azdırmak için sürekli hoşuna gidecek şeyleri ayşeye verdi. ayşe her onları istediğinde, sadece 1 şey alabilirsin. istersen barbiyi bırak bunu al dedim ve her seferinde barbiyi tercih etti. bana sürekli öbür oyuncakları "bugün" alacağımızı söylüyor. bu kelimenin anlamını tam bilmiyor. sonraki bir zaman sanıyor. aynı aç ile toku karıştırdığı gibi... ama artık öğrendi sanırım. bir de "buraya gene gel" deyip duruyor.
unutmadan söyleyeyim, ayşe saçının örülmesinden hatta saçına el sürülmesinden nefret ediyor. annesi de takıntı halinde saçıyla uğraşmak istiyor. bu akşam da kriz çıkmasına sebep oldu bu durum...

yazmayı unutmuşum. sabah parkta salıncakta hızlı sallanmaktan korktu. geçenlerde düştü ya... nihayet korktuğu birşey oldu.

26 Şubat 2015 Perşembe

26 ŞUBAT 2015 PERŞEMBE

sabah uyurken babanneye götürdüm. otomobille götürdüğümden olacak herhalde, uyanmadı. akşm eve geç geldim. yemek yiyorlardı. beni de sofraya çağırdı. "baba sen de ham" diyor. "ye" fiiili, "ham" a dönüştü. bir de "demek" fiilini hiç kullanmıyor. onun yerine "söylemek" kullanıyor.

yemekten kalkar kalkmaz, hemen arka odaya gitti ve neredeyse hiç yanımıza gelmedi. bilgisayarda video seyredip durmuş. ilerleyen saatlerde kucağıma yatıp "uyu" dedi. biraz yattı ama uyumadı.
dün yaptığını annesi aktardı. annesinin yakın gözlüğünü takıp "ben anne oldum" diye ortalıkta gezinmiş.  

25 Şubat 2015 Çarşamba

25 ŞUBAT 2015 SALIRTESİ

sabah erkenden evden çıkmam gerektiğinden giydirdim, kucakladım ve babanneye götürdüm. her zaman daha ayakkaıbılarını giydirirken gözünü açan çocuk bu sefer yolun yarısına kadar uyudu. epey uykusu var anlaşılan. ama parkın orda uyandı ve parkı gösterdi. gittik ama herşey ıslak ve çamurlu.. ancak tahtırevalliye binebildi. babanneye bıraktığımda ddudakları büzülmüştü. babannesine tutturmuş, kek yiyecem diye.. başka birşey de yemiyormuş. beraber kek yapmak zorunda kalmışlar. yemiş. akşam eve geldiğimde dışarıya sesi geliyordu. huysuzluk ediyordu. beni kapıda karşılamadı ama ona yaptığım sürprizi söylediler. merak edip kapıya geldi ve uçan çilek kız balonunu görünce bütün huysuzluğu bitti. geçen anatoliumda istediği ama benim enayi yerine konmamak için almadığım balon... söz vermiştim sonra alacam diye...
akşamı genellikle arka odada geçiriyor artık. salona pek gelmiyor. abisinin yanında keyfi yerinde... bir de bugün kendi kendine şokellayı çıkarıp ekmeğe sürüp yemiş... sorunca da piknik yapıyorum demiş. bu, piknik işini yazmalıyım. piknik delisi oldu. evin heryerine battaniye yayıp orayı piknik alanına çeviriyor. sürki evimizde kurulu bir piknik alanı var neredeyse... kendi piknik yapıyor veya oyuncaklarına piknik yaptırıyor. büyüdüğünde pikniğe çok meraklı olacak herhalde...

24 Şubat 2015 Salı

24 ŞUBAT 2015 SALI

Bugün çok ilginç başladı. sabah salona gldi. biraz huysuz.. minikayı açtım. süt istedi. süt bitmişti. babannene götüreyim orda iç dedim. kafasını iki yana sallayarak istemediğini belli etti. ama benim işe gitmem lazım, sen evde yalnız kalamazsın dedim. baba ben korkmam dedi.
hayda.. güleyim mi şaşırayım mı bilmedim. evde yalnız kalacakmış... ama karnını nasıl doyuracaksın. sen yemek ısıtamazsın dedim. dolabın kapağını açıp şokelle kutusunu gösterdi. ben bunu yerim dedi. vay bacaksız. herşeye cevabı var...
evde yalnız bıraksam kalacak ha... valla becerir....
olmaz dedim. bu sefer de bir gidelim bir gitmeyelim dedi. dün gittiğimize göre bugün gitmeyecez aklı sıra...
en sonunda ben de seninle birlikte eve gireyim dedim de ikna oldu. kucağımda götürdüm. aslında birkaç haftadır ayakları yere değmiyor sürekli kucakta gidiyor babanneye... babannede kahvaltı sofrasına oturduk. yumurta ve konserve domates yedi. domatesi öyle iştahla yiyor ki... en sonunda beni uğurladı. akşam annesiyle beraber almaya gittik. bizi görünce kudurdu. babannesiyle gezmeye giderlerken otobüsten dışarda beni görmüş. babannesine de göstermiş. bana da beni nerede ve nasıl gördüğünü anlatıyor. beraber önce markete gittik. sonra eve geldik. evde abisinin gömleğini giymiş. çok komik görünüyor. gece gene geç yatmış. aslında erkenden uyayacak gibi olup, süt isteyip annesinin dizine yatmıştı ama uykusu kaçmış. sonra da geceyarısını bulmuş.

23 ŞUBAT 2015 PAZARTESİ

gece geç yattığından sabah uyanamayacaktı. işim olduğundan uyandırıp babannesine götürdüm. akşam abisi getirdi. annesiyle kapının arkasına saklandık ama hemen buldu bizi... yemeğe oturduk. ayşe aç ve tok kelimelerinin anlamını tam bilmiyor. ikisini aynı sanıyor galiba... bu gün öğrettik. öğrendi sanırım. babannede yemek yemiş. karnı tok... gece abisi ders çalışırken ayşe de yanında duruyordu. abisi kovalayınca ayşe ağlayarak yanımıza geldi. ama gecenin bir bölümünde gene abisiyle azdı. sonra erken sayılabilecek bir saatte masanın üzerine yığılmış, uyumuş kalmış...

22 Şubat 2015 Pazar

22 ŞUBAT 2015 PAZAR

Sabah geç uyandı. yatakta hep beraber biraz yattık. gün çok rutin geçti. pek yazacak birşey aklıma gelmiyor. ama şu video var.

gece, salona geldi ve "ben de ders yapıyom. abi de ders yapıyor. siz de susun" dedi ve gitti. güldürdü bizi velet...

gece shrek seyrediyordu. beni de çağırdı. beraber yatıp seyretmeye başladık. ben onu uyutma gayesiyle yatmıştım ama ben uyumuşum. hanfendi gece 1.30 a kadar ayaktaymış.

21 Şubat 2015 Cumartesi

21 ŞUBAT 2015 CUMARTESİ

sabah gene hagat olayı yaşadık. yatak onlarınmış. herkes kalktıktan sonra ben yattım. üf ya, baba gene uyumuş deyip gelip üzerimde zıplayarak kaldırdı. dayısının aldığı çimadamın kafasında çimler çıkmaya başlamış. çok mutlu oldu. öğleden sonra annesiyle gezmeye çıktı. bugün çizdiği bir resimde bizi çok şaşırttı. teelefon çizmiş. telefonun üzerinde de gökkuşağına benzeyen çizgiler... gökkuşağı sandık ama bunun ses olduğunu söyledi. ses dalgalarını çizmiş velet...

abisiyle acayip azıyor. "abi beni yakalayamaz" diye abisini ayartıp evin içinde koşturup duruyorlar.  akşam aile gününe gittik. aslınazın oturdu. aslınazın tabletiyle bütün gece oynadı. eve gelir gelmez uyudu.

20 ŞUBAT 2015 CUMA

Bugün pek yazacak bieşey yok. sabah ben de annesiyle berabeer yattığı yatağa yattım.  bu yatak bizim. git burdan diye beni kovdu. yatak ta demiyor. HAGAT diyor. babanneye gitmek istemedi. surat ede ede götürdüm. akşam da annesi aldı getirdi. kapıyı çaldı. açtım. elinde kocaman kartopu.. içeri koşup abisine attı. sonra da yerden alıp ikisi birden bana attı. gece, koltuk yastıklarını yere dizip Hagat yaptı. ben yatınca da benim yatağım. kalk diye beni kovdu.

19 Şubat 2015 Perşembe

19 ŞUBAT 2015 PERŞEMBE

Bu sabah zırlayarak uyandı. ne hikmetse her kar yağdığı ve etrafın bembeyaz olduğu sabah zırlayarak uyanıyor. üstelik daha kardan haberi yokken... karı gösterip mutlu olmasını istiyorum ama kısmet olmadı. yere kapaklanıp zırlıyor. sakinleştikten sonra dışarıyı gösterdim. kardanadam yapma teklifimi kabul etti. abisiyle sucuklu yumurta yedi. dışarıya çıktık. karların üzerine yatıp yatıp duruyor. daha 4 aylıkken karlara yatırırsak olacağı bu. şimdi de kendisi yatıyor karların üstüne... kardanadam yaptık. kartopu oynadık. çok eğlendik.
resim
video
işten döndüğümde gene saklandı. hakkaten güzel saklanmış bu sefer... annesi geldikten sonra annesinin facebook profilindeki bebek ayşe resimlerine baktık. kendini tanıyor. bebekken ne kadar çirkinmiş dedim resimlere bakarken... bozuldu. sonra annesinin öğrencilik resimlerini açtık. bazılarında tanıdı. bazılarında tanımadı annesini... hatta bazılarında başkalarının annesi olduğunu iddia etti.

HİMBOD veya HİMBOND
bunun ne demek olduğunu anlamadık. bana katlanmış bir kağıt verdi ve bu henin himbund dedi. anlamadım. annesi de anlamadı. 10 dakika bize anlatmaya çalıştı. hatta izah bile etti ama anlamadık.
akşam yemeğinde tabağına yoğurt  doldurdu sonra da yemeği yarım bıraktı. ben de sertçe tabağındaki yemeği bitirmesini söyledim. bozulup bana küstü. annesi yemeğini yedirdi. yemek öncesinde annesi saçını bağırta bağırta ördü. sonra ne oldu hatırlamıyorum ama bana çok kızdı. arka odaya gidip yatağa yatıp ağlamaya başladı. yanına gittiğimde bana "odadan git" diye bağırıyordu. yanına uzanıp saçını okşadım. sakinleşti. bir süre daha ortalıkta dolandı. sonra uyudu.

17 Şubat 2015 Salı

18 ŞUBAT 2015 SALIRTESİ

gece çok geç yatmış olmasına rağmen sabah erkenden uyandı ama hemen kucağıma yerleşip tekrar uyuma pozisyonu aldı. ben de yatağa yatırdım. yattı. gözlerini yumdu ama bie eliyle de bana dokunuyor. yatağa hafif vuruşlarla minik titreşimler yarattım ki, uykuya dalsın... titreşimleri durdurduğum ya da ritmini bozduğum zaman, uykusunda kafasını hafifçe devam et anlamımda sallıyor. çok komik bir görüntü... yarı uyur yarı uyanık... en sonunda iyice daldı da odadan ayrılabildim. bir süre her ayrılmaya kalktığımda uyanacak gibi oldu.
.bir süre uyuduktan sonra uyandı. kucağıma alıp babanneye götürdüm. sıkıntı olmadı. akşam oğlum almış. ben eve geldiğimde hemen baba diye koşarak beni kapıda karşıladı. akşam gene abisiyle azdılar. abisi onu sıkıştırıyor. kızm da baba beni kurtar diye benden yardım istiyor. birkçaç kez ayşeyi kurtardım. bu sefer de beren beni, yakaladı. bırakmıyor. gece ben erken yattım. ayşe gece 1.30 gibi annesini de sen git yat diye uyutmuş. ne zaman uyuduğu muamma...

16 Şubat 2015 Pazartesi

17 ŞUBAT 2015 SALI

Biraz önce, "daire siyah, daire beyaz" diyerek birşey istedi. ben anlamayınca gösterdi. tavlaymış istediği... şu an oynuyor tavlayla...

sabah çok erken uyandı. televizyon seyrederken şokella kavanozunu getirdi. ekmeğe sürdüm yedi. daha önceden bi barbi bebeğine oyun hamurlarından elbise, bilklik falan yapmış. o bebeği sakladığı yerden çıkardı. tabii, hamurlar kurumuş. çok bozuldu hamurlar kurumuş diye... hamurları kutularına koyup tekrar yumuşatalım teklifime bile yanıt vermedi. çok kızmış. hamurlar kuruyor diye söyleniyor. biraz sonra suluboyasını istedi. verdim. fırça da kuruyup sertleşmiş. hamur da kuruyor dedi. sonra avucunu boyayıp kağıda baskı çıkardı.
Tavla da oynadık... pulları satranç karelerine sırayla dizdik ve dama benzeri bir oyun oynadık. ayşe kazandı tabii.. sonra kucağıma alıp babanneye götürdüm. neşeli ve gülümseyerek girdi içeri.. akşam abisi aldı getirdi. kapı çalınınca açtım ve kartopları üzerime gelmeye başladı. ikisi de ellerine kartopu alıp gelmiş. beni bir güzel şişlediler. yemekten sonra banyoya soktum. suda oynarken bıraktım. tekrar döndüğümde lifi sabunlamış, kendi kendine yıkanırken buldum. bunu da tek başına yapmaya başladı. bu nasıl bir kız böyle...  bugün abisiyle acayip azdı. gidip gidip abisine sırnaşıyor. sonra da "baba beni kuytay" dite bağırıyor. bol bol cilveleştiler. gece çok geç uyudu.

16 ŞUBAT 2015 PAZARTESİ

geç saatte uyandı. babannesine götürdüm. sonra dedesine bırakıp babannesiyle adliyeye gittik. döndüğümüzde karnı doymuş ve keyfi yerindeydi. bir süre ben de orada kaldıktan sonra ayrıldım. akşam ben aldım. yol boyunca kaldırımdan yürüme takıntısı depreşti gene... akşam abisi oyuncak hikayesini açtı. seyretti. bugün kızım ilk tablosunu yapmış
resim,
kendi içinde bütünlük taşıyan bir resim. ayşe var, ev var. çiçekler var. gökte bulutlar ve güneş var. hatta zemin bile yapmış. bildiğin enikonu resim. evin üzerinde gülen yüz var sandık ama o da kapı tokmağıymış :)
gece annesi saçını örerken hiç sesini çıkarmamasına annesi çok şaşırmış. bi bakmışlar  ki oturduğu yerde uyumuş.
resim

15 ŞUBAT 2015 PAZAR

Ankarada efra, hüma ve umayla gün geçirdi. Gün içinde olanlar değil de genel ankara izlenimi yazmak daha doğru...

ayşe, diğer çocuklarla oynamaya bu sefer pek yanaşmadı. çekingenlik gösterdi. neden anlamadık ama annesi çok rahatsız oldu.

efrayla iyi geçinmemek işini iyice ileriye götürüp "etta başka eve gitsin" e kadar vardırdı.

sürekli efradan şikayet edip zırlayarak yanımıza geldi. yardım istedi. biz de tersledik. daha beter zırladı. ama efrayla didişemiyor. hemen pes ediyor.

14 Şubat 2015 Cumartesi

14 ŞUBAT 2015 CUMARTESİ

gece ayşe birkaç kere uyandı. her seferinde uyuttum. sabah beni uyandırdılar. gene panduflar sorun oldu. kahvaltıdan sonra sürekli problem olan deniz topuyla çok güzel oynadılar.


13 ŞUBAT 2015 CUMA

gece efra sürekli mızırdayıp durdu. uykusunda sayıklamış. hastayım. anneye götür. ayşeyi götürün falan.. gece sesler bizim olduğumuz yere de geliyordu. ayşe de uykusunda duyuyor tabii. ayşe de (herhalde) rüya görmeye başladı. bütün gece "hayıy hayıy" ssleri bir ayşeden bir efradan geldi. sabah gene yumurta pişirdim ikisine de... gayet güzel yediler. öğlen annesiyle dışarı çıktık. ayşe ilk başta gelmek istediyse de pek sıkıntı yaratmadı. akşam gene efrayla hem kavga hem oyun rutini devam etti. ayşe efraya küstükçe gelip bizden yardım istiyor. biz de her seferinde kendi problemini kendin hallet diyoruz. ayşe ağlayıp zırlıyor. bir de ayşenin pembe pandufları sorun oldu. efra onları istiyor. o kadar istiyor ki, kendine ait ve ayşeye vermek istemediği şeyleri bile ayşeye veriyor takas için... ayşe ise hem verileni alıyor hem de pandufları vermeye yanaşmıyor. baskıyla verdirtiyoruz.
mustafa geldiğinde bir sürü zımbırtı getirmiş kübadan... ipli kaplumbağa paylaşılamadı. uzun süre efra oynadıktan sonra ayşe de alabildi en sonunda...

12 ŞUBAT 2015 PERŞEMBE

Sabah hem ayşeye hem efraya sahanda yumurta pişirdim. afiyetle yediler. hatta birbirlerinden gaz alıp ikinciyi bile istediler. sonra iş için ayrıldım. akşam geldiğimde ortalık sütlimandı ama gündüz mustafanın annesiyle kardeşini paylaşamamışlar. ayşe, efranın babannesini sahiplenmiş annanne diye.. efranın halasını da sahiplenmiş. benim halam diyormuş. hatta ayşe türkan hanımın dizinde uyumuş. efrayla kah oynama, kah boğuşma, kah küsüşm devam ediyor. ayşe zırt pırt fraya küsüyor. efranın arabası her zaman sorun...

12 Şubat 2015 Perşembe

11 ŞUBAT 2015 SALIRTESİ

sabah uyandı ve yanıma geldi. sonra efra da uyandı. ilk başta hep olduğu gibi gayet güzel oynadılar. sonra sürtüşme başladı. özellikle de deniz topu büyük problem oluyor. kızım ağlayarak, bana da al diye aynından istiyor. tamam kızım alırım. sonra denize gideriz.efrayı götürmeyiz dedim. bizimki güldü bu sefer efra ağlamaya başladı. ayşeye barbi oyunları açtım laptopta... efra da tablette barbi oyunları açtı. bir süre sıkıntı yoktu. bir ara evin bir ucundan bir ucuna koşarak yarış ettiler defalarca... kapının ağzında sayıyorlar 1-2-3 diye.. sonra depar...
sonra gene kavga... ayşe sürekli efraya küsüyor. hatta bana gelip efraya kızmamı bile istedi. ben de olmaz. kndi sorunlarını kendin hallet dedim. bozuldu. efra ona kötü diyormuş. hatta kızımın söyleyişiyle "etta bana hötü söyledi" dedi yerine söyledi diyor. hok monik oluyor.
sen de ona kötü de dedim. gidip sensin kötü diyor. efra karşılık veriyor. bizimki karşılık veriyor. efra gene karşılık verince bizimki zırlamaya başlıyor.

10 ŞUBAT 2015 SALI

sabah babannesine götürdüm henüz uyurken... battaniyye sardım. ama kucağıma alınca uyandı. sonra öğlen gibi babanneye gittiğimde keyfi yeindeydi. babannesi kelimeleri yanlış söylemesini düzeltmeye çalışıyor ama ayşe sırıtarak yanlış söylüyor. babannesinden "müüme" istedi. düğme yani.. düğmelerden resim yapıyor, bantla kağıda yapıştıırp. hatta banta sırayla dizip bilekli bile yapmış. benim bileğime taktı. düğme demesini istiypruz. müüme diyor. heceleterek söylettim. dü.. me diyor. ikisini birlikte söyletmeye çalışınca müüme oluyor gene...babannesiyle mahkemede işimiz vardı. ayşe de gelmek istedi ama kabul etmedim. hava soğuk. akşam üzeri almaya gittiğimde uyuyordu ama hemen uyandı. ankaraya gidecez ddim. kızıp itiraz etti. hayıy, eve gidecez dedi. ankaraya gelmek te istemedi ilk başta ama uyku sersemliğini atınca tabii ki gelmek istedi. annesi, ben ve ayşe arabayla yola koyulduk akşam. yolda arka koltukta tek başına oturdu. annesiyle arası bozuk niyeyse... arada birkaç kere kucağıma aldım. şehirlerarası yolda araba kullandı haspam... sizi ben ankara götürcem diyor. sonra uyudu. ankarada eve çıkarırken uyandı. daha uyandırmadan taşımayı başaramadık. tavşan uykusu var mübarekte...

9 Şubat 2015 Pazartesi

09 ŞUBAT 2015 PAZARTESİ

bütün günü evde geçirdik. babanneye gitmek istemedi. yapbozlarla, oyun hamurlarıyla bebekleriyle oynadı. bir ara büyük ayşe olmaktan vazgeçti. bebek ayşe oldu.

kağıttan logo

hoyudu
sen anne hoyuy.

08 ŞUBAT 2015 PAZAR

Günü evde geçirdik. sadece akşama doğru ablasını uğurlamak için terminale gittik. ablasının gitmesini istemiyor. okula git sonra hemen geri gel diyor. otobüs kalkana kadar anatoliumda dolandık. uçan balon mevzusu büyük kriz çıkardı. balon istedi ama pahalı olduğu için almadım. dışarıda aynı balonları yarı fiyatına satıyorlar. tutturdu balon diye... dışarıdan alacam deyince, bunların küçük olduğunu, dışardakilerin uçup gittiğini, bunların uçmadığını falan söyleyip beni ikna etmek için epey uğraştı. "baba bana balon almıyor diye beni şikayet bile etti. oradan ayrılana kadar pes etmedi. mediamarkta girdiğimizde çocuk oyun alanına bıraktık. kendisi kalmak istedi. biz dolanırken gayet güzel oynadı. başka bir çocuk ayşenin oynadığı oyuncakla oynamak istemiş, ayşe istemeye istemeye paylaşmış oyuncağı ama dudakları ağlamaklı olmuş. ağlamamış ama dokunsan ağlayacak hale gelmiş. oradaki bir kadın anlattı.

7 Şubat 2015 Cumartesi

07 ŞUBAT 2015 CUMARTESİ

gece saat 03 te uyudu. tekrar yatırdım. sabah erkenden yanıma geldi. çişini yaparken yerdeki parke çıtasındaki zedelenme lekesini zıplayan ata benzetti. ben kanguruya benzetince kızdı. (halbuki benziyor) birşeyleri birşeylere benzetme, soyut düşünme yeteneği gelişkin... benim  tahminim, paket programla doğduğu yönünde... sanatsal yetenek paketi.. sürekli kafasında senaryolar yazıyor. evdeki insanlara oller dağıtıyor. bizi oynatıyor. bebeklerine de oynatıyor. geçenlerde de havhav olduğunda şarkı söylemeye başlamıştı. havhavlar şrkı söylemez deyince melodili şekilde havlamaya başladı. işte böyle söyler dedi. sucuklu yumurta yaptım. afiyetle yedi. bilgisayarda bol bol pepee seyretti. beraber çilek ektik. çilekleri suladı. bakalım çıkacak mı? akşam üzeri köfteci yusufun dönercisine gittik. ayşe nedense döner yemektense masadaki beğeni kartlarını işaretlemeyi tercih etti. ye diye diye yedirdik. epey yedi gene de... sonra markete gittik. hemen tanıdı marketi. buraya gedik biz diye daha otoparkta söylemişti zaten... pembe botlarını buradan aldığımızı hatırlıyor. bu sefer de kendine barbi bebek aldı. evde banyoya girdi. şampuan şişesini olduğı gibi boşaltıp bitirmiş. köpüklü suyun içinde oynadı durdu. çıknca da o kadar yorulmuştu ki hemen uyudu.

06 ŞUBAT 2015 CUMA

öğleden sonra geldim eve... kızımla beraber dışarı çıktık. kucak istememesi hususunda konuşmuştuk. hiç kucak istemedi. beraber kayhana gittik. cantık ısmarladım. 1 tane yedi. halbuki evden çıkmadan ekmek kemiriyordu. unutmadan yazayım. bir süredir ekmek dilimini kemirdikten ve telefon ahizesi biçimi verdikten sonra kulağına götürüp bizlere telefon ediyor ve konuşuyor.
cantıkçıdan sonra tramvaya bindik. büroya gittik. yolda kendine horoz şekeri aldı. bir süre büroda oyalandıktan sonra, tekrar tramvaya bindik. tramvay öylesine kalabalık ki... insanlar bindikçe tıklım tıkış oldu. en sonunda dayıoğlunda vatman değişiminde indik. parktan geçerken çocuk parkına girmek istedi. salıncakta sallanırken yüzü koyun kumların üzerine düştü. ağzı kanadı. kum doldu. kucağıma alıp eve götürdüm. annesi ağzını falan sildi. burnu ve çenesi hafifçe sıyrılmış. acıyo diye diye yattı uyudu.  

6 Şubat 2015 Cuma

05 ŞUBAT 2015 PERŞEMBE

Bugün kızımla gurur duydum. gözlerimi yaşarttı. hep diyorum zaten; ayşe bambaşka bir çocuk. çok farklı, çok özel...
sabah ablasına bıraktım. evden çıkarken, faturayı ödemediğim için (hep geç yatırıyorum zaten) kesilen kablolu TV yi açtırmak için param olmadığını, para bulmam gerektiğini falan söylüyordum ev halkına... benim param var diyerek elimden tutarak beni arka tarafa götürdü. ben de bir yerlere para saklamış sandım. tokaların falan olduğu kumaş kaplı sepetinde takılı olan "A" harfli altın kolyesini bana verdi. "bu al, para öde" dedi. kızım daha  yaşında ama bana altınını veriyor. bir de nerden biliyorsa altının paraya çevrildiğini de biliyor. akşam geldiğimde ev tamamen oyuncaklarla kaplıydı.

4 Şubat 2015 Çarşamba

04 ŞUBAT 2015 ÇARŞAMBA

annesiyle dalga, market, güneş,  turşu saklamak

yazmayıp erteleyince aldığım notları bile unutmuşum.
Tek aklımda kalan yemekten önce turşu yemeye dalması ve annesi yemekten önce yeme deyip turşuyu kaldırınca, masanın altına girip, sakladığı turşuları katur kutur yemeye devam etmişti.

03 ŞUBAT 2015 SALI

sabah öbür çocuklara bıraktım. öğleden sonra geldim. ayşe ortalıkta oynuyor. günün bombası akşam üzeri geldi. ayşe fındık gibi davranmaya başladı. yerde emekliyor ve havlıyor. aynı fındık gibi kucağa zıplayıp yalıyor. önüne nesquik gevrek koydurdu. onları köpek gibi ağzıyla yiyor. olayı büyütüp sofrada da aynı şekilde yemeye kalkıştı. hatta suyu bile diliyle içti. çok komikti. ayşenin deyimiyle "hok monik"

abisi "hok monik" deyince "hok monik" değil abi, "hok monik" diye düzeltiyo aklı sıra.. bir de heceliyor. biz, söylediği sözleri anlamayınca heceleyerek tekrarlamaya başladı.

aylardır yaptığı ama yazmayı ihmal ettiğim birşeyi de yazayım. birisi ayşeye kızınca veya işine gelmeyen bir söz söylediğinde eliyle o kişinin suratını başka tarafa çeviriyor. kendisine bakılmasını istemiyor.

01-02 ŞUBAT 2015 PAZAR-PAZARTESİ

Ankaradayız. Ayşe tüm gün efrayla kah oynuyor. kah boğuşuyor. ama genelde güzel oynuyorlar. oyuncak paylaşamama ve efranın oyuncaklarını saklaması problem oluyor. Ayşe sık sık efraya küsüyor. kollarını kavuşturup hıh diyor. ben ettaya küstü.... bir ara ailecek lunaparka gittiler. ayşe hayatında ilk defa çarpışan arabaya binmiş. annesi pazar günü döndü.
video
Pazartesi akşam geldiğimde uyuyordu. uyandıktan sonra yola çıktık. arabada abisiyle azdı. neşeden kahkahalar atıp durdu yol boyunca.. mezitler tünelinden geçerken, tünel boyunca çığlık attık beraber. uyanır diye uyutmadık yol boyunca.. eve girince annesine sarıldı. özlemiş. sonra uyudu.

22 EKİM 2017 PAZAR

sabah gene enselendi. Koltuğun arkasından kafasını çıkardığı an gözgöze geldik. Kahvaltı için dünden yapılmış akıtmalara nutella sürüp verd...