ankaradan getirdiğimiz ve annannesinin ördüğü marsupilami oyuncağını anmadan olmaz. şu ana kadar ihmal etmiştim. "marsupilami"ye "hamuhumini" diyor.
sabah önce parka gittik. ama büyük parka gitmek istedi. ama ters yönde olduğundan gidemedik. bozuldu ve kızdı. bıraktığımda zırlıyordu. yarın götürme sözü bile kar etmedi.
akşam ablası -evet, geldi- almaya gitti. babannesiyle ekmek almaya giderlerken yolda rastlaşmışlar. ayşe hemen koşup sarılmış. merdivenlerde ablasıyla yarış ediyordu. anne gelince abla kardeş yatağa yatırıp gıdıkladılar.
akşam yemeği için cantıkçıya kızımla beraber gittik. kızım bisiklette... sağı solu gene unutmuş... bisikletle hızlı giderken gidonu bırakıyor. daha önce de bayır aşağı giderken yapmıştı.
kime çektiyse :)
ayakkabısını giymeden bize düz mü ters mi diye soruyor demiştim ya... "baba, böyle??" diyerek soruyor. zaten artık şaşmıyor da...
yemekten sonra ellerini yıkamaya gitti. ıslak ve soğuk elleriyle ablasının yanaklarına dokunup ablasını üşüttü. bunu yazmayı unuttum ama epey zamandır bana da yapıyor. çok eğleniyor biz ürperdikçe... kahkahalar atıyor.
ablasının yanağına süpangle yedikten sonra öpücük kondurdu. ablası da ona... ikisinin de yanağında tatlıdan yapılma dudak izi var.
3 kardeş hep beraber arka odaya gittiler. bütün gece salona gelmezler muhtemelen...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder