25 Haziran 2016 Cumartesi

25 HAZİRAN 2016 CUMARTESİ

Ankaradayız. Ayşe efrayla oynuyor. Geçenlerde yaptığımız telaffuz çalışması sonuç vermiş, EA değil, EFA diyor.
Geçtiğimiz günlerle ilgi yazılması gereken en önemli şey, meslek seçimi... Veteriner olacakmış. Abisi hastaneye gittiğinde doktor olmaya karar vermiş ama hayvan doktoru...
Bir de evde süslenip püslenip klip çekmesi var. Abisinin aldığı barfiks çubuğunda barfiks çekmesi var, tabii destekli... ayrıca ip bağlatıp salıncak ta yaptırdı kendine... hem kendi sallandı hem bebeklerini sallladı.
Ankaraya giderken terminal otobüsünün bomboş olmasına hayret etti.

23 Haziran 2016 Perşembe

23 HAZİRAN 2016 PERŞEMBE

hava çok sıcak. ortalık yanıyor ama bizim süslü, pembe abiye elbise ile geziyor. sentetik kumaşla nasıl rahat ediyor, bilmem..
ama asıl olay, benden teleskop istemesi. yıldızlara bakmak istiyormuş. bunu daha önce de istemişti. astronomiye epey meraklı... babası gibi...

22 Haziran 2016 Çarşamba

22 HAZİRAN 2016 ÇARŞAMBA

Ayşe evde uzun eteklerini giyip geziniyor. abiye ile gezmeye meraklı... süslü şey... bugün arka odada müzik açıp dans ediyor. siyah gözlükleri takmış. ortalıkta geziniyor. annesi, "gel de küçük ergeni gör" diyor. gecenin bir yarısı olmasına rağmen eteğini çıkarmayı reddediyor.  

12 Haziran 2016 Pazar

12 HAZİRAN 2016 PAZAR

Bugün bazı harfleri telaffuz etme çalışması yaptık ayşeyle... patlamalı harfleri telaffuz edemiyor hala... yani, ç-f-v-p-l gibi... ben belirgin ağız hareketleriyle harfleri telaffuz ederken, ağzıma bakmasını istedim. ardından da aynı harfleri söylemesini... L dışında hepsini söylettim. sonra kelime içinde de yapabilecek mi diye "evet" demesini istedim. "eyee" yerine "evett" dedi. becerdik yani...

bisikletle gezmeye iyice alıştı ve merak sardı. her yere bisikletle gidiyor. ama birşey ortaya çıktı ki; sağı solu unutmuş. tekrar öğretmeye çalıştım ama öğrenmekte zorlanıyor. dağıldı. ben de üstelemedim.
yatakta ailecek oynaşırken, insanların üzerine tüm gücüyle ve dizlerini gömecek şekilde atlıyor. hiç acıması yok. bir de son zamanlarda annesine "10 senelik annem" diye sarılıyor. gülüyoruz bol bol..

5 Haziran 2016 Pazar

05 HAZİRAN 2016 PAZAR

Dün ablasını alıp geldik adapazarından... arabada keyfi gayet yerindeydi. araba oyunu oynamadık nedense... yazmışmıydım, bilmem, araba oyununun ayşe versiyonunu oynuyoruz. o bir hece söylüyor. o heceyle başlayan kelime öylüyoruz. 2. tur yok. sonra gene ayşe yni bir hece söylüyor. söylediği heceyle başlayan kelimeyi önceden kafasında belirliyor. sonra hecesini söylüyor.  2. turda aynı heceyle başlayan kelime bulmakta zorlanıyor. hatta bulamıyor. ancak geri geri saymayı beceriyor. bunu da bir çizgifilm aracılığıyla öğrendi. son zamanlarda yabancı dildeki konuşmaların ne anlama geldiğini sormayı alışkanlık haline getirdi. TV de bi çizgifilmde "final countdown" çalıyor. bu vesileyle countdown'ın gerisayım anlamına geldiğini konuştuk. artık geri sayabiliyor. günün bombası ise aşk ve aşık olmakla ilgili düşünceleri... annesiyle ablasına anlattığına göre; birisini yanağından öpersen aşık olurmuşsun. ama öpülen aşık olmazmış. o da öperse aşık olurmuş. iki kere öperse daha çok aşık olunuyormuş. hiç ayrılınmıyormuş. iki kişi aynı kişiyi öperse birbirlerinin peşinden koşarlarmış. eğer öpmeden sadece yanağını değdirirsen aşk bitiyormuş. kızımın 5 buçuk yaş itibariyle aşk üzerine faraziyeleri bunlar... herhalde okulda gelişen ve yerleşen düşünceler...
bir de şu var : ablasının bardağından buz alıp eline yüzüne sürmüş ve "oh be! ateşim söndü" demiş.
Akşam yemeğinden sonra laptopta, youtube'tan "Comfortably Numb" dinliyordum. Ayşe birden bana dönüp, "baba, doğum günümde bunu çal" dedi. vay be... şaşkınlıktan küçük dilimi yutacaktım. ama bu şarkıda bi tılsım, sihir var. yıllar evvel alt sosyokültürel katmandan gelen arabeskten başkasını bilmeyen vesile bile, bu şarkıdan hoşlanmıştı. kızım, haydi haydi sever.    

22 EKİM 2017 PAZAR

sabah gene enselendi. Koltuğun arkasından kafasını çıkardığı an gözgöze geldik. Kahvaltı için dünden yapılmış akıtmalara nutella sürüp verd...