29 Haziran 2013 Cumartesi

29 HAZİRAN 2013 CUMARTESİ

Bu sabah sabah 06 gibi uyanmış. ben yarı uyanıktım. Annesine çişini göstermiş. Salona gelip oturağa çiş edildikten sonra salonda kaldı ve yattı. Bir süre sonra tekrar yatak odasına gitti. Bayağı geç saate kadar uyudu. 10 gibi uyandı. Nutellalı ekmek yedi. o sırada oturağında oturuyordu.perdeyi yüzüne kapatıp şirinlik yaptı. Ben de perdenin altından lokmaları verdim. kahkahalar eşliğinde gayet neşeli bi kahvaltı oldu. Ardından TV açtım. keloğlan seyretti. Tv de çizgi filmde zürafaları gördü. şimdi de evin içinde zürafalar gibi zıplayarak yürüyor. Biraz önce ablası ayşe de "ben seni çok seviyorum" deyince bizimki "ben de" diye cevap vermiş. tabii süreklilik olmadığı için tekrarlamadı ama son zamanlarda konuşmak konusunda bayağı ilerleme kaydetti. Baba diye seslenmesi artık standard. sabah kalem ve defterlerini çıkarttırdı. sonra da tabakta duran balık krakerlerin resmini çizdirdi. (dün de çizmiştim) çizdiğim balık krakerlerin üstüne balık krakerleri yerleştirdi. Parmakla 1 ve 2 yapmasını öğrettim. öğrendi galiba. ama yaşın kaç deyince, 5 ya da 10 parmağını açıp Ayi diyor. Öğleden sonra evin dişilerini Eskişehire götürdüm. Yolda biraz uyudu ama çok geçmeden uyandı.


Aldığımız çitoslardan yedi bol bol. acayip neşeliydi. arabanın içinde hopladı zıpladı. değişik sesler çıkardı, kahkahalar attı. Bir ara bana sardı. Parmağıyla kulağıma bastırıp bastırıp güldü. sanruf'u açıp kapamaktan müthiş zevk alıyor. Her zaman olduğu gibi gene yaptı.Güzel bi yolculuktu ama maalesef kızımı birkaç gün göremeyeceğim. Blog boş geçecek yani...

28 Haziran 2013 Cuma

28 HAZİRAN 2013 CUMA

Sabah, salondaki yatağında ters dönmüş  vaziyetteydi. Uyandı. Ben de annesinin yanına götürdüm. Elinde de biberonu. Orada biraz yattı ama uyumadı anlaşılan. Ben kendime suculu yumurta pişirirken geldi. Yumurtayı sen kır dedim(çok sever) Reddetti. Onun yerine tuzluğu işaret etti. Anlaşıldı. Kahvaltımızı hazırladık. Bu sefer de kendi küçük tavasını çıkardı. Yumurtanın onun yiyeceği kısmı onun tavasına aktardık. Pamuk Prensesli tepsini zaten çoktan sehpanın üzerine götürmüştük. Kahvaltı sırasında 2-3 kere çişini gösterdi. Meğer kakası varmış. O işi de hallettik. Şu an elinde boya kalemleri, resimleri boyuyor. Daha önce söylememiştim sanırım Daha bu yaşta üstelik kalemi yamuk tutarken bile taşırmadan boyayabiliyor. Kalemi de inadından yamuk tutuyor yoksa istese düzgün tutabilir.
Annesi de uyandıktan sonra laptopun başına oturdu. Orada ona Pepee videosu açtık. Annesi saçına toka taktı diye ortalığı ayağa kaldırdı. Ağlayıp bağırdı. Neyse ki sonradan sakinleşti. Pepee seyrediyor. Aslında uykusunun gelmiş olması gerekiyor şu sıralar.

Gene banyoya girdi. daha doğrusu ben yıkanırken o da girmek istedi. Küçük kuvetini doldurduk . Çok uzun bi süre suyun içinde oynadı. Parmaklarını gösterdi gene buruştu diye.. En sonunda saçını şampuanladı kendi. Bir de kafasını elleriyle sabunlaması yok mu, çok şeker. Sevgiyi çağırdım görsün diye. Çıktıktan sonra bir uyudu pir uyudu. Uyandığında saat 18.00 i geçiyordu.




Uyandıktan sonra birlikte pazara gittik. Ayşeyi bebek arabasına koyup pazara gitmeyi seviyorum. Torbaları arabanın koluna takıyorum. Yük olmuyor. Ayşe de tezgahlardan meyveleri alıp alıp yiyor. İlk defa vişne yedi. Beğenmiştir eminim ekşi ekşi. Kayısı yedi, kiraz yedi. Eve döndük. Merdivenlerden yürüyerek çıkmayı kabul etmedi. Kucak istedi. hem torbalar hem Ayşe . İflahım kesildi. Eve geldiğimizde babanne evdeydi. Onu görünce sevindi. Onunla bayağı oynadı. 


akşam yemeğinde yumurta yedi. Bu arada çok garip birşey yaptı. Ayak baş parmağına yumurta döküldü. O da ayak başparmağını ağzına soktu. hem de birkaç kere. hem de ayaktayken. Birşeyi atlamıştım. onu da yazayım. Gece annesi Berenin telefonunu kurcalayınca beren kızıp sandalyeyi yere fırlattı. ayşe de çok korktu. Ağladı. Kucağıma alıp balkona çıkardım. Orada biraz teskin ettim de sakinleşti. Yoksa bayağı içli ağlıyordu. ayrıca arkamızdaki parkta kibariye konseri vesilesiyle şimdiye kadar gördüğüm en uzun havai fişek gösterisini seyrettik. Çok hoşuna gidiyor havai fişeklerin patlaması. 

27 Haziran 2013 Perşembe

27 HAZİRAN 2013 PERŞEMBE

Bu sabah erken çıktığım için kızımın uyanmasını göremedim Annesiyle yatakta yatıyordu. Yatağın öbür ucuna kadar gitmişti. Geldiğimde de evde yoklardı. Gezmeye gitmişler. Akşamüzeri geldiler. Annesi ikayet ediyor hep kucağa alınmak istiyor diye. Hakkaten son zamanlarda hemen kucak istiyor. Halbuki eskiden yürümek isterdi. Akşam yemeğinden önce nutellalı ekmek yedi bayağı.

Yemeğe çağırdığımızda bilgisayarda Pepee seyrediyordu. Gelmedi bir müddet. Ardından geldi ve bir tabak pilav yedi. İlerleyen saatlerde abisi yıkanırken banyoya girdi. Çocuğa rahat vermediği gibi o da banyoya girmiş. Abisi çıktıktan sonra da çıkmadı. Elleri buruşana kadar kaldı.

En son ben blogu yazarken annesi son marifetini gösterdi. Su içerken önüne dökülmüş . O da göğsüne havlu sokmuş. Bana parmağıyla gösteriyor havluyu :)
Şimdi de, abisinin telefonunu alamadığı için ağlıyor. Bana geldi, kucağıma. Başını gömdü , ağlıyor. Bana yardım eder misin kızım deyip bacaklarımın üstüne oturttum. Mekik çekmeye başladım. Her doğrulduğumda da gıdıkladım. Biraz güldü ama gene ağlayarak annesinin kucağına gitti. Uyur herhalde.
Uyumadı.. Gene uyumadı... saat 0.30 civarı... Uyu kızım demekten dilimde tüy bitti. En sonunda salonda koltuk minderlerinden hazırladığım yatakta sızıp kaldı.

22 EKİM 2017 PAZAR

sabah gene enselendi. Koltuğun arkasından kafasını çıkardığı an gözgöze geldik. Kahvaltı için dünden yapılmış akıtmalara nutella sürüp verd...