29 Haziran 2014 Pazar

29 HAZİRAN 2014 PAZAR

Yumurcak Tv de pazarlama satış yayınında satılan ürünler 1-2-3-4-5-6 diye sayılırken bizimki de biğ-iki-üt-dü-beeğ diye eşlik ediyor. parmaklarıyla gösterdiği de oluyor sayıyı. sabah uyandığında gene huysuz ve geçimsizdi. huysuzluk ve geçimsizlik çok sık olmaya başladı. inşallah yapısal bi problem değildir. sabah karnını doyurduktan sonra doydu dedi. ben de öğretmek amacıyla karnım aç demeyi öğretmeye çalıştım. ben "karnım aç de kızım" dedikçe ağzını açıp ağzındaki lokmayı gösterdi. doğrucu davut...
bugün benden göründüler... ben gene havhav oldum. uzun zamandır yazmayı unuttuğum birşeyi tam bunları yazarken gene yaptı. artık yazmak farz oldu. Tv de mac donalds reklamında mc donaldsın meşhur çangılı çalınca tekrar ediyor. tarattattatta... az kalsın günün bombasını unutuyordum. ilk defa bu sabah kalkar kalkmaz Tv yi açtırmadı. uzun bir süre oyuncaklarıyla oynadı.  akşam üzeri kızımla beraber hamburger almaya zafer plazaya gittik. hayatında ilk defa hamburger yedi.. çocuk menüsü... guga ejderha da aldı oyuncak olarak...

 iftara kadar 2 saat kadar yemek katında oyalandık. sonra hamburgerleri alıp geri döndük.


 gelirken de giderken de hem tramvayın hem asansörlerin tüm düğmelerine mutlaka ayşe bastı. zaten hemen meen diyor basılacak düğme görür görmez... akşam annesi gene parka götürdü. gece de zekilere indiler maaile... balkondan neşeli neşeli sesi gelip duruyordu. artık sahura kadar oturuyor.

28 Haziran 2014 Cumartesi

28 HAZİRAN 2014 CUMARTESİ

günün bombası bir söz değil bu sefer, bir hareket... ben her zamanki yerimdeydim. (yani, halıya oturmuş vaziyette koltuğa yaslanmış, ayaklarımı uzatmış, önümde sehpa üstünde laptop)
yanıma gelip kalemlerini istedi.(tabii ki yazma hareketiyle) ben de bilmediğimi ve kendisinin bulması gerektiğini söyledim. kalemleri ve kitapları siyah ipli heybemsi bir torbada durur hep.. üçlü koltuğun yanındaki boşluğa baktı orda mı diye... sonra elimi tutup arkaya doğru uzattırdı. elimin işaret parmağını da açtırdı. işaret parmağımı aşağı yukarı hareket ettirip duruyor. ne yapıyor bu diyerek dönüp baktım ki, heybenin ipini yakalamış, parmağıma geçirmeye çalışıyor. parmağıma takınca ben de torbayı çıkaracam yerinden böylelikle... vay uyanık vay...
gündüz kaydadeğer birşey olmadı. sadece çiş kaka kandırmacası...

ama akşam iftarda ablası "boynumdaki ne? kolye mi" diye sordu. bizimkinden cevap "kolye a-ah"... gayet net ve anlaşılır şekilde. sonra tekrar kolye dedirttik ama ilk söylediği kadar anlaşılır söylemedi. sehpanın üzerine bütün küçük oyuncaklarını bir hizada dizmişti yemekten önce.. yemekten sonra da onlarla oynamaya devam etti. kamyonun içine iki tane küçük oyuncağı yerleştirmişti. şöför ve yolcu mahalline o kadar koymuş ki... akşam annesiyle bunun bahsini yaptık. hemen buu-buu dedi. arabayla ilgili birşeyi kastediyor ama tam olarak ne demek istediğini anlamadık. anlamadık diye kızdı. bu-bu deyip duruyor. eyvah eyvah.. söylediğinin anlanmamasına kızmaya başladı. başımız belada...
aklıma gelmişken yazmalıyım. akşama doğru uyanınca anne diye vıyaklamaya başlamıştı. ben yakın olduğum için gittim. beni görünce bozulup sırtını döndü. annesi geldi. annesine sarılıp bana kötü kötü bakıp parmağıyla göstererek "havhav" dedi. ben havhavmışım. hani şu herşeyin müsebbibi olan kötü havhav.
ayrıca aylardır yazmayı unuttuğumuz birşey de şimdi aklıma geldi. "oyuncak hikayesindeki "anne, sally bebeğimi gördün mü?" repliği... bayılıyor bu repliğe.. hatta "anne, seli bebe ha hı hı hu ha" bile dedi. bir ara da "hanna hanna kızım" refliğine takmıştı. maç bittikten sonra tatlı tatlı sırıtarak "mii" diyor. mahsus tamamını söylemiyor. açtık.nan ile lili var. annesi çirkin bu dedi. ayşe hemen itiraz etti. "kiğkin e-eh" güldük. biraz önce de annesi pembe oje sürdü parmaklarına... ayşenin en sevdiği renk pembe renk dedik. itira geldi buna da "guga nenk" inatla pembeye guga diyor. artık pembe lafını reddediyor.

27 Haziran 2014 Cuma

27 HAZİRAN 2014 CUMA

sabah biraz geç saatte uyandı elinde yastıkla salona geldi. süt istedi ve koltuğa uzandı. minika (özellikle minika istedi) açtırdı. ablasıyla domates ekmek yedi. ( birkaç gündür ablasıyla domatesin suyuna ekmek banıp yemeye bayılıyor. o kadar ki; suyu bitince yağ döküyor, döktürüyor) ardından şokellayı alıp yanıma getirdi. doymamış demek... birkaç lokma da ondan yedi. önce çişini yaptı. biraz sonra tekrar oturunca kakasını yapacağı belliydi. nitekim yaptı ama birkaç aydır sürekli yaptığı gibi, pis pis sırıtarak çiş dedi. kakasını yaptığında şaka olsun diye çiş diyor sırıtarak... bazen de çişini yaptığında gaga diyor sırıtarak.. muzip çocuk.. şakacı olacak bayağı... TV de söylenen sözleri tekrarlıyor sürekli birkaç gündür. her barbi reklamı çıktığında "bağbi diyor. çocuğa bir barbi bebek alalım bari... bir de yazmayı unuttum. bizlere mahsus ve bazen de inadına farklı hitap ediyor. mesela; bana abla, ablasına anne, abisine baba demesi gibi... bazen şaka olsun diye yapıyor. bazen de inadından.. mesela; geçen kapıya annesi geldi diye koştu. gelen abisi olunca abisine anne dedi inatla... çok çabuk kırılıp,kızıp küsüyor. hemen arka odaya kaçıyor. gene öyle yapınca kızdım. sonra da böyle yapmaması için nasihat ettim. tabii siniri geçtikten sonra... akşam gene annesiyle parka gitti. annesi gelmeden beraber pazara gittik. kuş satıcısında kuşalrı seyretti. tezgahlardan çilek alıp yedi. sonra da yol boyunca elimdeki torbadan... zaten hep böyle oluyor. eve glene kadar çileğin yarısını yiyor. sanırım bu son çilek... artık seneye alırız... eve dönüşte annesi de yeni geliyordu. sesini duyunca balkona cama baktı hemen... ben annesini gösterdim. kaldırımda koşa koşa annesine gidip sarıldı.

26 Haziran 2014 Perşembe

26 HAZİRAN 2014 PERŞEMBE

Sabah uyandı ve salona geldi elinde yastıkla... hemen TV de yumurcak açıldı. şokella aldı geldi dolaptan... kalemlerini aradı. bulamadım. sonradan o buldu. kapıdan her ses gelişinde "anne" diyerek seviniyor ve kapıya koşuyor. olmayınca da "anne ı-ıh" diyor. öğlene doğru niloya başladı. bir sevindi. hemen koltuğa uzandı. tam o sırada abisi havlulara sardığı oyuncakların yerini değiştirdi diye, çok kızdı. küstü arka odaya gitti. ablasının yanına yattı. kızınca gözü hiçbirşey görmüyor ve en sevdiği şeylerden bile vazgeçebiliyor. kötü bir huy... bana benziyor. hemen gemileri yakıveriyor. akşam annesi gelince gene yüzünde güller açtı. ben dışarı çıkıp haftalardır reklamlarda görüp istediği ozmo kornet aldım. görünce çok sevindi. daha bir ısırık almıştı ki; birşeye canı sıkılıp bağırıp çağırmaya ve ağlamaya başladı. ozmoyu da yemiyor. bağıra bağıra birşey anlatıyor. ben d kızıp madm ağlayacaksın sana bir daha birşey almayacağım dedim. kızdım. ağlayarak arka odaya kaçtı. beni şikayet etmiş ablasına.. baba dövdü demiş piçkurusu... annesi onu parka götürdü. gece sürekli onun kanalları açıktı. geceyarısı olduğunda yatmamıştı. ayağımda salladım ama işe yaramadı. saat 01.30 gibi bir dilim ekmek alıp kuru kuru onu yedi. acıkmış.. bugün zaten birkaç saatlik aralarla şokellayı getirip ekmeğe sürdürdü ve yedi.

25 Haziran 2014 Çarşamba

25 HAZİRAN 2014 SALIRTESİ

Bugün günün bombası vardı ama vaktinde yazmayınca aklımdan uçtu gitti. aslında bugün çok sayıda olay oldu buraya aktarılması gereken... mesela; çişini yaptıktan sonra artık kendi kendine toplanması. hatta ters yapıyorsun diye uyardığımda "düü" diye karşı çıkması... babannesiyle dedesi ziyarete gelince onları göndermek istememesi ve onlara oyuncaklarını hediye etmesi... gece uyumaması, tiz bir sesle zırlayıp durması, ancak ben tatlı sert uyarınca ağlayarak uyumaya razı olması... akşam üzeri ben koltukta sızınca sessizce yanıma yaklaşıp kumandayı alması ve annesine şişt işareti yapıp çocuk kanalları açması.. bayağı bayağı konuşmaya başlaması... günün bombasını hatırlamak için annesiyle konuşurken, neden bahsettiğimizi anlaması ve örnek vermesi.. annesi gelince annesine sarılması...iki ghünden beri ısrarla ayakkabılarını teers giymesi, ancak babannesine düzeltirmesi ve ters olması konusunda beni suçlaması... herşey için suçladığı soyut havhav'ı için oyuncak hikayesindeki slinky'de somutlaştırması..

YAŞASIN... 2 gün sonra günün bombası aklıma geldi... OJE... tırnaklarını pastel boyayla boyamış. bir baktım ki; ellerine üfleyerek, sallayarak ve hatta vantilatöre tutarak kurutuyor aklı sıra...

ayrıca yazmayı unuttuğum birşey daha var. legolardan atbaşına benzer birşey yaptı. onu da kaleme geçirdi. deh diyerek koşuyor. bugün ve yarın bunu defalarca yaptı.

24 Haziran 2014 Salı

24 HAZİRAN 2014 SALI


sabah gene bana gıcık... ben ona bakınca görüş alanımdan kaçıyor. bana kötü kötü bakıyor. Tv de seyrettiğim belgesel bitince yanıma gelip, baba.. bitti. minika dedi. açtım. abisi esra teyze dedirtmiş. tekrarlamasını istedim. tekrarladı. artık kafasını gözünü yarsa da kelimeleri tekrar ediyor. TV de yumurcak açtım. acayip sevindi. bu kanalı eskiden hiç istemezdi. şimdi ise hep onu istiyor. Bu arada unutmadan birkaç gündür arka odada oyuncak hikayesi seyretmeye başladı gene... nitekim bu sabah bana gıcıkken arka odaya gidip filmi açtırmış. kahvaltıyı da arka odada etti.


bugün bir sürü olay oldu öğleden sonra.. çoğunu hatırlamıyorum. ama çok sayıda video çektim.





gece uyuması ise şu şekilde oldu.


23 HAZİRAN 2014 PAZARERTESİ

sabah annesi henüz evden çıkmadan uyandı ve zırlamaya başladı. annesinin işe gitmemesini istiyor. elinden tuttu. koltuğa oturttu. bir süre göndermedi. bana gıcık bu sabah.. gözü beni görmek istemiyor. ama sonra annesi gitti. bütün gün TV seyretti. yumurcak TV.. "buyuga veya ona benzer birşey de diyor... akşam abisi horoz dedirtmiş. "hoyo" bütün gün çok huysuzdu. sürekli mızrdandı durdu. yerlere kapandı ağladı. öyle ki; akşam "sabah ağlamak, akşam ağlamak.. bu ne böyle kızım" diye biraz azarladım. bozulup arka odaya kaçtı.

22 Haziran 2014 Pazar

22 HAZİRAN 2014 PAZAR

Büyük kızın sınavı yüzünden ayşeyle pek haşır neşir olamadık. biz giderken uyuyorlardı. abisiyle... ablasıyla annesi geldiğinde onlar kucaklarına yatırıp biraz mıncıkladılar. gözü TV de ama kendisiyle oynaşılmasından da hoşlanıyor. kahkahalar atıyor. akşama doğru ağlayarak uyandı. anlam veremedik. gene TV yi açtırdı. sustu.

burası için yazdığım yazılar internet bağlantı problemi yüzünden buharlaştı gitti. &@#%&*#
tekrar yazalım bakalım...
ablasını için ayırdığımız cipsleri istedi. annesi bitti demişti. görünce "bitti a-ah" diyerek istedi. ablanın bunlar denince de "meen meen" diyor. akşam yemekte gene arıza çıkardı. bu sefer ayar vermekten değil ama sonuç gene arka odaya kaçmak oldu. bu sefer peşinden giyip sertçe sofraya dönmesini söyledim. ağlayarak yemeğe geldi. ama yemedi. sonradan pilavı alıp oyuncak tenceresine koyup oyuncak ocağında ısıttığını gördük. akça armutu çok sevdi. sürekli yiyor. 2 gündür yumurcak TV ye taktı. sürekli onu seyrediyor. üstelik trt ve minikanın aksine yumurcak demeyi de beceremiyor. diğer kanallara burun kıvırıp yumurcak açılınca sevinçle kafa sallıyor. böylelikle anlıyoruz.
birkaç birşey daha vardı ama hatırlayamıyorum şimdi...
haa.. annesi koltukta uyuklarken annesinin ağzını bantladı. başka... bugüne asit değil ama yazmayı unuttuğum birşey daha var. merdivenlerden değişik varyasyonlarla iniyor çıkıyor. ikişer ikişer, zıplayarak, tek ayakla vs..

21 Haziran 2014 Cumartesi

21 HAZİRAN 2014 CUMARTESİ

Günün bombası "boyupaağğ"
bu da ne demek derseniz, metroda mudanyadan gelirken, dahili anonsta korupark denince, kızım da bunu dedi. yol boyunca da tekrar etti.
evet gündüz mudanyaya gittik. işte resimler



































































































kızımla gemi yapıp yüzdürdük gene her deniz kenaına gittiğimizde yaptığımız gibi... 
video
kızımın tüy tüy diye diye tüy araması çok ilginçti.. uzun süre tüy bulamadık. başka alternatifleri kabul etmedi. illa ki tüy bulduk. bebe tüy diyerek ufacık bir tüy taktırdı. Bu arada unutmadan; uzun süredir yazmayı unutuyorum. artık küçük olan herşey "bebe" 1 aydır böyle.. mini ve guga gitti. bebe geldi. guga artık sadece pembe... bu arada; acayip derecede pembe düşkünü oldu. birşey alınacağı zaman hemen guga diyor. herşey pembe olacakmış.
sahilden ayrılmak ta istemedi. en sonunda, denize taş atarken yanlışlıkla yanda duran akranı bir kıza taş isabet edince kızdım. o zaman gitmeye razı oldu. (kıza birşey olmadı. taş ufaktı) 
birkaç seferdir akşam yemeklerinde istediği olmadığı için yemek yemeden ağlayarak masayı terkediyor. bu akşam da yaptı. herkese ayar verecek ya... sen oraya otur, sen o tabağı al vs. olmayınca kızıyor.






22 EKİM 2017 PAZAR

sabah gene enselendi. Koltuğun arkasından kafasını çıkardığı an gözgöze geldik. Kahvaltı için dünden yapılmış akıtmalara nutella sürüp verd...