ben, bundan böyle annesi gitmeden uyandırmayı düşünürken, ayşe sanki aklımı okumuş gibi kendiliğinden annesi gitmeden uyanmış. ben uyuyordum. çerez yer gibi cocopops yemiş. çoraplarını giymemiş. ben giydirdim. annesi gitti. TV seyretti. Kağıt kalemle resimler çizdi. yumurta pişirdim. gene 2 işareti yaptı bu sefer 1 tanesini bile yemedi. elma aldım kendime. o da istedi. birazını yedi. evin içinde oyalanıp duruyor. bi çizgifilmde zebrayla zürafa çıktı. hemen kendi oyuncaklarını istedi. sabah ben uyurken pepeeyi seyretmiş. bisikletten düştüğü bölüm... hemen bisikletini çıkarttırmış. ona bindi. evin içinde oyalanıp duruyor. bir ara annesini arattı. telefonda onunla konuştu. öğlene doğru yatarak TV seyretmeye başladı. bu uyuyacak demek ama 2 biberon sütü bitirdi uyumadı. evde süt te kalmadı. geçen günkü gibi ayran hazırladım. iyi ki ayran da seviyor.
unutmadan söyleyeyim. ne zaman emzikli birşey görse TV de, meme diye gülmeye başlıyor. tam şu anda tiktak demeye başladı da aklıma geldi. değişik şeyleri sarkaç gibi sallayarak tiktak diyor. geçen gün zeytinlikte bi dal parçasını sarkaç gibi sallayarak tiktak tiktak demişti. şimdi de ağzındaki ayranı çalkalıyor. paintte yazı yazması için bilgisayarın başına oturttum. "A" ve "B" yi net olarak öğrenmiş. hem yazıyor hem de adlarını söylüyor. "S" yi de öğreteyim dedim. şeklini öğrendi ama adını söyleyemiyor. sssssssıııııııı diye tısladım sesi çıkarabilsin diye. ilk başta tıslayarak s sesini çıkardı ama sonra vazgeçti ve B demeye başladı. halbuki S dedirtsem, ardından su ve süt te dedirtcem.. ilgisi dağıldı. Gene TV ye yöneldi. suda yüzen ördekler çıkınca hemen kendi ördeklerini aldı. çok yakından seyrediyor TV yi. uyarınca uzaklaşıyor. bir de bugün sürekli göstererek birşeyler anlatmaya çalışıyor ama anlamıyorum. anlamıyorum diye sinirlendi hatta.. artık konuşsa ne iyi olacak.
Öğlene doğru kendi kendine uyudu. Uyandıktan sonra beraberce Gürsu belediyesine gittik. koltuğa oturttup beklemesini söyledim. uslu uslu oturmuş. yanına gelen bi belediye çalışanı kız, meyve suyu ve şeker vermiş. oradan çıkıp annesinin işyerine gittik. annesinin koltuğuna oturup resim çizdi ve herkese gösterdik. enikonu yüz çiziyor. Diğerleri saçları taç sanıyor. kafanın üzerinde çizitor ya.. oradan ayrıldık ve alışveriş için BİM e gittik. hanımefendi eline bi sepet alıp kendi alışverişini kendi yaptı. cipsler, sürpriz yumurtalar, falan aldı kendine.. aldıklarını, bizimkilerle karıştırmıyor. sepetini de kendi taşıyor. büyük insan gibi alışveriş etti. ben de sesli ve hareketli bi oyuncak köpek aldım kızıma.. eve döndük. köpeği çalıştırdık. köpek havıyor, kuyruk sallıyor ve ilerliyor müthiş hoşuna gitti gitmesine de aniden üzerine basıverdi. bilerek ve isteyerek. köpek pert.
düzelttim, çalıştı. üzerine doğru gelince kaçışıyor. korkuyor demeyelim de çekiniyor. sehpanın üzerine koydu. oradan yere düşünce köpeğin ayaklarından biri hareketsizleşti ve ilerleyemez oldu. kendi etrafında dönüyor. yemekten önce hem ben hem de annesi bisikletinin masanın yanındaki boşluktan geçemeyeceğini söyleyince acayip bozuldu ve ağladı.
gece ben şahit olmadım ama tüm gece boyunca köpekle oynamış, hatta "hav hav gel buraya" bile demiş.bir de gün boyunca "mini" li sırt çantasını taşıdı. içini doldurmuş. sürekli sırtında...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder