30 Nisan 2014 Çarşamba

30 NİSAN 2014 ÇARŞAMBA

Sabah 8 gibi uyandı. hemen TV nin karşısına geçti. biraz sonra buzdolabına yöneldi. ne istiyorsun deyince, yumurtayı andıran bi laf etti. maalesef yumurta bitmiş. nutellalı ekmak yaptım. yedi. bir ara ortadan kayboldu. koltuğun arkasına saklanmış. uzun süre onu aradım. bulamadım. eskiden dayanamaz ses çıkarır veya kıpırdanırdı. bu sefer çıtı çıkmadı. ben dışardayken kafasını çıkarıp beni kolaçan ederken gördüm. buldum seni diye biraz şakalaştık. çok eğlendi onu bulamadım diye. zaten çok neşeli ve şakacı bir şey olacak. besbelli. giydirmeye çalışırken tuhaf tuhaf şaklabanlıklar yapıyor. neyse babanneye gittik. artık hiç sorun yok.
Günün sonrasını taa, cumartesi yazdığım için aklımda hiç bir şey kalmadı. babanneden kimin aldığını bile hatırlamıyorum.

29 NİSAN 2014 SALI

Sabah sıkıntı çıkarmadan uyanıyor artık. hatta ben uyuyordum. uyanmış, beni de uyandırdı. Klasik TV seyretme pozisyonunu aldı. karnı açmış. kendi kendine diğerlerinin bıraktığı haşlanmış yumurtayı alıp yedi.Babanneye gitme konusunda hafifçe naz yaptıktan sonra bisikletle yola çıktık. bisikleti kendi sürmeye ve hız yapmaya bayılıyor. bayırlarda bırakıyorum. kahkaha ata ata hızla iniyor. tabi bende arkasından birşey olura müdahale etmek amacıyla koşarak geliyorum. elim bisikletin kulpunun hemen dibinde.. ama artık ani manevra yapılca bisikletin devrileceğini öğrenmiş. hiç problem olmaksızın gidiyor. hatta virajları keskin dönmenin devrilmeye neden olduğunu da farketmiş. virajları geniş alıyor. ilk başta bilinçsiz yaptı sandım ama her hızlı girdiği virajda aynını yapıyor. sabah sahanlıktaki merdivende videosunu çekmeye niyetlendim. her zamanki "burayı ben taşıdım. orayı da sen taşı" hareketini yapmadı.
video 
Akşam almaya gittim. merdivenlerden inerken bacaklarıyla garip bir hareket yaparak iniyor. şöyle ki; sağ ayağını sol ayağının önüne koyuyor.bacaklarını çaprazlama yapıyor ve sol ayağıyla basamak iniyor. bisikletle döndük. eve geç girmemiz gerekiyordu berenin hocası ders veriyor diye.. biz de sokaklarda eğlenecektik ki; hafiften yağmur başladı. şaypaya girdik. kaç gündür çilekli hoşbeş gofret isteyip duruyordu. onu aldık. tabi yetinmedi. ayrıca pepee süt, çokomel, ve bonibon da aldık. evin önünde biraz bisiklet sürdükten sonra eve çıktık. merdivende basamakları ikişer ikişer çıktı ilk kez. gece acayip bi oturma şekli peydah oldu. gövdesi koltukta götü açıkta, bacakları sehpada.. o şekilde oturdu. düşmedi allahtan..

27 Nisan 2014 Pazar

28 NİSAN 2014 PAZARTESİ

Sabah 08 olmadan uyandı. sütünü alıp bir süre TV karşısında uzandı. sonra kalkıp çişini yaptı ve dün, dayısının aldığı oyuncakla oynamaya başladı. oyuncaktaki harfleri, klavyenin üzerindeki yerlerine koyuyor. babanneye gidelim dedim. TV yi gösterip "bir dakika" hareketi yaptı. hemen koltuğa uzanıp yattı.
Biraz sonra babannesi geldi. beraber gittiler. Akşam abisi getirdi. Gecikerek yazdığım için gece neler olduğunu pek hatırlamıyorum. yemek için herkese tost yapmıştım. yarım tost yedi. ayranla birlikte..

25-26-27 NİSAN 2014 CUMA CUMARTESİ PAZAR








Pek fazla video çekmedim Efralar geldiğinde... Elimizdekiler bunlar. Ayşe, Efraya isim taktı. "Miiyaa" Bir adı da Miray ya... Mustafa da isim taktı. "Mami"
Efrayla Ayşe kah, sevişti, kah oynaştı, kah dövüştü. Ama genel olarak Ayşe, Efrayı azarlama ve ayar verme modundaydı. Bol bol bağırış ve paylaşamama krizi.. genel olarak problem olanlar, pembe laptop, telefonlu, tuşlu ses çıkaran oyuncaktı. yürüyen köpek te sorun oldu. biri bir ucundan diğeri diğer ucundan çekince kablosu koptu. artık çalışmıyor. esra, ayşeye de bir sürü kelimeyi söyletmeyi becerdi. (ablasına da "k" dedirtmişti) Ayşeyle efranın karşılıklı konuşmaları harika.. hiçbirşey anlaşılmayan sesler yığını...  




24 Nisan 2014 Perşembe

24 NİSAN 2014 PERŞEMBE

Gece salonda koltukta yatmıştı. ben de diğer koltukta... saat 03.30 gibi göğsüm dürterek beni uyandırdı ve mimiga dedi. kanalı açtık. yattı uyudu. sabah annesi gitmeden uyandı ve annesinin yanına gidip koynuna girip yattı. annesi gittikten sonra uyandı. hafifçe mızırdadıktan sonra normal günümüz başladı. TV karşısında süt içerek yatma... çişini falan artık bize söylemiyor bile.. kendi hallediyor. dün hatice bizimkine cicianne demesini öğretmiş herhalde... deyip duruyor. geçenlerde aldığım pembe minibüsü üzerine sürerek oyun oynadık. gugabubu adını taktı minibüse... muzipliği üzerinde.. tek ayağına iki çorap giymeye niyetlendi. montunu gene ters giydi. şakacı neşeli birşey olacak. babanneye bıraktım. gene ilk üç basamakta bisikleti kendi çıkardı ve kalan basamaklar için beni işaret etti.

Akşam abisi getirdi. yemekte tavuk yedik. tabi gene ketçap ve mayonezi kendisi sıkma krizi yaşadık. sonra esraların ellerinde patlayan büyük sürprizi ve efranın gelişi... ayş efranın gelmesini beklerken çok mutlu ve heyecanlıydı. gelince de çok sevindi. gecenin büyük bölümünde güzel güzel oynadılar. sonradan klasik oyuncak paylaşamama krizleri başladı.

23 Nisan 2014 Çarşamba

23 NİSAN 2014 ÇARŞAMBA

tatil olduğundan annesi evde... ayşe salonda uyanıp annesinin yanına yattı. öğleden sonra geldiğimde beni güleryüzle karşıladı. gözlerimi kapatmamı istedi. ( son zamanlarda bunu huy edindi ) legolardan yaptığı konsturuksiyonu gösterdi. ama bi problem var. bizim gözlerimiz kapalıyken işaretle bakmamızı söylüyor. eee.. biz görmüyoruz ki... "aç" demesini öğretmeye çalıştık. hah diye bi ses çıkıyor. akşam uyurken şiddetle zil çaldı. ayşe uyandı. ağlamaya başlayınca, zili çalan ceyda onu alıp götürdü. bizimki dünden razı... birkaç saat sonra geldi. abisi ve ablasıyla arka odada nutellalı ekmek yedi. annesi gelince annesine gözlerini kapattırıp çizdiği müü resmini gösterdi. bir de zikredilmesi gereken olay, kakasını kendi kendine yaptıktan sonra altını da kendi silmesi... şu an evin içinde hoplayıp zıplıyor. şarkı söylüyor. keyfi yerinde...
keyfi yerinde yazarken aklımdan TV deki çocuk kanalını kapatırsak keyfi kaçar diye düşünmüştüm. nitekim 2 saat kadar sonra trt çocuğu kapattık. vay.. sen misin kapatan... kıyameti kopardı. annesine vurup bağırmaya başladı. gece komik bir şey de oldu. ablasının sutyenini takmış. geldi. sırıtıyor. bu ne kız dedim. sırıtarak "meme" dedi.
son zamanlardaki ayşeyi tek kelimeyle tarif etmek mümkün... şımarık... şımarık... şımarık... karşımıza geçip sevimli sevimli sırıtıyor ve şımarıyor. bu akşam olan 4 olayı yazacaktım. ancak 2 tanesi aklımızda kalmış. gecenin ilerleyen saatlerinde miniga deyip minika kanalını açtırdı. seyrederek koltukta uzanmış süt içiyor. klasik pozisyon...
aklıma gelmişken akşam yemekte mantı yedik. bizimki küçük yoğurt kaselerine koydu. yoğurdu ve sosu kendi döktü ve kendi yedi. yemekten önce kola istedi. yemekten önce olmaz dedim diye bozuldu.

22 Nisan 2014 Salı

22 NİSAN 2014 SALI

Sabah çok geç uyandı. saat 10 a doğru.. uyanınca hafiften zırıldadı annesi yok diye.. eski şiddetini yitirdi.. bana bir iki vurma, biraz mızrdama.. o kadar.. hemen hazırlayıp babanneye doğru yola çıktık. bisikleti kendi sürdü. yolda hızlanıp ayaklarını kaldırmayı çok seviyor. apartman merdivenlerinde sahanlığa kadar olan 3 basamakta bisikleti kendisi taşıyıp kalanı için gene beni işaret etmesini videoya kaydetmek istedim ama beceremedim. bir dahaki sefer inşallah.. eve girince babannesine sarıldı. halbuki gitmek istememişti.
akşam ben geç geldim. evdeydi. çok yorgun hatta bitkin olduğumdan hemen yattım. neler olduğunu bilmiyorum. ama ayşe evde zıpladı diye annesi kızınca ben de annesine kızdım "alt katın hükümet komiser" diye... ayşe zıplamayı öğrendi son zamanlarda ve yeni olan her şeyin cazip olması kuralı gereği sürekli zıplıyor. geçen gün alt kattaki hıyartolar arıza çıkarmışlardı. o zamandan beri sevgi evde terör estiriyor.

20 Nisan 2014 Pazar

21 NİSAN 2014 PAZARTESİ

sabah annesi geç gidecekti. böylelikle ayşe uyanınca annesiyle koyun koyuna yatabildi 15 dakika kadar.. beraber kahvaltı da ettiler. tabii, sonra giderken gitmesine izin vermeyip arıza çıkardı. arkasından biraz zırlayıp gene sokak kapısını ardına kadar açık tuttu. sakinleşsin diye eline verdiğim biberonu bir hışımla buzdolabına koydu. kapağını da çarparak kapattı. sonra sakinledi ve klasik pozisyonunu aldı. birkaç gündür yaptığı bir hareket var. yazmayı atlamışım. şimdi gene yapınca hemen yazayım. banyo çeşmesini sürekli kullanıyor. su doldurmak için. oyuncak tencerelerine su almak için... su boşaltmak için... bugün de şişeye su doldurdu. babanneye gitmek istemiyor. ikna etmeye çalışıyorum. ahşap bloklardan kule benzeri birşey inşa etti.
resim
gözlerimi kapatmamı istiyor. bana sürpriz yapacak.

öğlen uyudu. akşama doğru uyandı. Bugün 3 kere benden zılgıt yedi ve azar işitti. birincide konu neydi unuttum. ikinci de biberon kapağını kapatamadığı için yardım etmeme kızdı. ben de ona kızdım. büyük inan bile kapatamıyor halbuki.. üçüncü de sakız ambalajını açmakta yardım ettim diye kıyamet koptu. üçünde de ağlayıp zırladı. "sen bana kızmazdın.bu da nerden çıktı" bakışlarıyla bana mahzun mahzun bakıyor. gözünde gözyaşları...
resim
şımarıklık ve edepsizliği iyice ele aldı.  bu yüzden de sık sık azar işitecek artık. uyandıktan sonra yemek yedirirken (bamya pilav karışık.. bayılıyor) yuttum ve doydum demeyi öğrendi. dcuttu ve doodu gibi bir ses çıkarıyor. yemeğin üzerine annesi geldikten sonra annesinin yaptığı mücverden de yedi 2 tane... şaşırdım.

20 NİSAN 2014 PAZAR

Sabah 08 gibi uyandı ve hemen trt çocuk açtırdı. elinde biberon yatarak TV seyretti bir müddet.. sonra kalktı çişini yaptı. yumurta pişirdim yedi. ben yumurta pişirirken gidip annesinin koynuna girmiş. sonra boyama kitabı ve kalemlerini aldı. resimleri boyamaya başladı. renkleri bana gösterip isimlerini söyletiyor. sonra buzdolabını açtı ve bi havuç aldı. ben havucun üzerini soyunca nedense yemedi. küçük bir parça kestirip o küçük parçayı yedi. sonra da dolaptan süt kutusunu alıp biberona süt koymaya niyetlendi. ben de yardım olsun diye kutunun kapağını açtım. vay.. sen misin açan... kapağı kapatıp sonra tekrar kendi açtı. biberonun kapağını da açtı ve birini bir eline, diğerini diğer elin alıp kutudan biberona süt doldurdu... ne taşırdı ne döktü.. şimdi gene koltukta TV başında uzandı yatıyor. bir de sabah, dün evde buldukları pembe ev ayakkabısını inatla ters giymesi hadisesi var. kendi kendine giyiyor.
öğledn sonra eve geldiğimde uyuyordu. uyanınca bir kriz geçirdi. sanırım ayakkabı yüzünden ama tam anlayamadık. birkaç saat sonra ablası eve girdi diye... kendini yerlere atıp avazı çıktığı kadar bağırıp çağırıyor,tepiniyor. hiçbirimiz umursamadık. 1 saat bağırdı bağırdı sustu. günün olayı bize gözlerimizi kapattırıp çizgeçe çizdiği resimleri göstermesi... anne baba ve guga çiziyor. enikonu insan yüzü çiziyor.

19 Nisan 2014 Cumartesi

19 NİSAN 2014 CUMARTESİ

gündüz evde olmadığımdan günü pek bilmiyorum ama gece kıyameti kopardığını hayal meyal hatırlıyorum. akşam üzeri kendi kendine elbise giymiş. çok komik görünüyordu. bir de annesinin mikser çalıştırmamasını istediğini hatırlıyorum. korkuyor.
sonradan aklıma geldi. mutlaka yazılması lazım... bir tane karton parçasını ikiye katlamış "V" şeklinde, ortasına da işaret parmağını koymuş enlemesine... bana gelip "A" diye gösterdi.
mutlaka zikredilmesi gereken bir olay da, alt kattakilerin edepsizliği... ayşe gürültü ediyor diye alt kattaki hıyar tavana tak tak vurup durdu. kavga ettik alttakilerle... aklıma geldikçe yazıyorum. ayşe saklambaç oynamayı keşfetti. elleriyle yüzünü kapatıp sayıyor bii iti bii diye... sonra da saklananı arayıp buluyor. kendi saklandığında ise,bir süre sonra dayanamayıp çığlık atıyor.

18 NİSAN 2014 CUMA

sabah gene ağlayarak uyandı. bağırıp tepiniyor. bu huyu bitiyor gibiydi. ama bu sabah gene nüksetti. bu sefer ben de ona kızıp bağırdım. şaşırdı ve sustu. babannesine götürmedim. tüm günü evde geçirdik. öğlene doğru ablasıyla özlem geldi. bayılıyor özleme... onlarla zaman geçirdi. sonra ayağımda sallayıp uyuttum. uyanınca ilk işi "abla" demek oldu. özlemi arıyor ama onlar gittiler. akşam ve gece pek kayda değer birşey olmadı. gece genE minika kanalını açtırdı.  annesi, babanın ve annenin adını öğretmeye çalıştı.  bizimki ısrarla anne ve baba dedi.

17 Nisan 2014 Perşembe

17 NİSAN 2014 PERŞEMBE

Bu sabah "anne" diye ağlamadan ve beni dövmeden sakince uyandı. yastığını battaniyesini sütünü aldı. koltuğa uzandı ve trt çocuk kanalını açtı.. kendi aramızdaki adıyla beşbeş'i.. (kanal 55 te kayıtlı) daha önce anlatmışmıydım bilmem, eğer kanalı biz açtıysak, kumandayı eline alıp başka kanalı açıp sonra tekrar 55 i açıyor. iş varsa onu kızım yapar :) başka kimse iş yapamaz. işten kaçan değil, işe koşan kızım... nitekim, babanneye gittiğimizde, sahanlıktaki ilk üç basamakta bisikleti kucaklayıp kendi taşımaya girişti. ancak, son basamakta, takılınca yardım ettim. vay.. sen misin yardım eden... bisikleti kucaklayıp tekrar aşağı indirdi ve tekrar kucaklayıp üç basamağı çıkardı. yardımsız... bu kız bir tuhaf... kendi işini kendi başına yapma konusunda bana çok benziyor... akşam annesi getirdi. ayşeye aldığım çiftlik hayvanları ile oynadı. çitleri katlayıp kuş yapıp kanatlarını çırptırması çok hoştu. gece minika seyretmek istediği için "mimiga" deyip durdu. uğraşa uğraşa "miniga" dedirttim. kendine de "minig ayhe" demeye başladı. minikayı açtık seyretti. geceleri trt çocuk yayını olmadığını öğrenmiş, yoksa bize sormadan beşbeşi açar.

16 Nisan 2014 Çarşamba

16 NİSAN 2014 ÇARŞAMBA

Bu sabah uyandığında gene bana girişti ama pek uzun sürmedi. hemen sakinleşti. biraz TV seyrettikten ve süt içtikten sonra bisikletle babanneye gittik. bisikletinin pedallarına vargücütyle asılıp hızlandıktan sonra ayaklarını kaldırması muhteşem... çok sık yapmaya başladı. akşam abisi aldı. sevdiği sakızdan almıştım. verdim. abisine vermek istemedi. ricayla bir tane verdirdik. sonra sakladı. yemekte bamya ve pilava girişti. bol bol yedi. gece gene şımarıklığı üzerindeydi. bol bol bana sırnaştı. yüz ifadesi ve mimikleri çok hoş... bebek gibi değil, çocuk gibi davranıyor demiştim. ona "sen bebek değilsin. çocuksun" dedim. bebe bebe diye itiraz etti. sonra bana muzipliğine "babanne" demeye başladım. ben de ona "anne" demeye başladım. iyice şımardı. ben koltukta yatarken üzerime bütün oyuncaklarını yığdı. bunu da yapıyor birkaç gündür.. üzerimi tamamen kaplıyor. çok eğleniyor bunu yaparken...

14 Nisan 2014 Pazartesi

15 NİSAN 2014 SALI

gece çok geç yattı. o kadar ki, biz ne zaman yattığını bilmiyoruz zira uyuyakalmıştık. tahta bloklarla oynamış. buna rağmen sabah erkenden kalktı. hemen annesini aradı. göremeyince zırlamaya başlamıştı ki, annesinin balkonda kahve içtiğini gösterdim. annesini salmadı. elini tuttu, bırakmıyor. işe gitmesin istiyor. birkaç haftadır durum hep böyle... annesi güç bela işe gidebildi. arkasından ağladı. ama geçen günlere göre daha az... sütü dün akşamdan bitirmişti. ben de ayran yaptım verdim. önce nazlansa da içti. abisi için yapıllmış tostu getirdi. üzerine ketçap mayonez sıktırıp yedi. babanneye gitme zamanı geldi. pek gitmek istemiyor. bisikletle gidelim deyince kabul etti. montunu muziplik olsun diye ters giydi. ben de giydirdim. montun önü arkasında... bisikletiyle sürat yapıyor... bir pedal çevirşi var... vargücüyle basıyor pedallara... akşam annesi almaya gittiğinde ayşeyi sokakta top oynarken bulmuş başka çocuklarla... babannesi de başında.... bir süre annesiyle de oynamış. dönüşte bisikletiyle hız yapınca devrilmiş ama hiç istifini bozmadan kalkıp yoluna devam etmiş. BİM e geldiler annesiyle.. ben de orda bekliyordum. orda kendine meyveli yoğurt aldı. annesi çiğköftecide sıra beklerken biz de arabada onu bekledik... o sırada ayşe şarkı söylemeye başladı. elindeki meyveli yoğurtları birbirine vurup tempo da tutuyor.


evde çiğköfteyi hapur hupur büyük bir iştahla yedi... bu da seviyor çiğköfteyi... bir sevmeyen benim anlaşılan...
yazmayı unuttuğum ama mutlaka aktarmam gereken birşey var. aklımdayken yazayım. bisikleti ilk basamakta kucaklayıp kendi çıkardı. sonra sahanlıkta yere bırakıp, parmağıyla basamağı gösterip sonra da kendini gösterdi. ardından, asıl merdivenleri gösterip, sonra bisikleti ve sonra da beni, buyurgan bir parmak hareketiyle işaret etti. bilmem ne anlama geldiğini anlatmama gerek var mı?

13 Nisan 2014 Pazar

14 NİSAN 2014 PAZARTESİ

sabah 9.30 gibi ağlayarak ve annesini arayarak uyandı. annesinin olmadığını görünce de bağırıp tepinerek bana girişti. ciddi ciddi vuruyor. annesine telefon ettim. sesini duyunca sakinledi ama telefonu kapatınca gene tepinmeye devam... sonra sonra trt çocuk seyrederken sakinleşti. babannesine götürdüm. bütün gün gidip gidip babannesine sarılmış, öpmüş. akşam abisi getirdi. gelir gelmez müüü deyip sütünü alıp trt çocuk açıp koltuğa uzandı. dün gece annesine "beacon caddesi kızları" nı okutturmuş yatarken... 2 günden beri de bana "savunma sistemimiz" kitabını okutturuyor. ciddi ciddi de dinliyor.
abisiyle gelirlerken parka uğramışlar. eve geldiğinde elinde iki tane taş vardı. bana gösterip "iki" dedi. ama biraz sonra taşları rasgele fırlattı. neredeyse TV yi kıracaktı. bn de kızıp azarladım. ağlamaya başladı.


sonra aramız gene düzeldi. gece çok neşeliydi. o kadar neşeliydi ki şımarmanın doruklarına çıktı. mesela ben zeytin ekmek yerken ekmeklerimi kaçırıp sakladı. annesine sataştı. bir sürü şımarık ve sevimli hareket... gece trt cocuk olmadığı için minikanın açılmasını istedi. hem de adını söyleyerek... "miniga"  açtık... bir de sütü kutusunu kafaya dikerek içmeyi keşfetti. bütün gece sütü böyle içti. sabaha süt kalmayacak...

13 NİSAN 2014 PAZAR

sıradan bir gün... özel bieşey olmadı. tüm gün evdeydik. ayşe annesi de evde olduğu için mutlu... şımarıp duruyor. şımardığı için azar yeyip duruyor. bütün gün bir ayağı çoraplı bir ayağı çorapsız gezdi mahsus... çıplak ayağına bazen terlik giydiği de oldu. dün yazmayı unutmuşum. kendimiz için aldığımız çikolataları ayşe yedi. halbuki pek sevmezdi eskiden... bir sürü jelibışıtmla nom dün... evin her yeri jelibon oldu. saçmış ortalığa...

12 Nisan 2014 Cumartesi

12 NİSAN 2014 CUMARTESİ

sabah erkenden uyandı. annesi yumurta pişirdi yedirdi. trt  çocuk seyredip duruyor. bana patlamış mısır suyu(!) ikram etti içirdi. kendi de içti. oturağına oturup çişini de kakasını da kendi kendine yapıyor artık. yaparken de çiş kaka diyor... üstünü de kendi topluyor. öğlene doğru çizgeçine "deh" resmi çizmiş. bana gösterdi. sonra resmin birazı nasıl olmuşsa silinmiş... kızıp üzüldü. söylenmeye başladı ve bu durum için yerdeki karıncayı suçladı. karınca silmiş resmini...

11 NİSAN 2014 CUMA

sabah gene annesinin işe gitmesine izin vermek istemedi. kendini yerlere atıyor. ben de babannesine götürmedim. kadın zaten yol yorgunu... bir de öfkeli ayşeyle uğraşsın istemedim. tüm günü evde trt çocuk seyrederek geçirdik. öğlen ablası geldi. kapı açılma sesini duyunca "anne" deyip sevindi. anne değil dedim. inat etti anne diye... ablası kafasını uzatıp kendini gösterince de anne diye ısrar etti. işi oyuna dökmek için birden bana abla demeye başladı. muzip bir çocuk oldu. öğleden sonra ayağımda salladım. uyumadan fanilasının kol deliğinden kolunu çıkarmış, fanilasının içine sokmuş. uyuduktan sonra kucağımda yatağa götürürken ablasına gösterdim halini... bizimki tam o sırada gözlerini açıp muzip muzip sırıtmaya başladı. sonra tekrar uyudu. uyurken gülümsüyordu. 

10 NİSAN 2014 PERŞEMBE

Saat 10 gibi dedeye gitmek istemediği için haticeye bıraktım. 12 gibi eve döndüğümde aldım. bütün günü evde geçirdik. o kadar öfkeliyim ki; bugünle ilgili tek yazabileceğim, ben laptopun başındayken parmaklarının ucuna basarak sessizce gelip "harrrr" diye bağırarak beni korkutması... bir de sabah annesinin işe gitmesine engel olmaya çalışması var.... ama gece biz polis balosuna giderken problem çıkarmadı. geldiğimizde uyuyordu.

9 Nisan 2014 Çarşamba

09 NİSAN 2014 ÇARŞAMBA

Bugün çok renkli geçti. Sabah gene erken uyandı. annesiyle birlikte kahvaltı etti. kahvaltıda domates suyuna ekmek bandırdı. annesinin gidişine gene bozuldu. sokak kapısını açık tutuyor annesinin ardından. sonra hazırlandık ve beraber Gemliğe doğru yola çıktık. ön koltuğa oturmak istedi. kısa bi süre oturmasına izin verdikten sonra arka koltuğa geçti ve yatıp uyudu. benim adliyede işim varken o arabada uyuyordu. arada gelip kontrol ettim. mışıl mışıl uyuyordu. işim bitip geldiğimde, uyanmış, salya sümük ağlar vaziyette buldum. halbuki daha 3-4 dakika önce kontrol etmiştim. demek hemen arkamdan uyanmış. kucağıma alıp teselli ettim. tapuya gittik. kenarda bekle dedim ama karo taşlarında zıplamaca oynuyordu ben işlerimi hallederken.. ardından mal müdürlüğüne gittik. orda da memurlar pek beğendi ayşeyi... adı sorulduğunda çok kısık sesle cevap veriyor. anlaşılmıyor.. kağıt ve fosforlu kalem verildi. karalayıp durdu kağıdı. çizdiğini bana gösterip, "bööö" diyor. öcü çizmiş. sonrasında evrağın hazırlanması için 1 saat boş vaktimiz vardı. biz de sahilde zaman geçirdik. güvercinlere yem verdik
video
kayaların üzerinde dolaştık
video
kayık yapıp yüzdürdük.dondurma yedik.
video
sonra işimizi bitirip gitme zamanı gelince, bizimki arabaya binmek istemedi. orda kalcakmışız. olacak iş değil... arabada da mızırdanıp durdu ve sinirinden uyudu. otokoopta uyandırdım ve özcan abisinin ısmarladığı pidli köfteyi yedi. eve vardık. bu sefer de eve girmek istemedi. arabanın kapısını kapatacakmışım, arabada kalacakmış. tam bi sokak kızı... bununla başımız dertte...
zorlukla eve girdik. sonra benim işim vardı. dedesine gitmek istemedi. haticeye gitmeye olur dedi. ben de 1 saatliğine haticeye bıraktım. geldiğimde uyuyordu. 1 saat kadar sonra beyza getirdi. uyanmış. bizimki kıyameti kopardı. evde olmak istemiyor herhalde...
videolar
sakinleştirmek çok zaman aldı. neredeyse 1 saat tepindi. süt istedi. bitmiş. beraber bime gittik bisikletiyle...  

8 Nisan 2014 Salı

08 NİSAN 2014 SALI

Bu sabah hiç olmadığı kadar neşeli kalktı. bir güleryüz, bir cilve... halbuki gece gene ağlayarak uyanmış ve salona götürülüp koltuğa yatırılıp TV açılmasını buyurmuştu. Biz de yerine getirmiştik hanfendinin emirlerini... hakkaten de TV nin açılması için bir, parmağıyla TV yi işaret etmesi var... Değme kraliçeler öyle buyuramaz. tam bir hükümdar tavrı ve kararlılığı... bu kızın ilerideki halini çok merak ediyorum.
neyse sabah pürneşe, benimle dalaşmaya, cilveleşmeye başladı. eğlence gırla sabahın 07 sinde... ablası bile kıskandı benle oynaşmasına.. 18 yıllık babamı rahat bırak falan diyor. ancak eğlencemiz uzun sürmedi. annesi çok sesli oynuyoruz diye, kızdı. söylenmeye başladı. herkesin kendisi gibi mutsuz olmasını istiyor zahir.. neşeli insan görmeye tahammülü yok. çocuğun bütün hevesini kaçırdı. bnim de... ayşe de oyuncak mutfak takımlarıyla oynamaya başladı. bu sefer de bardaklara su koymasına izin vermedi annesi.. ben müdahale edip oyuncaklarına azar azar su koymasını sağladım. anne öbür tarafta homurdandı durdu. siktiret... kahvaltıda domatesin suyuna ekmek banıp yedi. mevsimi geldi domatesin... artık baş yemeğimiz gene bu olacak herhalde... kahvaltıdan sonra ben koltukta uyuklarken kendi başına oynadı biraz. artık çiş olayında başkalarına muhtaç olma olayı tamamen bitti. kendi başına hallediyor bu problemi...
giydirip dedesine götürmek istediğimde gene cilvelendi. ben de sabah annesinin berbet ettiği oynaşma halini 3-5 dakika daha sürdürdüm. sonra dedeye gittik. yol boyunca omuzumdaydı. ve dıgıdık dıgıdık gittik. yani zıplatarak... kahkahalar atıyor ama benim bacaklar mafiş... dedesini görünce memnun olmadı ve kapının ağzına oturup hafifçe ağlamaya başladı. akşama doğru dedesi annesini aramış gelin alın, çok ağlıyor diye... meğer bütün gün zırlayıp durmuş. masanın altına girip orda yatıp uyumuş. aldım geldim. parka uğradık. yaklaşık yarım saat orda oynadı ama her zamanki gibi oyuncaklarla değil, kumla oynadı bol bol...
video
sonrasında oyuncaklara meyletti. ama beni de kaydırağa çıkmaya zorladı. ben büyük kaydıraktan kayacakmışım, o da küçükten... kaydık mecburen 2 kere... kaydırağın girişleri ufak olduğundan oraya sığamadım. beni ordan geçirmek için akıl verip duruyor. çekiyor. beni tahterevalliye de bindirdi. salıncakta gene beni tekmeledi. çok neşelendi.
eve döndüğümüzde sabahki neşeli ve cilveli hali geri gelmişti. gene uzun süre ayşeyle boğuştuk. pek eğlendik.

7 Nisan 2014 Pazartesi

04-05-06-07 NİSAN 2014 CUMA-CUMARTESİ-PAZAR-PAZARTESİ-SALI

Aman Allahım... kaç günden beri yazmıyormuşum ben... hemen toparlamalıyım.
önce dünden pazartesinden başlayayım. dün çok erken saatte işim vardı dışarda... ayşe, ben, annesi üçümüz beraber çıktık evden. annesi bizimle beraber arabaya binmeyip gitti diye biraz bozuldu, ağladı ama sonra yola çıkınca unuttu gitti. yolda araba biraz problem çıkardı ama tam parkederken bi patlama sesiyle kaputtan dumanlar çıkmaya başlayınca, can havliyle ayşeyi kapıp arabadan uzaklaştık. su hortumu patlamış. görüşmek için geldiğim kişinin yanına gittik. ayşeyi sekreter hanımın yanında bıraktım. eline de bir kağıt ve kalem vrdim. görüşmeden çıkışta ayşe sekreterin koltuğuna kurulmuş, elinde meyve suyu önünde boyama kitabı, keyfi de yerinde.. sekreter kızcağız başucunda, emrine amade bekliyor. adını da söylemiş.. adı ayşe mi diye sordu sekreter.. evet dedim. bizimki ayhe deyince, kızcağız da a ile başlayan isimleri saymaya başlamış. küçük hanım ayşe denince  baş sallayınca işlem tamam.. oradan ayrılıp metroyla adliyeye gittik. artık yollardaki değişik renkteki kaldırım döşemeleriyle çeşitli oyunlar falan oynuyor sürekli... baro odasında orkun abisi zaten "neden gugayı getirmiyorsun" deyip duruyordu. pek memnun oldu. hemen makamına oturttu ayşeyi... ben de kahvaltı etsin diye poğaça alıp verdim. ve en az 1 saat orada bırakıp işlerimi hallettim. herkesin keyfi yerinde.. herkes halinden memnun... işlerim bitince ayşeyi alıp gene metroya bindik. kucağımda uyudu. dedesine kadar kucağımda taşıdım. öğleden sonra dedesiyle iskender kebab yemeye gitmişler. akşam ablası eve getirdi. gece gene kendi kanallarının açılmasını istedi. biz olmaz deyince arka odaya gidip youtube ta pepee açtı. seyretti.

pazar günüyle ilgili özdilek gezisi ile ilgili pek birşey kalmamış aklımda... özdilekte çimenlikte çok eğlendi. topla oynadı. koşturdu. arkasından kaydıraklara gitti. bol bol kaydı. sonra da starparkta zımbırtılara bindi. bindiği şeyden hiç hoşlanmadı. hemen inmek istedi. sonra kıskaca gittik. ayıyı almak istedi ama yunus yakaladık. hiç memnun olmadı. halbuki ilk defa kıskaçla birşey yakaladık.

cumartesi günü v cuma günü zihnimden silinmiş tamamen.. bölük pörçük şeyler var...

3 Nisan 2014 Perşembe

03 NİSAN 2014 PERŞEMBE

Bu sabah 06 gibi gene ağlayarak salona geldi ve koltukta uyumaya devam etti. sonra da annesi gidecekken uyandı. annesinin gitmesini istemedi. ona engel oldu. elinden tutup oturtturdu ve bacağına yattı. 15-20 dakika salmadı. en sonunda ağlata zırlata annesi gitti. ardından kapıyı açıp bağırdı çağırdı. kapıyı da kapattırmadı. babannesin götürmek istedim. ancak büyük problem çıkacağı aşikardı. işim olmasına rağmen kızımla evde kaldık. şokellalı ekmek sürdüm. 1-2 lokma yedi ancak... sonra ara ara birer lokma daha yedi öğlene kadar.. TV de Duck TV kanalını açtım. bayıldı. çok sevdi. bi programda emzikli bebek çıkıyor sürekli.. bizimki de hemen emziğini bulup ağzına tıkıp yerde emeklemeye başladı. bebekliğe özeniyor. öğlene kadar kesintisiz TV seyretti. uyutmak için ayağımda sallamayı teklif ettim. kabul etmedi. bir ara sesleri ve harfleri söylemek çalıştık. her sesi telaffuz edemiyor henüz..

video.
sonra kendi kendine uyudu. uyandıktan sonra köfte kızarttım. o kadar çok ketçap mayoneze buluyor ki, köftenin tadını aldığından pek emin değilim. ayrıca unutmadan eklemem gereken birşey de var. köfteleri aldığımızda çiğ çiğ yemişti. zor engel olduk. daha önceden de sucuğu çiğ yemişti. son zamanlarda pek sevdiği ince uzun pembe sakızlardan almıştım. yemekten sonra onu verdim. bir tanesini aldı. diğerlerini nereye koyayım dedim. cebini gösterip "abi, ha-ha-hu" dedi. parmağını da ağzına götürüp susma işareti yapıyor aynı anda... haklı çocuk.. zaten kaç seferdir abisi kızımın sakızlarını alıp duruyor. ablası geldiğinde kapı açılma sesini duyunca anne geldi zannedip heyecanla kapıya koşmuştu. annesi olmadığını görünce bozulmuştu. aynı şey abisi geldiğinde de oldu. annesi gelince ancak bizim uyarımızla kapıya seyirtti. bugün yaptığına doğru tanımlamayı buldum nihayet... hani şaka yapıyor falan diyorum ya, doğru tanımlama "muziplik" artık muziplik yapıyor. bugün de bir sürü muziplikler yaptı. gece yemek için kayhana gittik. ayşe bisikletiyle geldi. abisi itlemeyecekmiş, ben itleyecekmişim bisikleti... yemekte çatala 1 köfte 2 pide saplıyor. kocaman bir lokma oluyor. ağzına zor sığıyor ama inatla böyle yedi. her zaman yaptığı gibi hemen lokantanın yanındaki bakkaldan ıvırzıvır aldı. bu sefer çakıl çikolata... her seferinde parasını lokanta sahibi ödüyor.

2 Nisan 2014 Çarşamba

02 NİSAN 2014 ÇARŞAMBA

Sabah bir türlü uyanmak bilmedi. aslında bir ara uyanacak gibiydi. ağlayarak koltukta tepinmeye başladı. ben de pışpışlayarak sakinleştirdim ama sonra deri uykuya daldı. bir ara sanki az önce uykusunda bağıran o değilmiş gibi, uykusunda kahkaha atmaya başladı. Baktım uyanacak gibi değil, battaniyeye sarıp kucağımda babanneye götürdüm. yolda gözüne güneş gelince eliyle yüzünü kapadı ama uyanmadı ta ki, evin kapısına gelene kadar. orda gözünü açtı. akşam abisi getirdi. bisikletini balkona çıkardı. ben patates soyarken bıçağı o da tuttu. beraber(!) soyduk. annesi köfte patates kızartırken mutfakta ayağının altında gezinip duruyor. oyalamaya çalıştım. önce pek yüz vermedi sonra benimle dalaşmaya başladı. ayaklarının ucuna basa basa usulca gelip  beni korkutyor bağırarak... sonra da arka odaya kaçıp kapıyı kapatıp saklanıyor. ben kapıyı açamayayım diye kapıya yaslanıyor. sonra da gene usulca salona gelip beni korkutuyor. en sonuncusunda sokak kapısının boşluğuna saklanıp arkasına geçtim ve ben onu korkuttum. eğlenceli zamanlardı. yemekte tok olmasına rağmen bir sürü köfte yedi kucağımda... tabiki acılı ketçap ve mayoneze bandıra bandıra... sonra arka odaya gidip kendi kendine bilgisayarda niloayayı açmış. seyrediyordu. bir ara yanımıza gelip "aba hu-ha" deyip durmaya başladı. anlamadık. meğer abla su istiyor demekmiş.

1 Nisan 2014 Salı

01 NİSAN 2014 SALI

sabah erkenden uyandı. ağlayıp sızlanma yok. kahvaltı olarak akşamki pastadan yedi. sonra giyinip babanneye gittik. giyinirken mahsus montunu ters giymek ister gibi yapıp kahkaha atıyor şaka yapıyor. ayakkabıyı ve çorabı giyerken de kıkırdanıyordu. hatta sırf guga rengi diye kirli çorapları giydi. "çorabı gösterip "guga ha-hı" diyor. bisikletle doğruca gidonu parka kırdı. Parkta oynadık biraz. kumla oynamayı özlemiş. her gittiğimizde kumla oynuyor. bu sefer de bi pet şişeye kum doldurdu. sonra babanneye gittik. sıkıntı yok. akşam annesiyle geldi. gündüz uyumadığı için hemen yattı. gece misafirliğe gitik. kendine çanta hazırladı. sırt çantasının içine yeni aldığımız tahta blokları doldurdu. bire eline laptopunu bir eline de maviş bebeğini aldı. misafirlikte onlarla oynadı. bir ara evde saklanmış. saklambaç oynamak istiyor. gece yarısına doğru eve vardık. arabada uyudu. yatağa yatırdığımda gözü açıldı. biraz pışpışlayıp süt verince gene uyudu. sabah yatak odasından salona geldiğini gördüm. ne zaman gelmiş bilmiyorum.

22 EKİM 2017 PAZAR

sabah gene enselendi. Koltuğun arkasından kafasını çıkardığı an gözgöze geldik. Kahvaltı için dünden yapılmış akıtmalara nutella sürüp verd...