26 Mart 2016 Cumartesi

26 MART 2016 CUMARTESİ

Bugün sabah yaptığı mutlaka yazılmalı... resimli hikaye kitabı yaptı... gerçekten yaptı... bir ev, yanında insanlar ve ağaçlar olan bir resim yaptı. resimde bir de tırtıl vardı. sonra aynı resmi başka bir sayfaya daha çizdi ama tırtıl koza olmuştu. sonraki sayfada, aynı kompozisyon gene verdı ama koza ağaca asılıydı. sonrakinde ise kelebek olmuştu. n sonunda da bu resimleri kendince bir araya getirip ciltledi. saklamamız gereken bir emanet bence...

hafta içinde benle eskişehire geldi adeti olduğu üzere... gündüzleri dükkanda geçirdi. akşamı ise geme sebebi olan umayın odasında... gece, sabaha karşı, fındık, dayısını uyandırmak için havlıyor. ayşe de sse uyanmış ve yanına gittiğimde odanın ortasında ağlıyordu. neyse ki o daha uaynmadan hamle etmişim de çok korkmadı. yanına yattım. aynı annesi gibi yatıyor. ahtapot tarzı.. koluyla bacağıyla beni sardı.

atlanmadan yazılması gereken birşey de bit mücadelesi... okuldan eve bit getirmiş. zaten günlerdir kafasını kaşıyıp duruyordu. sebebi bitmiş. bit ilacı işe yaramadı. biz de gazyağı sürdük. anası kılıklı, gaz kokusuna bayıldı. yanıma gelip saçlarını koklatıyor, "ne güzel kokuyor di mi" diyerek... anası gibi kimyasal kokulara bayılacak anlaşılan...

bir de okul kapısında gözünün yaşarması meselesi var.. ağlamıyor ama epey ağlamaklı oluyor. alışkanlık haline geldi...  

16 Mart 2016 Çarşamba

16 MAYIS 2016 ÇARŞAMBA

bugün okula göndermedim. dünden beri öksürüyor. hasta sayılmaz ama tedbiri elden bırakmamak lazım.. saçını kaşıyıp duruyor 2 gündür. bit bulaşmış olmasın... annesine saçlarını da kontrol ettirmiyor.
unuttuğum birşeyi yazayım. okula giderken de gelirken de omuzumda geliyor. apartman merdivenlerinde omuzumda olduğunda tavandan elma topluyor ve yiyor. bunu eğlenceye çevirdi.

15 Mart 2016 Salı

15 MART 2016 SALI

Son birkaç günün zikredilmesi gereken olayları var. birincisi bana yaklaşık bir aydan bu yana "bada" demesi... uyardığım zaman baba diyor ama kendi haline geldiğinde bada diyor.
ayrıca dün anhatarla sokak kapısını açtı. ilk defa... gücü anahtarı çevirmeye yetti ki bizim kilit zor döner. bugün de denedi. bugün gücü yetmedi. zaten senelerdir anahtarları kilide o sokardı. meraklıydı.
pazar günü "rize sergisi"ne gittik. oradan kendine altın paralı başa sarılan adı neyse o bezlerden aldı. başına bağladık. çok şeker göründü. ama neden hatırlamıyorum ama bana kızdı ve küstü. gün boyunca bana surat etti. dil çıkardı. hatta parkta beni itekledi bile... ertesi gün ise benim için bir mektup hazırladı, üstünde ayşeyle benim resmimi çizdiği... dünkü davranışlarım için özür dilerim baba diyerek bana verdi.
birkaç zamandır okula gitmek istemiyordu. her seferinde okul kapısında gözleri yaşlanıyordu ama geçti herhalde...

12 Mart 2016 Cumartesi

12 MART 2016 CUMARTESİ

Bugün annesiyle çarşıya gittiler. geldiğinde zırlayarak eve girdi. "yoruldum" diye ağlıyor. bunu son zamanlarda çok sık yapıyor. yürümek istemiyor. kucak istiyor. olmayınca da arıza çıkarıyor hatta küsüyor. bana da yapıyor okul dönüşlerinde... her seferinde neden arabayla gelmedin diye soruyor. arabamız yok cevabını kabul etmiyor. dedenin arabasını öne sürüyor.

dün kızım korkunç bir dehşet yaşadı. okul dönüşü cuma pazarına uğradık. pazar girişinde ayşe yaşlarında bi' kız çocuğu babasıyla beraber pazardan ayrılıyordu ama kız avazı çıktığı kadar bağırıp ağlıyordu. babası aniden, kızcağızın suratına iki tane sille patlattı. ayşe manzarayı görünce dehşete kapıldı. hayatında ilk defa şiddete tanık oluyor. suratı öyle bir hale geldi ki, tarif edemem. hemen kızıma sarılıp, çocuğa vurmanın ne kadar kötü bir şey olduğunu falan anlattım. kızıma sıkı sıkı sarıldım. sakinleşti. kendine geldi. çilek aldık elbette...
akşam yemekten sonra ellerini bir kez daha yıkamasını rica ettim. ricamı yerine getirmedi. ben de seninle konuşmayacam, beni üzdün dedim. salona dönünce, bana kızıp zırlamaya başladı. onu çok üzmüşüm. bir daha benden birşy istemeyecekmiş. insanlara olan kızgınlığını böyle ifade ediyor. "bir daha senden birşey istemeyecem. "

bir de kızdığı insana, "sen bilmiyorsun" demesi var... tabii, kötü laf söylemesi gerekince söylediği "bebek" te var.

dışarda pilav yemişler. aslında ondan olmaz gibi geliyor bana ama ishal olmuş... disney açtırıp yattı.

bu arada, disney kanalı hakkında birşey yazmadım galiba... son zamanlarda sürekli disney kanalı.. hatta eve geldiğimizde, baba birşey unuttun diye sırıtarak TV de disneyi açmamı hatırlatıyor.

8 Mart 2016 Salı

08 MART 2016 SALI

iki gündür okula gitmek istemiyor. okulun kapısında da gözleri nemleniyor. sebebi belirleyemedik. sorunca, seni özlüyorum, sıkıldım diyor. öğretmenle konuştum. sorun yok. ama çok duygusal dedi. n'olur bunu deme dedim. daha önce bu lafı duyduğumda yaşadıklarımız cehennem azabı gibiydi.

okula yürüyerek gidip gelmekten hiç hoşlanmıyor. neden arabayla gelmedin diyor. arabamız yok diyorum. dedemin var diyor. her zaman dedenin arabası alınmaz diyorum. yürümek istemiyor. omuzumda gitmek istiyor. bir kaç seferdir taşıyorum ama o ağırlaştıkça ben yaşlanıyorum. olmuyor. bugün dönüşte yüürmeye zorladım. yorumdum diye sızlandı durdu. yürümyi hiç sevmiyormuş. ben severim dedim. kızdı. en son eve geldiğimizde, madem yürümryi sevmiyorsun, ben de seni sevmeyecem dedim tepkisini ölçmek için... kıyameti kopardı. asıl ben seni sevmeyecem. senden artık hiçbirşey istemeyecem falan dedi. bağırdı çağırdı. yarım saat sonra unuttu gitti.
bugün parkta azimle kaygan yerden tırmanmaya çalıştı ve sonunda başardı. videosu da var.

4 Mart 2016 Cuma

04 MART 2016 CUMA

Dün kendisine modem kutusundan çanta yaptı. yeni modemin kutusunu ona vermiştim. önce tamamen açtı sonra yeniden katladı ve enikonu çanta yaptı. ip bağlayıp omzuna astı. bugün de okuldan gelirken bieşey söylüyordu. bir türlü anlayamadım. ağız veya ağaç gibi birşey.. ben anlamayınca elleriyle şeklini yaptı. anlaşılmayacak gibi değil.. 6... altı çok mudur diye soruyormuş. pazara gittik. çilek aldırdı. bayıla bayıla yedi. özlemiş.

1 Mart 2016 Salı

2 MART 2016 ÇARŞAMBA

Şu anda ayşe somurtmuş halde, mırıldanıp duruyor. dün annesi ona yeni bir ayakkabı aldı. ev ayakkabısı, sadece evde giyicem deyip duruyor. annesi de okula giderken giymen için aldım dedi. ben de annesine destek çıkıp, bir de üstüne gayet sert şekilde, ya giyersin, ya da iade ederiz deyince, gece ikimize de küs şekilde uyudu. uykusunda bile bizle kavga etmeyi sürdürdü. sabah kalktı ve asık bir suratla koltuğa oturup, "benim dediğimi yapacaksınız" diye sızlanmaya başlıyor. öfkeli ama süt dökmüş kedi giib... diş geçiremeyeceğini anladı ama mırıldanarak ta olsa hala kendi tezini savunuyor. öyle sinirli ki; dün beni itekliyor veya yaptığı şeylere bakmamı bile yasaklıyor. dün yaptığı prenses şapkası anlatılmaya değer... A+ kağıdı külah şeklinde kıvıtıp yapıştırdı. tepesinden de gökkuşağı renklerinde uzun bir ayakkabı bağcığı uzanıyor. hakkaten tam da filmlerde gördüklerimize benziyor. çok becerikli velet..  dün ayrıca, bacaklarının arasına şemsiye sokup, "ben iyi cadıyım. benden ne iyilik istiyorsunuz" diye dolanıyordu ortalıkta.
haftasonu dayısı çocuklarla beraber bize geldiler. hediye oyuncak ta getirmişler. onlarla oynadı bol bol. hep beraber pizza yaptık. merdaneyle hamur açtılar. pizza malzemesini döşediler. hepsi pizza üzerine şekil çizdi. kızım mutlu yüz yaptı salamlardan... ben eskişehire giderken o da gelmek istedi ama şartlar mğsait olmadığı için götürmedim. bozuldu. ben seni çok özleyecem falan dedi. asıl derdi çocukların odasındaki oyuncaklarla oynamak ama bu sefer gerçekten de oynamak için pek vakit yok.
anlatılması gereken birşey de ağzından çıkan laflar... akıllara ziyan laflar etmeyi iyice sıklaştırdı.

22 EKİM 2017 PAZAR

sabah gene enselendi. Koltuğun arkasından kafasını çıkardığı an gözgöze geldik. Kahvaltı için dünden yapılmış akıtmalara nutella sürüp verd...