Bu sabah abisiyle ablası gittikten sonra uyandı ve pıtır pıtır arka odaya gitti. annesi büyük kızının yatağına yatmış onları uğurladıktan sonra.. ufaklık ta onun yanına kıvrılıp uyudu. sabahları annesini görmeyi talep ediyor. bu sabah gördüğü için arıza çıkarmaz diye umuyordum ama tersi oldu. ikinciye uyandığınnda gene annesi yok diye arıza çıkardı. beni yanına yaklaştırmıyor. süt verdim yere yattı. ama TV deki programa kayıtsız kalamadı. biraz zırladıktan sonra kendini kaptırdı ve sakinleşti. mutfaktaki mandalinave portakalları sehpanın üzerine taşıdı. bir yandan mandalina bir yandan şokellalı ekmek yiyor. birazdan babannesine götürecem. gönlü oldu artık herhalde.. saat bayağı ilerledi. şokellalı ekmek hazırladım. sehpaya koydum. oturağını yanaştırdım, istemedi. koltuğunu getirtti. (gene) kaykılarak arkaya devrildi. kafası acımasın diye yastık koyuyorum arkasına, kaldırıyor. sonra farkettim ki ellerini başının ardında kavuşturuyor devrilirken... vay akıllı bıdık.. ama benimle oynaşırken boş bulundu. arkaya devrildiğinde kafasını yere çarptı. ağlamaya başladı. kucağımda durdu bir süre... ardından elleriyle birşeyler anlatmaya çalıştı. ilk başta anlamadım ama sonra anlaşıldı ki, kutu kutu pense oynamak istiyormuş. oynadık. TV de çıkan tavuk reklamını gösterip duruyor. akşam yemeğinde tavuk alacağıma söz verdim. Babanneye gitmek istemiyor pek.. taa öğlene kadar oyalandık evde.. en sonunda babanneye gidelim dediğimde kafasını olmaz anlamında sağa sola sallarken, önce parka gideriz drdim. sağa sola sallanan kafanın aniden aşağı yukarı olur anlamında sallanmaya başlanması görülmeye değerdi. hareketler arasındaki saliselik şaşkınlık hoş hoştu. parka gittik. küçük kaydırak çamurlu, kurumuş ama kirli.. büyük kaydırak temiz. büyük kaydıraktan kaymasını isteyince montunun kolundan sarkan eldivenle küçük kaydırağı silmeye başladı aniden.. engel oldum. ben kendim bulduğum kağıtlarla kaydırağı temizledim. kaydırak salıncak tahtırevalli üçlüsünü tavaf etti sırasıyla.. salıncakta iken burnunu kıstırmaca oynadım. çok eğlendi ama nerden öğrenmiş bilmiyorum gözlerini pörtletmeye başladı. o görüntüden hiç hazzetmediğimi bilmiyor daha.. yapmamasını istedim. babanneye bıraktım. akşam almaya gittiğimde yeeni uyumuş henüz.. alacaz birazdan.. beren ayşeyi ben kızarmış tavuğu..
haa.. kaç gündür unutuyorum yazmayı.. evet anlamında "hı hı" deyişi çok hoş. beren ayşeyi getirdi. kızarmış Tavuk yedik. maceralarını annesine anlatırken yanımıza gelip bize kulak vermesi yok mu... bak, bi de bizi dinliyor deyince sırıtarak kaçışı...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder