23 Mayıs 2014 Cuma

23 MAYIS 2014 CUMA

Sabah uyanır uyAnmaz hiç oyalanmadan babanneye gittik.  ( bu arada unutmadan şunu ekleyeyim. hem bizim evde hem de babannesinin evinde apatman girişindeki sahanlıkta bulunan basamaklardan bisikleti mutlaka kendisi çıkarıyor veya indiriyor. bu istasması olmayan bi' rutin.. hergün mutlaka gerçekleşen bi' olay.. ben yanlışlıkla yaparsam tekrar başa döndürüyoruz. o yapıyor.) ama önce elektrik faturası ödemeye... ben ödeme yaparken o da koltuğa oturup beklemiş. babanneye vardığımızda eve girmeyip kapıda bekliyor. hadi kızım dedim. istifini bozmadı. meğer ayakkabılarının altının silinmesini bekliyormuş. dün de silmişti annem. silindi. içeri girdi.
akşam annesi getirdi. eve çıkmak yerine sokak kapısının önünde durmuşlar. balkondan seslendiğimde kızım bana gel işareti yaptı. indim. beraber top oynadık. topa ilgisi ve galiba yatkınlığı var. kapının önündeki kırmızı güle mahsus ve ısrarla guga dül diyor. ben kırmızı diyorum, o guga... yarım saat inatlaştı... pes etmiyor. üzerindeki guga rengi tişörtü gösterdim, "peki bu ne renk" diye.. pes etmemek için başka bi renk ismi söyledi. oyun oynarken, ara sokaktan karşıdan karşıya, sağa sola bakmadan ve koşarak geçti. ben de kulağını çektim. ben çektikçe o güldü. canı yansın diye çok çektim ben de... istifini bozmadı ama canı yandı.. Yrafik konusunda iyi emsal olmaya gayret ediyoruz, sürekli hayatın içinde sözlü olarak hem uyguluyor  hem de anlatıtoruz ama ayşe pek umursamıyor. içselleştirmiş değil hala... bu konuda biraz zorlamamız gerekecek sanırım..
haftalardır yazmayı unuttuğum birşey şimdi aklıma geldi. kendisine kitap okutturma mevzusu... masal kitapları okutıyor ama özellikle de bir tanesini... çenemiz yoruluyor okurken.. sesli okumaya hiç alışık değiliz. ayrıca abisinin  "savunma sistemimiz" adındaki kitabını okutuyor. can kulağıyla dinliyor, fagositleri, lenfositleri falan...

akşam yemekte haşlama etle taze fasulyeyi karıştırıp birlikte yedi. ayrıca hepimize kendi şapkalarını taktırdı. (şu an bile kafamda) kendisi de taktı. sırtına da çantasını taktı. bu haliyle tek başına seyahate çıkmış turist kızlara benziyor. (tam şu anda, önünde her an yere devrilecekmiş gibi yalpalayarak sallanıyor. Bunu da şimdiye kadar yazmadık galiba.. uzun zamandır böyle bir oyun geliştirdi kendine..) beni ayağa kaldırdı. kendi etrafımda döndürüyor. başımı döndürmeye çalışıyor. sonra da kendisi kendi etrafında dönmeye başladı. başı dönünce yere düşecekmiş gibi yalpalıyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

22 EKİM 2017 PAZAR

sabah gene enselendi. Koltuğun arkasından kafasını çıkardığı an gözgöze geldik. Kahvaltı için dünden yapılmış akıtmalara nutella sürüp verd...