31 Aralık 2014 Çarşamba
30 ARALIK 2014 SALI
sabah kar yağıyordu. ayşeyi uyandırmaya gittim. uyansın diye uğraştım ama uyanmadı. camdan dışarı bakarsa çok sevineceği bir sürpriz olduğunu falan söyledim. uyuyor numarası yapıyor ama dudaklarında hafif bir gülümseme var. saklayamıyor. ne yapıp edip gözlerini açtırdım. zırlamaya başladı. kar gösterdim. gene de ağlamaya devam etti. kar oynamaya aşağıya indik. çok pis bir kar yağmış. doğru dürüst tutmamış. kartopu oynadık biraz. sadece arabaların üzerinde kar var. babannesine götürdüm. akşam abisi almaya gittiğinde abisiyle dönmemiş. babannesi ve dedesiyle geldi. yolda onlara kar atıp durmuş. eve geldiğinde çok neşeliydi.
29 Aralık 2014 Pazartesi
29 ARALIK 2014 PAZARTESİ
sabah aniden işim çıkınca babannesini çağırdım. uyuyordu. öğleden sonra doktora götürmek için babannesine uğradım. kapıyı çaldım. ayşe açtı. evde kimse yok. babannesi gezmeye gitmiş. dedesi de ekmek almaya. 1-2 dakika içinde dedesi geldi. ayşeye gözlerini kapatmasını söyledim ve tek tek aldığım hediyeleri gösterdim. çok beğendi. at arabası, yapboz boya kalemi bant... yemek yedik ve bisiklete binip hastaneye gittik. yol boyunca bisikletiyle zigzaglar çizdi. hastanede sıramızı bekledik. iki tane çocuk vardı. biri küçüktü. ayşe bebek bebek deyip onu pek sevdi. göz doktorunda muayene ve damla damlatma sırasında hiç problem çıkarmadı. ama "E" harfinin yönünü gösterme işini beceremedi. ama zaten gözünde pek bi problem de yokmuş. TV yi çok yakından seyrediyor diye şüphelenmiştik. ama tutturdu. pembe çiçekli gözlük istiyor. optikçide de uzun süre oyalandık. gözlük çerçevelerini kurcalayıp durdu. canı çok sıkıldı. gitmek istedi. oyalamak için koltukta döndürdüm falan... bir tane pembe gözlük buldu. içi gitti. ama almadık tabii... dönüşt şakır şakır yağmur yağıyordu. ayşe bisikletiyle yolun çoğunu kendi sürerek gitti. allahtan başını da örten iyi bir mont var üstünde... mont aslınazdan ve 8-9 yaş içinmiş. ama ayşeye tam oluyor
28 Aralık 2014 Pazar
28 ARALIK 2014 PAZAR
sabah yatak odasından sesi geliyordu iytan baba buttat diye... battaniyenin altına gizlenip emekleyerek gittim. görünce sevinçli çığlığı bastı ve yorganın altına saklandı. sonra abisini çağırdı. benen abi butta...
yatakta oynaştık. havhav geliyor diye saklandık. sonra abisiyle ayşe dakikalar boyunca koluma şaplak atıp baba diye bağırdılar. onlar vurmaktan bıkmadılar ben de hareketsiz kalmaktan. en sonunda ikisini birden gıdıklamaya başladım. biraz sonra annesi de onlara katıldı. üçü birden şaplaklamaya başladılar. ayaklandığımızda ayşe elinde taraklarıyla ev halkını tek tek taradı.
kahvaltıda, uzun süredir hep yaptığı gibi üstüste konmuş iki taburenin üzerine tırmandı. üstelik çıkarken alttan ayağımızla devrilmesini engellememizi de mani oluyor. ödüm kopuyor kafa üstü yere çakılacak diye.. maymun gibi tırmanıyor. dişlerini fırçalarken beni de yanında tuttu. ellerini yıkarken en son olarak ağzını yıkadı eliyle. ellerini yıkamasını söyledim öyle değil dedi. ben yıkattırdım. çeşmeyi tekrar açıp ellerini yıkadı ve ıslak elleriyle ağzını sildi. öyle çıktı. ddiğim dedikçi... nuh diyor peygamber demiyor. bu tür huyları bizim aramızda epey törpülendi ama huyu tamamen değişmez ki...
öğleden sonra çarşıya çıktık. yol boyunca sürekli kucak istedi. biz isteğini boğuntuya getirmek için uğraşıp durduk ama birkaç dakikadan fazla çelemedik aklını. ben, abisi ve annesi ortaklaşa kucakta taşıdık. uçam balon aldık gene setbaşından. geçen hafta kayhanda yanından geçtiğimiz ve nar koparıp verdiğim camiyi görür görmez tanıdı. orda yere seksek çizip "hekhek" oynadı. dönerken huysuzluğu iyive ele almıştı artık. oyuncakçının birinde at arabalı bir oyuncak gördü. onu istedi. çok pahalı.. almadım. ağlayıp bağırıp zırlayarak eve döndük. uykusu geldi artık. o yüzden..
yatakta oynaştık. havhav geliyor diye saklandık. sonra abisiyle ayşe dakikalar boyunca koluma şaplak atıp baba diye bağırdılar. onlar vurmaktan bıkmadılar ben de hareketsiz kalmaktan. en sonunda ikisini birden gıdıklamaya başladım. biraz sonra annesi de onlara katıldı. üçü birden şaplaklamaya başladılar. ayaklandığımızda ayşe elinde taraklarıyla ev halkını tek tek taradı.
kahvaltıda, uzun süredir hep yaptığı gibi üstüste konmuş iki taburenin üzerine tırmandı. üstelik çıkarken alttan ayağımızla devrilmesini engellememizi de mani oluyor. ödüm kopuyor kafa üstü yere çakılacak diye.. maymun gibi tırmanıyor. dişlerini fırçalarken beni de yanında tuttu. ellerini yıkarken en son olarak ağzını yıkadı eliyle. ellerini yıkamasını söyledim öyle değil dedi. ben yıkattırdım. çeşmeyi tekrar açıp ellerini yıkadı ve ıslak elleriyle ağzını sildi. öyle çıktı. ddiğim dedikçi... nuh diyor peygamber demiyor. bu tür huyları bizim aramızda epey törpülendi ama huyu tamamen değişmez ki...
öğleden sonra çarşıya çıktık. yol boyunca sürekli kucak istedi. biz isteğini boğuntuya getirmek için uğraşıp durduk ama birkaç dakikadan fazla çelemedik aklını. ben, abisi ve annesi ortaklaşa kucakta taşıdık. uçam balon aldık gene setbaşından. geçen hafta kayhanda yanından geçtiğimiz ve nar koparıp verdiğim camiyi görür görmez tanıdı. orda yere seksek çizip "hekhek" oynadı. dönerken huysuzluğu iyive ele almıştı artık. oyuncakçının birinde at arabalı bir oyuncak gördü. onu istedi. çok pahalı.. almadım. ağlayıp bağırıp zırlayarak eve döndük. uykusu geldi artık. o yüzden..
27 ARALIK 2014 CUMARTESİ
Sabah erkenden çıktığımda henüz yataktan çıkmamış, uyku mahmurluğundaydı. akşam geldiğimde de uyuyordu. bana göstermek için tamamen pembe giyinmiş, pembe olan ne kadar eşya varsa sehpanın üzerine yığmış. ama uyuya kalmış ben gelmeden... sehpanın üzerindeki pembe yığınına dokunmadık. biraz da bizim dürtükememizle uyandı ama müthiş bir huysuzluk... mütemadiyen ağlıyor. sakinleştiremedik epey bir zaman.. en sonunda benim kucağımda sakinleşti. sonra bilgisayarda çamaşır yıkama oyunu bulduk. onu oynadı. bu oyun serisini sevdi. daha pek çok oyun var anlaşılan.. keşfetmemiz lazım... gece tekrar uyuyacağı zaman minika istedi. açmadık. çok bozuldu. epey bir zaman minika diye inledi.
27 Aralık 2014 Cumartesi
26 ARALIK 2014 CUMA
Bugün güne hiç olmadığı kadar erken başladık. saat 02 civarı... çiş için uyandı ve ardından uyumadı. saat 05 e kadar legolarla kah beraber kah yalnız oynadı. uyumasını teklif ettiğimde hayır dedi. çok ta güzel oyun kurdu kendine.. sabah ezanıyla tekrar yattı. neyseki saat 09 gibi gene uyandı. babannesine götürmem gerek ama benle kalmak istiyor. olmaz.işim var dedim. götürdüm. yolda giderken neşelensin diye yanak öpmece, öptürmemece oyunu kurdum. o beni öpüyor. sonra da yanklarını saklıyor ben öpmeyeyim diye.. bazen kanırıp (kediye bak falan) öpüyorum. hemen yanağını siliyor. akşam eve gitmeden pazara uğradım. çilek var.. bu mevsimde çilek... daha neler görecez bakalım. biraz aldım. ayşe çileğe dadandı. yemekten sonra yemesini söylememize rağmen ve çileği kaldırmamıza rağmen hepsini yedi bitirdi. yemesini mazur göstermek için "birgün çok kötü oluyor, birgün çok güzel oluyor" deyip duruyor. ne kastettiğini tam anlamadım. çilekleri ısırıp aydede şekline sokuyor ve gösteriyor hok monik" diye... neyseki yemekte balık ta yedi. çilekle doyar sanmıştım ama çinekop gördü mü dalıyor.
abisiyle beraber azdılar. sevinç çığlıkları evi kapladı. yıkanması gerekiyordu. annesinin yıkamasını istemedi. ben yıkadım. küvete su doldurdum. suyun içinde oynadı durdu. küvete yatıyor. benden de yukarıdan üzerine su dökmemi istiyor. su dökülünce hoşuna gidiyor. uzun süre küvette suyla oynadı. hava soğuk üşümesin diye sürekli üzerine su döküyorum. en sonunda banyodan çıktı. bu sefer de giyinmiyor. yatakta kucağımda zıplatmaca oynadık. sıra bende deyip o yattı. ben kucağına oturdum. o beni zıplattı(!) karşılıklı oynadık. giyinmeye ikna edemiyorum. bir süre sonra bornozu da çıkardı. çırılçıplak geziyor. aynanın karşısına geçti afrodit pozları veriyor haspa... muazzam güzellikte bir kız olacak büyüdüğünde... bornuzu alıp beline sardı. bornozun kemeriyle de düğüm attı. kendine etek yaptı bornozu. beceriyor da velet.. en sonunda kendi kendine giyindi. portakal kabuklarından çiçek yaptı. (son günlerde buna taktı) biraz da portakal yedi.
abisiyle beraber azdılar. sevinç çığlıkları evi kapladı. yıkanması gerekiyordu. annesinin yıkamasını istemedi. ben yıkadım. küvete su doldurdum. suyun içinde oynadı durdu. küvete yatıyor. benden de yukarıdan üzerine su dökmemi istiyor. su dökülünce hoşuna gidiyor. uzun süre küvette suyla oynadı. hava soğuk üşümesin diye sürekli üzerine su döküyorum. en sonunda banyodan çıktı. bu sefer de giyinmiyor. yatakta kucağımda zıplatmaca oynadık. sıra bende deyip o yattı. ben kucağına oturdum. o beni zıplattı(!) karşılıklı oynadık. giyinmeye ikna edemiyorum. bir süre sonra bornozu da çıkardı. çırılçıplak geziyor. aynanın karşısına geçti afrodit pozları veriyor haspa... muazzam güzellikte bir kız olacak büyüdüğünde... bornuzu alıp beline sardı. bornozun kemeriyle de düğüm attı. kendine etek yaptı bornozu. beceriyor da velet.. en sonunda kendi kendine giyindi. portakal kabuklarından çiçek yaptı. (son günlerde buna taktı) biraz da portakal yedi.
25 Aralık 2014 Perşembe
25 ARALIK 2014 PERŞEMBE
sabah erken uyandı. günü ayşeyle geçirdim. yesin diye sucuklu yumurta pişirdim. azıcık yedi. öğlene kadar sık sık süt içti. öğlen beraber oyuncakçıya gittik. yumurtayı bitirmesini şart koştum. yedi. beraber çıktık. kucak istiyor. kucağa almadım diye gözünde yaşlarla ağlamış. tramvaya bindik. oyuncakçıdan bebek arabası aldık. eski bebek arabası dün kırıldığından yenisini almaya söz vermiştik. aldık. eve döndük. yolda gözleri kaydı. uyuyacak sandım ama eve dönünce oyuncaklarına daldı. akşam annesi geldiğinde bana fırça attırdı. çişimi yaptım demişti. meğerse kakasını yapmış. annesi de bana kızdı. ayşe de "kandırdım. hok monik" diye gülüyor. şu anda elinde makasla kağıtları kesip birbirine yapıştırıyor. annesi makasla koşmasına kızmış diye makası annesinden saklayarak taşıyor. köpek yıkama oyununu oynadı. sonra da balerin oyunu... artık uykusu geldi herhalde...
24 ARALIK 2014 ÇARŞAMBA
sabah evden erken çıkmam gerektiği için babannesi bize geldi. ayşe de uyandı. sonra beraber gitmişler. öğleden sonra göz doktoruna götürecektik. (gözünün bozuk olduğundan şüpheleniyoruz uzun zamandır. Tv yi falan yakından seyrediyor.)
ama ayşe babannesiyle anneannemi ziyarete gitmişler teyzeme... orada da uyumuş. gidemedik yani... akşam babannesi getirdi eve... akşam rutin bir akşamdı. ama uyuyacağına yakın minika açtırdı. daldı uyudu diye kanal değiştirdim. anında gözünü açıp minika dedi. olmaz dedim açmadım. bana küstü. gitti uyudu.
ama ayşe babannesiyle anneannemi ziyarete gitmişler teyzeme... orada da uyumuş. gidemedik yani... akşam babannesi getirdi eve... akşam rutin bir akşamdı. ama uyuyacağına yakın minika açtırdı. daldı uyudu diye kanal değiştirdim. anında gözünü açıp minika dedi. olmaz dedim açmadım. bana küstü. gitti uyudu.
23 Aralık 2014 Salı
23 ARALIK 2014 SALI
sabah uyanmadı bir türlü. saat 10 gibi uyandı. hemen babannesine götürecek oldum. istemedi. evde beraber kalacakmışık. işe gitmem gerek deyip götürdüm. montunu ters giydi inadına. yol boyunca kafasını omzuma gömdü. adeta yapıştı bana. öyle gittik. mutlaka yüzünü yola dönen çocuk hiç kafasını kaldırmadı. babannesinden akşam ben aldım. kapıyı ayşe açtı. biraz oturduk babannesinde.. babannesinin yüzünü kolunu elini ıslak mendille silip "çok temiz oldun babanne" diyormuş. bir de nesquik istiyormuş babannesinden. yok denince de markette var diyormuş. pazarda çilek istemiş. varmış görmüş istemiş. aralıkta çilek.. allah allah.. almışlar. yemiş.. ev gidelim dedi. giyindi geldi. markete gidip nesquik ve patlayan şekerli meyveli yoğurt aldık. yol boyunca bayır aşağı giderken elimden tutup "huyooo" diye bağırarak koşturduk. kendi koşuyor. beni de çekiştiriyor. mecbur ben de koştum ama diz nanay oldu. yolun yarısını topallayarak yürüdüm. "beni teselli ediyor. "baba, son kaldı" diye.. evde ayakkabılığın üzerine çıkıp kapıyı o çaldı. yemekte de gene çift sandalyenin üzerine çıkıp yemek yedi. şu anda bütün oyuncakları dağıtmış, oynuyor.
gece neler olduğunu anlattı annesi. böylece neden saat 10da uyandığı ortaya çıktı. hanfendi gece herkesi yatırmış. (ben zaten erken uyumuştum) annesine de sen yat demiş. laptopun başında video seyretmiş. annesi 01.30 gibi uyanmış. bakmış, ayşe hala video seyrediyor. annesini gene uyumaya göndermiş. evde herkes uyuyor. ayşe tek başına ayakta. geve 2-3 gibi annesi uyanıp baktığında ayşeyi bütün bebeklerini yanına alıp yatıp uyuduğunu görmüş. velhasılı saatler boyu evde yalnız kalmış. korkmuyor da velet... ne yalnızlıktan ne karanlıktan... doğduğundan beri korkusu yok...
gece neler olduğunu anlattı annesi. böylece neden saat 10da uyandığı ortaya çıktı. hanfendi gece herkesi yatırmış. (ben zaten erken uyumuştum) annesine de sen yat demiş. laptopun başında video seyretmiş. annesi 01.30 gibi uyanmış. bakmış, ayşe hala video seyrediyor. annesini gene uyumaya göndermiş. evde herkes uyuyor. ayşe tek başına ayakta. geve 2-3 gibi annesi uyanıp baktığında ayşeyi bütün bebeklerini yanına alıp yatıp uyuduğunu görmüş. velhasılı saatler boyu evde yalnız kalmış. korkmuyor da velet... ne yalnızlıktan ne karanlıktan... doğduğundan beri korkusu yok...
22 Aralık 2014 Pazartesi
22 ARALIK 2014 PAZARTESİ
Sabah çok ama çok erken uyanıp salona geldi çişini etmeye... sabahın köründe bebeklerini toplayıp yatak odasına gitti. sabah normal saatte baktığımda yatakta bebeklerle oynuyordu. beni de çağırdı. bebeklerle senaryo kurup oyun oynadık. bitince gitmek istedim. ayşe, bitti'den anlamadığı için oyuna devam edeyim istiyor. ben yeter dedim. oynamadım. ayşe de bana küstü. uzun süre yatakta oturdu. yanıma gelmedi. sonra geldi ve kollarını kavuşturarak bana küstüğünü söyledi. babannesine götürdüm bisikletiyle.. akşam abisi almış. annesi gelirken bimdn birşeylr istedi telefonla.. ayşe telefonu eline alıp bana birşeyler söyledi sanırım kızıyor. çilekli süt alayım mı dedim. kabuletti. eve geldiğimde bilgisayarda birşeyler seyrediyordu. hiç istifini bozmadı. ama maalesef yemekten önce 2 kutu sütü içti. akşam üzeri de annesine küsmüş, mum altlıklarını ağzına soktuğuna kızdığı için...
20-21 ARALIK 2014 CUMARTESİ PAZAR
Bu iki günü taaa 5 ocak günü yazıyorum. o yüzden neredeyse herşey buharlaştı, uçtu. ama hayat boyu unutmayacağımız birşey olmuştu. maaile dışarıya gezmeye gittik. kayhanda annesi ayşenin burnunu silmek için sümkürttü ve ayşenin burnundan kol düğmesi çıktı. nasıl ve niye girdiğini açıklamıyor ama herhalde kendi soktu. sorunca suratı düştü. ödümüz koptu. özellikle annesi panik oldu. ben de bazı tavırlarımı yumuşatma kararı aldım.(annesine karşı)
ayşe dışarıda olduğumuz zaman zarfında sürekli olarak kucakta taşınmak istedi. taşındı da.. kah ben, kah abisi, kah annesi.. büyükler yürür. sen de büyüksün dediğimizde kıvırma yolu olarak "yoruldum" demeyi keşfetti. sürekli kullanıyor. heykelde şekerlemeciye uğradık. cennete girmiş gibi oldu. kendine bir sürü şey aldı.
ayşe dışarıda olduğumuz zaman zarfında sürekli olarak kucakta taşınmak istedi. taşındı da.. kah ben, kah abisi, kah annesi.. büyükler yürür. sen de büyüksün dediğimizde kıvırma yolu olarak "yoruldum" demeyi keşfetti. sürekli kullanıyor. heykelde şekerlemeciye uğradık. cennete girmiş gibi oldu. kendine bir sürü şey aldı.
19 Aralık 2014 Cuma
19 ARALIK 2014 CUMA
sabah gene erkenden uyandı. 1 saat kadar laptopta barbi giydirme oynadı. barbinin köpeğini yıkama oyunu bulduk. onu oynadı. sonra giydirip babannesine götürdüm. yolda gene kucakta taşındı. kucakta taşınmakla büyük olmanın bağdaşmadığını söylediğimde ağzında birşeyler geveledi. ne dediğini anlamadım ama muhtemelen zaten anlaşılacak birşey söylemiyordu zira diyebileceği birşey yok.
babannesinde rahatça kaldı. hatta ben daha otururken bana el sallayıp gitmemi istedi. akşam pazardan eve geldiğimde kapıda torbaları taşımak istedi. 3 kiloluk soğan torbasıyla 1 kiloluk başka bir torbaya hamle etti. taşıyamazsın dedim. "ben büyü" dedi. ve kaldırıp annesinin yanına gitti. ona da büyüdüğünü gösterdi. büyümüş olmak ayşe için çok önemli. yemekten önce çiğ sucuk yemiş. çiğ sucuğun güzel olduğunu söylüyor. pek birşey yemedi. annesiyle berenin dersleri ve durumu hakkında tartıştığımızda ayşe müdahale edip kavgayı yatıştırmaya çalışıyor. anlıyormuş meğer çocuk. baba burda kalsın. gitmesin bile dedi. artık daha dikkatli ve tahammüllü olmalıyım. hiç değilse ayşeyi kurtaralım.
unutmadan yazmalıyım. ayşenin ağzından son zamanlarda en çok çıkan iki söz: "hok komik ve hok güzel"
annesi bir şeftali bin şeftaliyi okumaya başladı. ayşeye. .. ayşe bir yandan dinliyor bir yandan da bloklarıyla kule yapıyordu. sonra hikayeyi dinlerken oturduğu yerde uyuyakaldı. ilk defa böyle uyuyor.
babannesinde rahatça kaldı. hatta ben daha otururken bana el sallayıp gitmemi istedi. akşam pazardan eve geldiğimde kapıda torbaları taşımak istedi. 3 kiloluk soğan torbasıyla 1 kiloluk başka bir torbaya hamle etti. taşıyamazsın dedim. "ben büyü" dedi. ve kaldırıp annesinin yanına gitti. ona da büyüdüğünü gösterdi. büyümüş olmak ayşe için çok önemli. yemekten önce çiğ sucuk yemiş. çiğ sucuğun güzel olduğunu söylüyor. pek birşey yemedi. annesiyle berenin dersleri ve durumu hakkında tartıştığımızda ayşe müdahale edip kavgayı yatıştırmaya çalışıyor. anlıyormuş meğer çocuk. baba burda kalsın. gitmesin bile dedi. artık daha dikkatli ve tahammüllü olmalıyım. hiç değilse ayşeyi kurtaralım.
unutmadan yazmalıyım. ayşenin ağzından son zamanlarda en çok çıkan iki söz: "hok komik ve hok güzel"
annesi bir şeftali bin şeftaliyi okumaya başladı. ayşeye. .. ayşe bir yandan dinliyor bir yandan da bloklarıyla kule yapıyordu. sonra hikayeyi dinlerken oturduğu yerde uyuyakaldı. ilk defa böyle uyuyor.
18 Aralık 2014 Perşembe
18 ARALIK 2014 PERŞEMBE
günün olayı akşam yemeğinde geldi. yoksa çok sıradan bir gündü. artık muzırlık ve muziplikte level atlamaya başladı. abisibe "ekmek yok abi. markete git.ekmek al" diye sesleniyor. halbuki ekmek var ve o da olduğunu biliyor. zaten bunu söylerken yüzündeki muzip ifade görülmeye değer...
gün ayşenin mutfak takımlarıyla kahvaltı ederek başladı. tencerelere ahududu ve mısır koydu. pişirdi. çay doldurdu. çay sıcakmış. içmeyecekmişim. bir yemekten bir çaydan sırayla yiyecekmişim. herşeye ayar vermeye devam... artık öğlen olmadan uyuyor. iki gündür böyle... öğleden sonranın tamamında laptopta masha ve barbi seyretti. akşam yemekte dün de yaptığı gibi iki tabureyi üstüste koyup üzerine oturdu. tabi çok yüksekte oturdu böyle olunca... büyük olduğundan falan bahsetmeye başladı. büyük olmaya taktı bilindiği gibi... son zamanlarda hep ben büyüğüm muhabbeti.. ağzından büyüdüm lafı düşmüyor. ama kucakta taşınmak ta istiyor. ikisi arasındaki çelişkiyi yüzüne vurunca çok fena bozuluyor. çelişkinin ve haklı olduğumun farkında ama ne büyük olmaktan ne de kucakta taşınmaktan vazgeçmiyor. benle kavga ediyor ben büyüğüm diye... birkaç gündür bu didişmemiz sürüyor.
gün ayşenin mutfak takımlarıyla kahvaltı ederek başladı. tencerelere ahududu ve mısır koydu. pişirdi. çay doldurdu. çay sıcakmış. içmeyecekmişim. bir yemekten bir çaydan sırayla yiyecekmişim. herşeye ayar vermeye devam... artık öğlen olmadan uyuyor. iki gündür böyle... öğleden sonranın tamamında laptopta masha ve barbi seyretti. akşam yemekte dün de yaptığı gibi iki tabureyi üstüste koyup üzerine oturdu. tabi çok yüksekte oturdu böyle olunca... büyük olduğundan falan bahsetmeye başladı. büyük olmaya taktı bilindiği gibi... son zamanlarda hep ben büyüğüm muhabbeti.. ağzından büyüdüm lafı düşmüyor. ama kucakta taşınmak ta istiyor. ikisi arasındaki çelişkiyi yüzüne vurunca çok fena bozuluyor. çelişkinin ve haklı olduğumun farkında ama ne büyük olmaktan ne de kucakta taşınmaktan vazgeçmiyor. benle kavga ediyor ben büyüğüm diye... birkaç gündür bu didişmemiz sürüyor.
17 Aralık 2014 Çarşamba
17 ARALIK 2014 SALIRTESİ
Akşamdan başlayayım. annesi ayşe ve ben hep beraber eve dönerken, ayşe caddenin başında bisikletinden indi ve geçen gün keşfettiği yunu oynamaya başladı. cadde boyunca dikili olan ince ağaçları sallama oyunu... koşa koşa tüm ağaçları silkeledi. koşarak bizden uzaklaştı. annesi de ben de bizi beklemesini söyledik ama umursamadı. kapının önünde annesi hafifçe azarladı beklemediği için... şirin şirin bakarak sırıttı. annesi yüz vermeyince benden medet umdu. bir dahaki sefere söz dinlemezsen kulağını çekerim deyince çok bozuldu. kulağıma doğru hamle ediyor. eğildim. kulağımı çekti. ben de asıl ben senin kulağını çekerim dedim. zırlamaya başladı. abisine beni şikayet ediyor.
sabah erkenden uyandı. beraber kahvaltı ettik.
sabah erkenden uyandı. beraber kahvaltı ettik.
erken uyandığından öğlen olmadan uyumak istedi ve uyudu. uyandıktan sonra bisikletine bindirdim. dışarı çıktık. önce cantıkçıda cantık yedirdim. cantıkçının fırına bakan duvarının sıcak olması çok ilgisini çekti. sonra postaneye gittik. ardından annesinin işyerine... oradan da asıl dışarı çıkış amacımız olan oyuncakçıya... ama maalesef aradığımız sopalı at oyuncağını bulamadık. birçok oyuncakçı gezdik ama yok. bu arada annesi de geldi. birkaç tane başka oyuncak aldık eve döndük.
evde yeni aldığımız çilek kız bebeğiyle diğer bebeklerini karşılıklı konuşturarak oynamaya başladı.
bütün oyuncakları bbek arabasına koydu. çilek kıza evi ve diğer oyuncakları tanıtıyor.
evin içinde epey dolandıktan sonra annesinden kakaolu kek istedi. annesi olur deyince de "biz kakaolu kek yapıyoz" dedi. yaptılar. her işe elini soktuğu için annesi ile kapıştı yine..
16 ARALIK 2014 SALI
öğlene kadar neler olup bittiğini hatırlamıyorum. ama önemli birşey yoktu. evdeydik. öğleden sonra dışarı çıktık ve yeni büroma gittik. orada keyfi yerindeydi. su böreği almıştım. afiyetle yedi.
unutmadan yazayım. geçen gün kaldırım taşlarının çizgilerine basmadan yürüme oyunu bile oynadı yol boyunca.. merdivenlerden inerken hoplayarak iniyor ve kanguru gibi diye söylüyor. artık hemen hemen herşeyi söylüyor ancak anlaşılır konuşmadığı için ne dediğini anlama problemi katlanarak arttı.
unutmadan yazayım. geçen gün kaldırım taşlarının çizgilerine basmadan yürüme oyunu bile oynadı yol boyunca.. merdivenlerden inerken hoplayarak iniyor ve kanguru gibi diye söylüyor. artık hemen hemen herşeyi söylüyor ancak anlaşılır konuşmadığı için ne dediğini anlama problemi katlanarak arttı.
15 Aralık 2014 Pazartesi
15 ARALIK 2014 PAZARTESİ
sabah uyanmamıştı. kucaklayıp babanneye götürdüm. öğleden sonra almaya gittim. sağlık ocağına giderken yolda park gördük. hemen girmek istedi. izin verdim. incirli caddesi boyunca koşarak gittik. elimden tuttu. var gücüyle koştu. ancak sokak ağızlarına geldiğinde duruyor. sağa sola bakıyor ve sonra koşmaya devam ediyor. bu yaptıklarını sesli olarak söylüyor da... öğrenmiş karşıdan karşıya geçmeyi... yolda "bığgıdı hanıyo" "hehil handı" diye diye işimizi hallettik.
günün kalanını evde geçirdik.
unutmadan yazmalıyım. kapalı, kapat, kelimelerini telaffuzu çok hoş... aylardır bu telaffuz var. ama yazmak şimdi denk geldi. "bagat" " bagalı"
akşam yemekte benle yemek bitirme yarışı yaptı. tabii o kazandı. süt kutularını kaşık çekmecesine koyduğu için hafifçe uyardım. küsüp abisinin yanına gitti.
günün kalanını evde geçirdik.
unutmadan yazmalıyım. kapalı, kapat, kelimelerini telaffuzu çok hoş... aylardır bu telaffuz var. ama yazmak şimdi denk geldi. "bagat" " bagalı"
akşam yemekte benle yemek bitirme yarışı yaptı. tabii o kazandı. süt kutularını kaşık çekmecesine koyduğu için hafifçe uyardım. küsüp abisinin yanına gitti.
14 ARALIK 2014 PAZAR
Sabah yatakta oynaşma vaktiydi gene... sonra beraber börek almaya gittik. ayşenin bisikletiyle götürdüm. sağı solu gene unutmuş. gelirken büyümix tarzı zımbırtılardan da aldık. aslında bebeeli süt almaya girmiştik ama bunda karar kıldı. kahvaltıdan önce büyümix yemek istedi izin vermeyince küstü. zor zahmet börek yedirebildik. ayşe küstü mü kızdı mı dünyayı gözü görmüyor. öğleden sonra ablasının ehliyet sınavına gittik. ayşe yaklaşır yaklaşmaz geçen sefer yaptığı parkur sayılarını okumayı hatırladı ve bize anlattı. gene parkurları tek tek gezerek sayıları okuduk. 2-5, 2-6, 2-7 vs...
akşam üzeri ablasını uğurlamaya gittik terminale... ablasını uğurlaması çok hoştu. ablası hemen gidecek diye peşin peşin el sallayıp sarıldı. otobüsten aldığımız kekleri yedi. halbuki bir sürü hamsi yemişti yemekte...
akşam üzeri ablasını uğurlamaya gittik terminale... ablasını uğurlaması çok hoştu. ablası hemen gidecek diye peşin peşin el sallayıp sarıldı. otobüsten aldığımız kekleri yedi. halbuki bir sürü hamsi yemişti yemekte...
13 Aralık 2014 Cumartesi
13 ARALIK 201 CUMARTESİ
sabah yatak odasından "baba, buraya gel" sesleri gelmeye başladı. gittim. yorganın altına saklandı. sonra onu gıdıklamaya başladım. bu arada abisi geldi. "abi beni kurtar" diye ondan yardım istedi. hep beraber yatakta oynaştık. ayşe 1den 10 a kadar sayarken abisi kafasını karıştırmak için başka rakamlar söylüyor ayşe de bağırarak karşı çıkıyor. kahvaltıda ve sonrasında herkese ve herşeye ayar vermeye çalışmasına annesi isyan etti. ayşe de küstü. maggie simpsonun videosunu seyretmek istedi. birkaç kere üstüste seyretti. ardından oyuncak hikayesi horror açtım. 2 kere de onu seyretti. salonun ortasında gerilmiş bir ip var. buzdolabından manyet alıp bilet gibi okutuyor ve ipi öyle geçiyor. biz de öyle yapıyoruz. ip evin otasında gerili birkaç gündür.
gündüz evin içinde oyunlar oynayıp durdu. akşam yemeği için pideli köfte yemeye gittik. 1 porsiyon pideli köfteyi mideye indirdi. tabi giderken de dönerken de hep kucak istedi. nöbetleşe kucakta taşıdık. gce çok geç saate kadar uyumamıştı.
gündüz evin içinde oyunlar oynayıp durdu. akşam yemeği için pideli köfte yemeye gittik. 1 porsiyon pideli köfteyi mideye indirdi. tabi giderken de dönerken de hep kucak istedi. nöbetleşe kucakta taşıdık. gce çok geç saate kadar uyumamıştı.
12 Aralık 2014 Cuma
12 ARALIK 2014 CUMA
Tüm günü kızımla evde geçirdik. sabah uyanıp salona geldi. hızla ve hiç ses çıkarmadan içeri girip skoltuğun arkasına gizlendi. ben ona bakınca kızdı ve eliyle başımı çevirmemi emretti. öyle yaptık. sonra sonra normale döndü. sabahları nedense bunu yapıyor. suratsız oluyor uyanınca. bütün oyuncakları odanın ortasına döktü. sürekli olarak beni de yanına oturtup oyun oynuyor. "bu son oyun olsun" sözleri de kar etmiyor. mahvetti beni. bütün gün oyun. rahat vermedi. üstelik oyun sırasında hep yönlendirici ve yönetici olma arzusu var. bize insitayif kullanmak yasak. bana çay veriyor ama ben hemen içince kızıyor. sıcakmış. soğumasını bekleyecekmişim. veya ben tencereden yemek alıyorum tabağa.. o vermedi diye tabakları deviriyor. oyunda da ayşeye mutlak itaaat şart.. yoksa oyunu da bozuyor. gündüz uyumadı... öğleden sonra bilgisayarda video seyretti bol bol.. akşam pasaport çıkarmak için emniyete gitmemiz gerekiyordu. yağmur yağıyordu dışarda. kendisi için küçük şemsiye aldı. yol boyunca kucağa alınmak istemedi. şemsiye taşıma sevdasına tüm yolu yürüdü. emniyette herkesin parmak izi alındı. ayşe yaşı ufak diye parmak izi alınmayınca canı sıkıldı. emniyet amiri kadın, ayşenin gönlü olsun diye onun da parmak izlerini aldırdı.
emniyetten çıkışta karnımızı doyurmak için tavuk döner alayım dedim. menüden pideli köfte istedi. sonra yiyecez diye ikna ettik. tabii ki kimseden yardım falan kabul etmeden yarısını yedi.
gece annesi, abisi ve ablasıyla tüm geceyi arka odada geçirdiler. ne yaptıklarını bilmiyorum ama ayşenin ayar verme sesleri geliyordu kulağıma...
gece annesi, abisi ve ablasıyla tüm geceyi arka odada geçirdiler. ne yaptıklarını bilmiyorum ama ayşenin ayar verme sesleri geliyordu kulağıma...
11 Aralık 2014 Perşembe
11 ARALIK 2014 PERŞEMBE
Ablası evde olduğu için okula gitmedi haliyle...annesi de öğlene kadar evde olacak. erkenden çıkıp öğlen geldiğimde ayşe annesini yatağa yatırmış, kendisi de giyinip süslenmiş işe gitmek üzereydi. oyun kurmuş gene... öğleden sonra benle beraber evde kaldı. diğerlerini gönderdik.
ayşenin derdi sürekli oyun... bana da, başka hiç kimseye de rahat vermiyor. oyun, oyun, oyun...
öğleden sonra minikayı açtım. uyudu. akşam yemeğine babannelerine gidecektik. ayşeyi uyandırdık. gittik. babannesinde tam azdı.
bu arada; 1 den 10 a kadar sayabildiğini yazmış mıydım? ayrıca ortamdaki insanları da sayıp kaç kişi olduğunu söylüyor. ayrıca; "abi kötü" ve "abi bu evden gitsin" fiks lafı oldu. nerdeyse her gün söylüyor.
ayşenin derdi sürekli oyun... bana da, başka hiç kimseye de rahat vermiyor. oyun, oyun, oyun...
öğleden sonra minikayı açtım. uyudu. akşam yemeğine babannelerine gidecektik. ayşeyi uyandırdık. gittik. babannesinde tam azdı.
bu arada; 1 den 10 a kadar sayabildiğini yazmış mıydım? ayrıca ortamdaki insanları da sayıp kaç kişi olduğunu söylüyor. ayrıca; "abi kötü" ve "abi bu evden gitsin" fiks lafı oldu. nerdeyse her gün söylüyor.
10 ARALIK SALIRTESİ
sabah okula gitmek istiyordu güya ama iş uyanmaya gelince, uyanamadığı gibi üstelik bir de uyandırmak istediğimiz için kızdı bağırdı ve uyumaya devam etti. erkenden işim olduğu için ayşeyi battaniyete sardım ve kucağımda babanneye götürdüm. akşam eve geç geldim. kapıya koşarak beni karşıladı. gece ilerleyen saatlerde ablası geldi adapazarından.. çok sevindi ablasını gördüğüne..
annesi pasta almış. ayşeye "niki noodu" yaptık.
abisi her zamanki ayarsızlığı ve kontrolsüzlüğü ile ayşeyi kucağındayken biraz fazla sıktı. çocuk nefessiz kaldı. dili döndü ve ağzı kilitlendi. herkes panik halinde. parmağımı ağzına sokup dilini düzelttim. nefes almasını sağladım. (arada çok fena elimi ısırdı) toparladı ama ödümüz bokumuza karıştı. annesi hastaneye götürelim mi diye söylendi durdu ama ayşeyi kontrol ettim. birşeyi çok. kısa bir süre nefessiz kaldı. abisi kucağında gögüs kafesini biraz fazla sıkmış. ayşe de acıdı diye göğsünü gösteriyor.
annesi pasta almış. ayşeye "niki noodu" yaptık.
abisi her zamanki ayarsızlığı ve kontrolsüzlüğü ile ayşeyi kucağındayken biraz fazla sıktı. çocuk nefessiz kaldı. dili döndü ve ağzı kilitlendi. herkes panik halinde. parmağımı ağzına sokup dilini düzelttim. nefes almasını sağladım. (arada çok fena elimi ısırdı) toparladı ama ödümüz bokumuza karıştı. annesi hastaneye götürelim mi diye söylendi durdu ama ayşeyi kontrol ettim. birşeyi çok. kısa bir süre nefessiz kaldı. abisi kucağında gögüs kafesini biraz fazla sıkmış. ayşe de acıdı diye göğsünü gösteriyor.
9 Aralık 2014 Salı
09 ARALIK 2014 SALI
Bu sabah çok geç uyandı. saat 10.30 gibi... salonun köşsinden kafasını uzatmış bana bakıyor. içeri girmiyor.günaydın kızım deyince hıhlayıp geri kaçtı. sonra tekrar aynını yaptı. nihayet keyfi düzelip salona geldi en sonunda. hemen buzdolabını açıp dün aldığım süt dilimlerinden birini aldı. açmak için yardım etmek istedim ama makas alıp ambalajı keserek o açtı. giydirip babannesine götürdüm. babannede beraber oturup yemek yedik. afiyetle benim semediğim bulamaça benzeyen gürcü yemeğini yedi. akşam eve geç geldim. koşarak beni kapıda karşıladı. sarıldı. hepimizi çağırıp halıya oturttu. herkese roller verdi. ben baba pony, sevgi anne pony, befren abi pony ve kendisi çocuk pony oldu. evin içinde emekleyerek dolaştık. bu arada bir sürü senaryolar yaratıyor kafasından... sonra ben at oldum. o da sırtıma binip evi dolaştık. sürekli olarak şaha kalkmamı istiyor. meraklı.. yazın ayşeyi ata bindirecem. bakalım ne tepki verecek. dünde yaptığı yeni bir oyun keşfetti. salonun ortasına annesinin örgü iplerinden geriyor ve "geçemiyor" deyip makasla ipi kesiyor. pek hoşuna gitti bu... ayrıca okul mu babanne mi diye sorduk. okul dedi. o zaman hemen yat dedik. yattı uyudu.
8 Aralık 2014 Pazartesi
08 ARALIK 2014 PAZARTESİ
Sabah okula göndrmedik gene... tam annesi giderken uyandı. ona 4 bıldırcın, 1 tavuk yumurtası pişirdim. hepsini yedi. bütün günü evde geçirdik. legolarla havhav falan yaptı. beni de yanına oturtup legolarla beraber oynamaya zorluyor. beraber epey süre lego oynadık. sonra okula gitmek istedi. okul yok. ya babanne ya bu ev dedim. babanne dedi. gittik ama babanne doktora gitmiş. geri döndük. karnı acıkmış. ekmek istedi. kuru ekmeği ısırıp yemeye başladı. dünden kalan simidi verdim. yattı ve uyudu. akşam ben cantık alırken telefon çaldı. ayşe çok acıkmış. hemen gel diyorlar. afiyetle bir cantığı yedi. gece annesiyle kitap okuma kavgasına tutuştu. ayşe 2 tane kitap götürüp okumasını istedi. annesi ise sadece 1 tane okurum. seç birini dedi. ayşe kesinkes pes etmedi. ikisini de okutmak için ısrar, şirinlik, alttan girip üstten çıkmalar.. elinden ne gelire yaptı. annesi de pes etmedi, ayşe de... en sonunda ayşe 1 kitaba razı olmuş gibi yaptı. annesi kitabı okuyup bitirince hemen diğer kitabı eline tutuşturdu. annesi kabul etmeyince küsüp kızdı. kitabı alıp abisine gitti. ona okutturdu. gece a4 kağıtlara yün ipleri bantlayıp yılan yapmış. onları getirip bizi korkutuyor. gündüz "S" sesi çıkartmak için yılan sesi çıkarmasını istemiştim. ordan aklına girmiş gene... yılanları okula götürmekten falan bahsetti. ama ayşeyi artık pek okula göndermek niyetinde değiliz. ayrıca bu gece bir kağıda ayşe yazdım. bakarak aynını ayzmasını istedim. aynını yazdı. dün de annesi rakamları yazıp aynını yazmasını istemişti. onlarım da aynını yazmıştı.
7 Aralık 2014 Pazar
07 ARALIK 204 PAZAR
sabah salondayken bi tıkırtıyla göndüm. bir baktım ki, ayşe gelmiş çişini ediyor. ona bakınca eliyle ona bakmamamı isteyen bir hareketle bir huysuzlanma sesi çıkardı. yataağa gitti ama biraz sonra geldi. elinde hulahop... çevirmeye çalışıyor. nasıl yapılacağını bilmediğini düşünerek nasıl çevrileceğini göstermek istedim. itiraz etti ve kabul etmedi. "ben büyüdü" ağzından eksik olmayan bi söz.. hakkaten hulohopun nasıl çevrileceğini biliyor ama tabii beceremiyor. yaşı müsait değil... bana birkaç kere "bak" diyerek gösterdi. eliyle belinin etrafında tur attırdı ama sonra kendince başka oyunlar uydurdu. hulopopu havaya attı. takla attırdı falan... eğlendi bununla... sonra hulohopa kağıt yapıştırmak istedi. bant lazım oldu. yerini bilmiyorum. gidip annesine sordu. vesileyle annesi de uyandı. bir kağıda "ayşe" yazmış kendince... (elbette ayşe yazmıyor yazıda ama istikrarlı olarak hep aynı harfleri yazıyor ayşe olarak... A-B-O-U-E-P-Y sıralaması değişse de bu harflerle ayşe berra yazıyor. bant uydurduk. hulohopa yapıştırdı. annesine kızgın. saçını bana yaptırdı. annesine posta koyuyor. sonra arka bahçeye temizlik yapmaya gittik. tabii; iş olur da ayşe geri kalır mı? o da geldi. ciddi ciddi de çalıştı. küçük kürk buldum. bir moloz yığınını neredeyse tek başına kaldırdı. tabii arada sıkıldıkça oyun da oynadı. bir süpürgeyi ters tutarak bacaklarının arasına aldı ve at yaptı. bahçede koşturdu. bir ara bana küstü. abisi de gelip çöpleri yaktığında ateş çok ilgisini çekti. hatta ateşe atıp yakmak için benden kağıt falan istedi. abisi her zamanki gibi ayşeyi gene korkuttu. çakmakla takmakla tehdit etmiş. gelip bana şikayet etti. işimiz bitince markete gittik. kucak istiyor. almadım. büyümek ve kucak ikisi birden nasıl olur soruma cevap vermiyor. bahçede de "büyüdüm büyüdüm ben de anne oldum" şarkısını söylemişti. içinde oyuncak olan yumurtaların neredeyse hepsini inceleyip birini beğendi. içinde at olanı... eve gldiğimizde abisi gene ayşeyi kudurttu. ayşe de son zamanlarda sürekli söylediği lafı söyledi. "abi başka evde kalsın"
TV yi çok yakından seyretmeye çalışıyor. sanırım ayşenin de gözü bozuk.. filmi seyrederken uyuyup kalmış. karnı da aç... gece geç saatte uyanır herhalde... nitekim uyandı. geç saatte de değil ama tekrar uyuması çok geç saate kadar sarktı. gece 02 de hala uyumamıştı ve ben uyumadan ona eşlik etmekte epey zorlandım.
TV yi çok yakından seyretmeye çalışıyor. sanırım ayşenin de gözü bozuk.. filmi seyrederken uyuyup kalmış. karnı da aç... gece geç saatte uyanır herhalde... nitekim uyandı. geç saatte de değil ama tekrar uyuması çok geç saate kadar sarktı. gece 02 de hala uyumamıştı ve ben uyumadan ona eşlik etmekte epey zorlandım.
06 ARALIK 2014 CUMARTESİ
Sabah gene bile erken uyandı. Saat 10 gibi ben arka bahçeye kapı taktırmak için hazırlanırken ayşe beni oynaşmak için yatağa çağırıyordu. zaten 10-15 dakikadır annesiyle kikirdeşme sesleri geliyordu. bahçeye gideceğimi söyleyince kendi de gelmek istedi. giyin gel deyip onu almadan gittim. arkamdan ağlıyordu. nitekim biraz sonra giyinmiş, abisi getirdi. bir süre bahçede turladıktan sonra uzakta gördüğü simitçiden simit istedi. bayattır diye almadım. beraber nalbura gittik. bir süre sonra sıkıldı. kucak istedi, eve gitmek istedi. annesi geldi aldı. ayşeyle gezmeye gittiler. gitmeden bana bir sürü resim çizdirdi.
gittikleri yerde ayşe annesiyle evsahibini mutfağa kilitlemiş.
akşam geç saatte geldiler. ayşe gece barbi filmini seyretti. bazı sahnelerini seyredemiyor ve gözünü kapatıyor. kötü adamların kötülük ettikleri sahneleri.
gittikleri yerde ayşe annesiyle evsahibini mutfağa kilitlemiş.
akşam geç saatte geldiler. ayşe gece barbi filmini seyretti. bazı sahnelerini seyredemiyor ve gözünü kapatıyor. kötü adamların kötülük ettikleri sahneleri.
5 Aralık 2014 Cuma
05 ARALIK 204 CUMA
sabah nispeten geç uyandı. beni istemiyor yanında.. kovaladı beni. giydirip babanneye götürmek istedim. pek istemedi. ama ben işe gidecem sen evde yalnız kalırsan karnın acıktığında nasıl yumurta pişireceksin. diye sorduğumda itiraz etmeyi bıraktı ve giyinmeye başladı. botlarını bu sefer ben ters giydirdim. hemen uyardı beni düzzz diye... ama hırkasını bilerek ters giydi sırıtarak... omuzda babanneye götürdüm. ben de eve girdim. kahvaltıya oturduk beraber. domatese ekmek banıp yedi. biraz cevizli lokum ve çok az da kavurma. bugün babannesi ayşeyi burgaza denize götürecek ama ayşe dün kendisine söylendiğininde gösterdiği sevincin aksine bugün pek gönülsüz. babannesine de yüz vermiyor. babannesi "ben de başka ayşe buklurum" deyince hemen babannesinin kucağına gitmek istedi sanırım durumun vahametini farketti. ama benim de gelmemi istiyor. depoya kadar ben de arabadaydım. ben inince babannesine kapaklandı. ağlamıyordur inşallah...
"öf baba ya"
bu lafı da duydum bu akşam ayşeden... balık yemişti. ellerini yıkamadan abisinin yanına gitti. çağırdım ellerini yıkaması için. bunu diyerek yanıma geldi.
öğleden sonra 3.30 gibi, ben arka bahçenin demir kapısını taktırırken ayşe geldi bizimkilerle. bana bıraktılar, gittiler. ayşe bahçede oynadı durdu. taşlardan seksek oynadı. demir kapıyı açıp kapadı.
kaynak ışığına bakmamasını söylemiştim. hakkaten kaynak yapılırken ya gözünü kapıyor, ya kafasını çeviriyordu. bir süre sonra sıkıldı. ev gitmek istedi ama mümkün değil. evde kimse yok. ben de bahçede olmalıyım. bir ara çişi geldi. cd ciye götürdüm. çişini yaptıktan sonra barbi filmi aldı seyretmek için. abisini gelince ona verdim ayşeyi. filmi açmasını söyledim. eve geldiğimde uyumuştu. tam balık pişince uyandı. ancak ben anneye sana küstüm deyip sofraya gelmedi. yalvardık yakardık ağzından girdik burnundan çıktık sofraya oturttuk. sevdiği pembe balıklardan ayıkladım. biraz yedi. balık yemeyi de oyuna çevirdi. hızla ve hapur hupur tarzı lokmaları ağzına tıkıyor oyun olsun diye... yemek yesin diye söz verdiğimiz karagöz sahnesini kurmaya geldi sıra...
karagöz sahninde önce ben bi senaryo uydurup oynattım karagözle hacivatı.. sonra ayşe oynattı. birbirlerine bilmece sordurdu. "beyaz beyaz tüyleri var. kuyruğu var" koyun, kırmızı tüyleri var, üüürürü der ise horoz... bir süre oyalandı karagözle.. karagöze saklambaç falan oynattı. okula gönderdi. sonra bitti deyip sahneyi toparlattı.
arka odaya gitti ve abisinin tabletiyle oynadı bir süre. sonra annesiyle beraber youtube'ta video seyretmişler. bir süre sonra annesi salona geldi. ayşe sürekli arka odaya çağırıp duruyor birşey göstermek için. en sonunda annesi odaya gidip gelmekten sıkıldı. bu sefer beni götürdü arka odaya.. barbi filmini koyduk. tabiki ayşe koydu. bana el sürdürmedi. cd tepsisini açtı. cd yi yerleştirdi. beni göndermedi salona.. gitmek isteyince bana sarılıp beraber diyor. beraber filmi seyrettik. biberonla süt içerek yatarak seyretti ama uyumadı. film bitince salona gittik. bu sefer orda oyun oynamaya başladık. cibremi çıkardı. barbileri, yunusları, pepeeyi, şilayı getirdi. onlarla oyun kurdu.
uyku işi nanay... gece 01 olduğunda hala uyanıktı. yatmak için defalarca ağzında biberon yattı ama ayaklandı her seferinde..
"öf baba ya"
bu lafı da duydum bu akşam ayşeden... balık yemişti. ellerini yıkamadan abisinin yanına gitti. çağırdım ellerini yıkaması için. bunu diyerek yanıma geldi.
öğleden sonra 3.30 gibi, ben arka bahçenin demir kapısını taktırırken ayşe geldi bizimkilerle. bana bıraktılar, gittiler. ayşe bahçede oynadı durdu. taşlardan seksek oynadı. demir kapıyı açıp kapadı.
kaynak ışığına bakmamasını söylemiştim. hakkaten kaynak yapılırken ya gözünü kapıyor, ya kafasını çeviriyordu. bir süre sonra sıkıldı. ev gitmek istedi ama mümkün değil. evde kimse yok. ben de bahçede olmalıyım. bir ara çişi geldi. cd ciye götürdüm. çişini yaptıktan sonra barbi filmi aldı seyretmek için. abisini gelince ona verdim ayşeyi. filmi açmasını söyledim. eve geldiğimde uyumuştu. tam balık pişince uyandı. ancak ben anneye sana küstüm deyip sofraya gelmedi. yalvardık yakardık ağzından girdik burnundan çıktık sofraya oturttuk. sevdiği pembe balıklardan ayıkladım. biraz yedi. balık yemeyi de oyuna çevirdi. hızla ve hapur hupur tarzı lokmaları ağzına tıkıyor oyun olsun diye... yemek yesin diye söz verdiğimiz karagöz sahnesini kurmaya geldi sıra...
karagöz sahninde önce ben bi senaryo uydurup oynattım karagözle hacivatı.. sonra ayşe oynattı. birbirlerine bilmece sordurdu. "beyaz beyaz tüyleri var. kuyruğu var" koyun, kırmızı tüyleri var, üüürürü der ise horoz... bir süre oyalandı karagözle.. karagöze saklambaç falan oynattı. okula gönderdi. sonra bitti deyip sahneyi toparlattı.
arka odaya gitti ve abisinin tabletiyle oynadı bir süre. sonra annesiyle beraber youtube'ta video seyretmişler. bir süre sonra annesi salona geldi. ayşe sürekli arka odaya çağırıp duruyor birşey göstermek için. en sonunda annesi odaya gidip gelmekten sıkıldı. bu sefer beni götürdü arka odaya.. barbi filmini koyduk. tabiki ayşe koydu. bana el sürdürmedi. cd tepsisini açtı. cd yi yerleştirdi. beni göndermedi salona.. gitmek isteyince bana sarılıp beraber diyor. beraber filmi seyrettik. biberonla süt içerek yatarak seyretti ama uyumadı. film bitince salona gittik. bu sefer orda oyun oynamaya başladık. cibremi çıkardı. barbileri, yunusları, pepeeyi, şilayı getirdi. onlarla oyun kurdu.
uyku işi nanay... gece 01 olduğunda hala uyanıktı. yatmak için defalarca ağzında biberon yattı ama ayaklandı her seferinde..
4 Aralık 2014 Perşembe
04 ARALIK 2014 PERŞEMBE
BUGÜN UZUN ARADAN SONRA OKULA GİTTİ. BABANNESİNİN İŞİ VARMIŞ. SABAH PEK UYANMAK İSTEMEDİ. MÜDAHALE EDEREK UYANDIRDIK. ANNESİNE BOZUK BU SABAH. ANNESİ BİRŞEY YAPMAK İSTEYİNCE KIZIYOR. DOLAYISIYLA ELBİSELERİNİ AYAKKABILARINI BEN GİYDİRDİM. SAÇINI TOPLATMADI GENE ANNESİNE. BEN SAÇINI DÜZELTİRKEN ELLERİMİ ÇEKİP GENE ANNESİNE TESLİM ETTİM. BENİM YAPTIĞIMI ZANNEDİP SES ÇIKARMADI. ARTIK BU DA STANDART HALE GELDİ.
AKŞAM OKULDAN GELDİKTEN SONRA YAZMAYA DEĞER BİRŞEY OLMADI. RUTİN BİR AKŞAMDI. SADECE YEMEK YEMEDİ. AÇ DEĞİLMİŞ. GECE BİRAZ GEÇ UYUDU.
AKŞAM OKULDAN GELDİKTEN SONRA YAZMAYA DEĞER BİRŞEY OLMADI. RUTİN BİR AKŞAMDI. SADECE YEMEK YEMEDİ. AÇ DEĞİLMİŞ. GECE BİRAZ GEÇ UYUDU.
3 Aralık 2014 Çarşamba
03 ARALIK 2014 ÇARŞAMBA
Sabah falan değil gecenin köründe uyandı. salona geldi. minikayı açtırdı. birkaç saat boyunca uyanık kaldı. ben de yarı uyanık yarı ayık onunla beraber zaman geçirdim. sonra yatak odasına annesinin yanına gitti. orada da doğru düzgün uyumadığını gelen seslerden biliyorum. annesi zırt pırt mutfağa gelip süt götürdü. velhasıl gece anne baba uyuyamadı ayşe sayesinde... sabah uyandığında beni salonda gördü ve bozulup arka odaya gitti. kendi kendine bilgisayarı açmış. youtubetan pocoyo açtım. birkaç saat çeşitli videolar seyretti. kendi kendine tıklayıp tıklayıp video seyrediyor. zırt pırt beni çağırıp seyrettiği oyuncak videolarını gösterip "bunu al" diyor. babanneye gitmek istemedi. biraz geç te olsa babanneye götürdüm. kucakta taşınma konusunda gene şikayetçi oldum. sen nasıl büyüksün. büyük olsan kucak istemezsin falan deyince yürümeye ikna oldu ama ben gene de kucakta taşıdım. ayakkabıları kirlensin istemedim. evde de botlarıyla geziyor zira..
akşam annesi aldı. eve girince bööö diye bağırarak üzerime atladı. bütün küçük oyuncakları yere döktü. beni yanına çağırdı. beraber küçük oyuncaklarla oynadık. oyuncak hikayesi film karakterlerini oluşturdu elindeki oyuncaklarla. buzz zaten var. başka oyuncaklar da vudi, slinki cs kimlik verdi. onları sıraladı ama abisi gelip bütün oyuncakları dağıttı. ayşe hemen "abi başka eve gitsin" diye şikayet etti. ah kızım... abin herkeste aynı tepkiyi yaratıyor. turan dedesi gibi seveni olmayan bi adam olacak maalesef...
dedesiyle babannesi geldi. onlarla da oynadı. yekte bol bol sulu köfte yedi. gündüzleri babannesinin canını çıkarıyormuş oyun diye... ayşe anne oluyormuş, babannesi de çocuk.. onu okula falan uğurluyormuş... yapmadığını bırakmıyormuş kadına... dün annesi için hazırladığı düğmeli hediyeden bir tane de bana hazırlamış.
uykum yokm deyip duruyor ama eline biberonu almasıyla uykuya dalması bir oluyor. ne de olsa gündüz uykusu yok artık. geceleri küt diye gidiyor. dünde öyleydi, bugün de öyle...
unutmadan yazmalıyım. ayşe 1-2 gündür eline tark ve fırçaları alıp başkalarının saçlarını tarama başladı. önce abisiyle başladı. sonra annesinin saçlarını ve son olark ta benim saçlarımı tarıyor. kuaförcülük oynuyor herhalde...
ayrıca; geçen günlerde annesi ve benim için yaptığı hediyeler de şunlar
akşam annesi aldı. eve girince bööö diye bağırarak üzerime atladı. bütün küçük oyuncakları yere döktü. beni yanına çağırdı. beraber küçük oyuncaklarla oynadık. oyuncak hikayesi film karakterlerini oluşturdu elindeki oyuncaklarla. buzz zaten var. başka oyuncaklar da vudi, slinki cs kimlik verdi. onları sıraladı ama abisi gelip bütün oyuncakları dağıttı. ayşe hemen "abi başka eve gitsin" diye şikayet etti. ah kızım... abin herkeste aynı tepkiyi yaratıyor. turan dedesi gibi seveni olmayan bi adam olacak maalesef...
dedesiyle babannesi geldi. onlarla da oynadı. yekte bol bol sulu köfte yedi. gündüzleri babannesinin canını çıkarıyormuş oyun diye... ayşe anne oluyormuş, babannesi de çocuk.. onu okula falan uğurluyormuş... yapmadığını bırakmıyormuş kadına... dün annesi için hazırladığı düğmeli hediyeden bir tane de bana hazırlamış.
uykum yokm deyip duruyor ama eline biberonu almasıyla uykuya dalması bir oluyor. ne de olsa gündüz uykusu yok artık. geceleri küt diye gidiyor. dünde öyleydi, bugün de öyle...
unutmadan yazmalıyım. ayşe 1-2 gündür eline tark ve fırçaları alıp başkalarının saçlarını tarama başladı. önce abisiyle başladı. sonra annesinin saçlarını ve son olark ta benim saçlarımı tarıyor. kuaförcülük oynuyor herhalde...
ayrıca; geçen günlerde annesi ve benim için yaptığı hediyeler de şunlar
2 Aralık 2014 Salı
02 ARALIK 2014 SALI
Bugünün çok boş ve yazacak birşeyi olmayan bir gün olacağını sanarken tam tersi oldu. ayşe şu anda saatin karşısına geçmiş, saatin 21.00 olmasını bekliyor. abisi büyümixlerden birini dondurma olsun diye buzlığa koydu. ayşeye de saatte 9 ü göstererek buraya gelince dondurma olacak dedi. ayşe, saniye kolu 9a gelince "geldi" diyerek sevindi ama akrebi gösterip bu 9a gelince diye anlattılar. ayşe de saatin karşısına geçti. bir süre bekledi. ama sanırım bu işin çok uzun süreceğini anladığından sonradan saati seyretmeyi bırakıp kalemleriyle resim çizmeye başladı.
sabah işim olduğu için apar topar babannesine götürdüm. sürekli kucakta.. yolda sen çok büyüdün. çok ağırlaştın dedikçe bıyık altından gülüyor. hakkaten çok yoruluyorum. akşam annem aradı saat 4 gibi... uykusu gelmiş. uyumasın diye hemen gidip aldım. abisi ayşe ve ben hep beraber fotoğrafçıya gittik biometrik resim çektirmek için... yolda kızım istedi, uçak olduk gene...annesi de geldi. kendi kendine çok güzel poz verdi. eve girişte abisiyle sorun yaşadı.
unutmadan, 2 gündür kürklü montunu tersten giyiyor... bu sabah ta öyle giydi.
sabah işim olduğu için apar topar babannesine götürdüm. sürekli kucakta.. yolda sen çok büyüdün. çok ağırlaştın dedikçe bıyık altından gülüyor. hakkaten çok yoruluyorum. akşam annem aradı saat 4 gibi... uykusu gelmiş. uyumasın diye hemen gidip aldım. abisi ayşe ve ben hep beraber fotoğrafçıya gittik biometrik resim çektirmek için... yolda kızım istedi, uçak olduk gene...annesi de geldi. kendi kendine çok güzel poz verdi. eve girişte abisiyle sorun yaşadı.
unutmadan, 2 gündür kürklü montunu tersten giyiyor... bu sabah ta öyle giydi.
1 Aralık 2014 Pazartesi
01 ARALIK 2014 PAZARTESİ
sabahın köründe annesi süt hazırlarken o da geldi ve çişini etmeye niyetlendi. annesi yardım teklif edince de "sen git uyu" dedi. dün çok erken uyuduğu için çok erken uyandı haliyle... hemen benim elimden tutup "kar" deyip cama yöneldi. kar yağmasını istiyor. herhalde rüyasında gördü. kar yağmış sanıyor. ama bu kar beklentisi yeni değil, yaklaşık 6 aydır kar yağmasını istiyor ve bekliyor. sürekli "yağacak kızım, bekle kızım" diyoruz. artık hakkaten az kaldı.
okula gitmek istemedi. babanneye gitmek istedi. kafasına pembe başlığı takmış, eldivenleri giymiş, atkıyı sarmış. kapıda bekliyor. görüntüsü çok hoş. giydirip babanneye götürdüm. çok neşeli... ayrıca çok ağırlaşmış. artık taşıyamıyorum.
akşam almaya gittiğimde köfte yapıyordu.
gündüz babannesiyle oyun oynamışlar. ayşe anne olmuş, babannesi de bebek.. eskiden kalma bebek bezleriyle babannesinin altını bağlamış. babannesi olmaz dedşkçe "oyun babanne oyun" diyormuş. eve dönerken yolda bana yol buyuruyor. halbuki eve değil şaypaya gitmemiz lazım önce.. ordan kendine büyümix aldı. kendini kucakta taşıtıyor gene.. evde suaygırlarıyla oynadık. resim çizdi. kağıt uçak yaptı. ciddi ciddi uçan uçaklar yapmaya başladı. hem de kendi stilinde... bizim yapmamıza veya yardım etmmize imkan vrmeden kendi kendine uçak şekli geliştirdi. gece bir türlü yatmıyordu. yatmasını söyledim. süt verdik. o kadar uykusu varmış ki sütü bile içemedi. aniden uyudu.
okula gitmek istemedi. babanneye gitmek istedi. kafasına pembe başlığı takmış, eldivenleri giymiş, atkıyı sarmış. kapıda bekliyor. görüntüsü çok hoş. giydirip babanneye götürdüm. çok neşeli... ayrıca çok ağırlaşmış. artık taşıyamıyorum.
akşam almaya gittiğimde köfte yapıyordu.
gündüz babannesiyle oyun oynamışlar. ayşe anne olmuş, babannesi de bebek.. eskiden kalma bebek bezleriyle babannesinin altını bağlamış. babannesi olmaz dedşkçe "oyun babanne oyun" diyormuş. eve dönerken yolda bana yol buyuruyor. halbuki eve değil şaypaya gitmemiz lazım önce.. ordan kendine büyümix aldı. kendini kucakta taşıtıyor gene.. evde suaygırlarıyla oynadık. resim çizdi. kağıt uçak yaptı. ciddi ciddi uçan uçaklar yapmaya başladı. hem de kendi stilinde... bizim yapmamıza veya yardım etmmize imkan vrmeden kendi kendine uçak şekli geliştirdi. gece bir türlü yatmıyordu. yatmasını söyledim. süt verdik. o kadar uykusu varmış ki sütü bile içemedi. aniden uyudu.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
22 EKİM 2017 PAZAR
sabah gene enselendi. Koltuğun arkasından kafasını çıkardığı an gözgöze geldik. Kahvaltı için dünden yapılmış akıtmalara nutella sürüp verd...
-
Bugün bir sürü şey oldu. (Gene) gecikerek yazdığım için birçok şeyi yazamayacağım. bütün gün evdeydik. geceki kulak ağrısından eser yok....
-
sabah kar yağıyordu. ayşeyi uyandırmaya gittim. uyansın diye uğraştım ama uyanmadı. camdan dışarı bakarsa çok sevineceği bir sürpriz olduğun...