sabah nispeten geç uyandı. beni istemiyor yanında.. kovaladı beni. giydirip babanneye götürmek istedim. pek istemedi. ama ben işe gidecem sen evde yalnız kalırsan karnın acıktığında nasıl yumurta pişireceksin. diye sorduğumda itiraz etmeyi bıraktı ve giyinmeye başladı. botlarını bu sefer ben ters giydirdim. hemen uyardı beni düzzz diye... ama hırkasını bilerek ters giydi sırıtarak... omuzda babanneye götürdüm. ben de eve girdim. kahvaltıya oturduk beraber. domatese ekmek banıp yedi. biraz cevizli lokum ve çok az da kavurma. bugün babannesi ayşeyi burgaza denize götürecek ama ayşe dün kendisine söylendiğininde gösterdiği sevincin aksine bugün pek gönülsüz. babannesine de yüz vermiyor. babannesi "ben de başka ayşe buklurum" deyince hemen babannesinin kucağına gitmek istedi sanırım durumun vahametini farketti. ama benim de gelmemi istiyor. depoya kadar ben de arabadaydım. ben inince babannesine kapaklandı. ağlamıyordur inşallah...
"öf baba ya"
bu lafı da duydum bu akşam ayşeden... balık yemişti. ellerini yıkamadan abisinin yanına gitti. çağırdım ellerini yıkaması için. bunu diyerek yanıma geldi.
öğleden sonra 3.30 gibi, ben arka bahçenin demir kapısını taktırırken ayşe geldi bizimkilerle. bana bıraktılar, gittiler. ayşe bahçede oynadı durdu. taşlardan seksek oynadı. demir kapıyı açıp kapadı.
kaynak ışığına bakmamasını söylemiştim. hakkaten kaynak yapılırken ya gözünü kapıyor, ya kafasını çeviriyordu. bir süre sonra sıkıldı. ev gitmek istedi ama mümkün değil. evde kimse yok. ben de bahçede olmalıyım. bir ara çişi geldi. cd ciye götürdüm. çişini yaptıktan sonra barbi filmi aldı seyretmek için. abisini gelince ona verdim ayşeyi. filmi açmasını söyledim. eve geldiğimde uyumuştu. tam balık pişince uyandı. ancak ben anneye sana küstüm deyip sofraya gelmedi. yalvardık yakardık ağzından girdik burnundan çıktık sofraya oturttuk. sevdiği pembe balıklardan ayıkladım. biraz yedi. balık yemeyi de oyuna çevirdi. hızla ve hapur hupur tarzı lokmaları ağzına tıkıyor oyun olsun diye... yemek yesin diye söz verdiğimiz karagöz sahnesini kurmaya geldi sıra...
karagöz sahninde önce ben bi senaryo uydurup oynattım karagözle hacivatı.. sonra ayşe oynattı. birbirlerine bilmece sordurdu. "beyaz beyaz tüyleri var. kuyruğu var" koyun, kırmızı tüyleri var, üüürürü der ise horoz... bir süre oyalandı karagözle.. karagöze saklambaç falan oynattı. okula gönderdi. sonra bitti deyip sahneyi toparlattı.
arka odaya gitti ve abisinin tabletiyle oynadı bir süre. sonra annesiyle beraber youtube'ta video seyretmişler. bir süre sonra annesi salona geldi. ayşe sürekli arka odaya çağırıp duruyor birşey göstermek için. en sonunda annesi odaya gidip gelmekten sıkıldı. bu sefer beni götürdü arka odaya.. barbi filmini koyduk. tabiki ayşe koydu. bana el sürdürmedi. cd tepsisini açtı. cd yi yerleştirdi. beni göndermedi salona.. gitmek isteyince bana sarılıp beraber diyor. beraber filmi seyrettik. biberonla süt içerek yatarak seyretti ama uyumadı. film bitince salona gittik. bu sefer orda oyun oynamaya başladık. cibremi çıkardı. barbileri, yunusları, pepeeyi, şilayı getirdi. onlarla oyun kurdu.
uyku işi nanay... gece 01 olduğunda hala uyanıktı. yatmak için defalarca ağzında biberon yattı ama ayaklandı her seferinde..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder