sabah çok erken uyandı. annesi gitmemişti. Salonda yatıyordu. uyanır uyanmaz TRT Çocuk açtık. badileriyle beraber tost yedi masaya oturup... ablası okul çantasını hışımla aldığı için ağladı. teselli ettik. annesi giderken pek gitmesini istemedi. sonra da oturağını sehpaya yanaştırıp tostunu yemeye devam etti. ardından koltuğa yattı, ağzında biberon, pepee seyrediyor. Tv deki sahnelere göre konuşup duruyor. mama, hav hav falan...
yatarken bir ara battaniyle yüzünü kapatıp oyun oynamaya başladı. yüzünde güller açıyor. gayet neşeli... yumurta ister misin dedim. iki işareti yaptı. pişirdim. bir yandan yiyor, bir yandan da tv seyrediyor. TV seyrederken canım kardeşimde Barış Mançolu bölüm vardı. orada harflere bakıp "B" dedi. sonra koşa koşa laptopun başına kucağıma gelip painti açmamı işaret etti.
bazı harflere bastı. ısrarla "B" ye basmıyor. "H" harfine basınca yukarı tırmanma hareketi yaptı. demek ki merdivenle bağlantı kurdu. her sefer olduğu gibi önce pembe rengi açtırıyor. ardından anne ve baba rengi sonra da "vööö" rengi...
Kuş hususunda gene eski huyu devam ediyor. kuş görünce cik cik diyor ve kafasının tepesini gösteriyor parmağıyla... hatta bugün kollarını kanat gibi açıp cik cik diyerek evin içinde koşmaya başladı. Bunu daha önce de yapmıştı.
bonibonları sehpaya yaydı. bir tanesini bana verdi. bir tanesini kenara ayırdı anne diyerek. başka bir tanesini de guga diyerek ağzına attı.
gelip gelip tişörtümü gösteriyor. ilk başta anlamadım ne demek istediğini... önce tişörtümü gösteriyor sonra da fareyi eline alıyor. sonra jeton düştü. tişörtümün üstünde bi farenin alttan ve üstten görünüşü var çizim olarak.. tevekkeli tişörtümü gösterip farenin altını gösteriyor. kalem istemeye başladı. kağıt kalem verdim. baka baka fare çizmeye başladı. ayrıntılara ne kadar dikkat ediyor. kaba hatlarını kendince çiziyor. üzerindeki küçük kaydırma topunu bile çizdi. sonra kendini çizdi. guga dedi. gözleri belirginleştirdi. gözlerini gösteriyor.
sabah çok erken uyandığı, gece de zaten çok geç yattığı için uykusu geldi. koltuğa yattı. biberonunu aldı. üstünü örttürdü. yattı. arka odada seni ayağımda sallayayım mı dedim. TV yi gösterdi. seyrede seyrede uyuyacak herhalde...
HAH HU... bu, hapşunun ayşecesi... TV de bir karakter hapşırdı. Ayşe de sesi böyle taklit etti.
Uyudu. 1,5 saat kadar sonra uyandı. evin içinde oynayıp oyalanıp duruyor. arabasını indirtti. ona biniyor. karnı acıkınca balık ve makarnayı gösterdim. makarnayı seçti. ketçap sıktı. işaretle mayonez de istedi. onu da sıktı. biraz yedi.. bugün özellikle Tv deki köpekler çok ilgisini çekiyor. her çıktığında hav hav diyor ve kuyruk sallıyor. (kıçını sallıyor yani) bu arada bana da bir dakika rahat vermiyor. sürekli paçamda... şu an arabasıyla sehpanın altından uzattığım ayaklarıma çarpıyor "daaaa" diyerek... TV deki tel ali programında "A" harfi çıkınca "A" diyerek adını söylüyor. galiba bu harfi öğrenmiş. reklamlarda çocuk dergisi çıktı. dergiyi gösterip pepee müziği söylemeye başladı. pepee dergisi istiyor. daha önce birkaç sayı almıştık. şimdi de jengaları yere dizip harf oluşturmaya çalışıyor. yaptığı şekle a, u gibi isim veriyor. sabah ta jengalardan değişik şekiller yapmıştı. akşam 4 gibi tekrar yattı. uyumak üzere... bir şey daha vardı.. bir türlü aklıma gelmiyor.. beynim elden gitmeye başladı...
yattı uyudu ama çok az... uyandı. annesi geldiğinde beraber pazara gittik. bisikletiyle gitmek istedi ama poşet taşıma kolaylığı yüzünden bebek arabasıyla götürdüm. pazarda hangi tezgahtan nasıl ve ne zaman aldığını bile anlamadığım bi havucu tamamen yedi. ayrıca mandalina da yedi. mandalinayı sevdi. eve döndüğümüzde et yedi ama kendi yemek istedi. ketçap ve mayoneze banarak...(bir süredir ketçap mayoneze taktı) ancak et çok lime lime olduğu için çatalla alınmıyor ve ketçapa bulanması zor oluyor. ben yardım etmek isteyiince de kızıyor. akşam yemeğine semih geldi. pek sevdi semihi... ortalıkta koşturup sürekli konuşuyor bıdı bıdı... gece arabayla semihi götürürken ayşe de arabadaydı ama o kadar uykusu gelmişti ki araba kullanmak yerine kafasını göğsüme gömdü. hareketsiz durdu. nitekim eve gelince ayağımda salladım hemen uyudu. yazmayı unutmuşum. önemli... hemen ekleyeyim. trt çocukta bizim ninniler cd sinin reklamı çıkıyor sürekli.. ve orda da fış fış kayıkçı oynatılıyor. he çıktığında biz de fış fış kayıkçı hareketini yapıyoruz... üstelik reklam bittikten sonra bile devam etmek zorunda kalıyoruz.. tamam yeter kızım deyip zorlukla ikna edebiliyorum.
31 Ekim 2013 Perşembe
31 EKİM 2013 PERŞEMBE
sabah uyandı ve annesini göremeyince gene arıza çıkardı. ama neyse ki uzun sürmedi. Alelacele babanneye gittik. babannesiyle birlikte o da hastaneye gitmiş. akşam annesi aldı. akşamları parka uğramak istiyor ama hava karardığı için mümkün olmuyor. akşam babannesinden gelirken hamsi de getirmişler. ayıklayı yedirdim. "ham" diye diye ağzını açıp iştahla yedi. doyduktan sonra problem çıktı zira süt istedi. balığın üstüne süt vermedik. o yüzden biraz sıkıntı yaşadık. hatta bu yüzden bana küstü. annesiyle kavga ettik. birkaç saat sonra süt verdik. abisine ders çalışması için baskı yaptım. ders çalışmak sözkonusu olunca canı sıkıldı ve hıncını ayşeden çıkardı. ayşe badi badi diye diye peşinde dolaşıyordu. onu tersledi. ayşe de ağladı.
30 Ekim 2013 Çarşamba
30 EKİM 2013 ÇARŞAMBA
Bu sabah biraz geç uyandı. annesi olmadığı için gene huysuz ve mızıklıyor. kucağıma yattı. yarım saat kadar kucağımda yattı. arada birkaç kere yanağını öptüm. kızıp yanağını siliyor. sonra çişinin geldiğini gösterdi. ardından yumurta istedi ama iki tane... (ikiyi gene eski usul gösterdi) ben bir tane pişirdim. neden iki değil diye bozuldu. eki elinin işaret parmağını yanyana getirerek iki tane olacaktı diyor. yedikten sonra yatıp TV seyretmeye başladı. ağzında biberon... sonra kalktı. legolarla birşeyler yaptı. sonra tekrar yattı. birazdan babanneye götürecem. babanneye gidelim mi dediğimde kafasını olur anlamında salladı. sorun çıkmayacak herhalde...
Sorun çıkmadı hakkaten... Akşam almaya gittiğimde annesi de oradaydı. Ben BİM e alışverişe gittim. biraz sonra "baba baba" diye seslenerek ve koşarak geldi annesiyle beraber... kendine oyuncak çıkan yumurta ve bonibon aldı. emekleyen bebek çıktı... hep beraber eve yürümeye başladık. çok ama çok neşeli.. yolda hoplaya zıplaya yürüyor. sürekli kahkahalar atıyor. bi parka uğradık, kaydırak ve tahterevalliye bindi. salıncağa izin vermedim uzun sürer diye.. hiç itiraz etmedi. yolda sürekli kaldırımlardan yürüyor. annesi sokaktan yürüyor. aralarına araba girince kahkaha atarak anne diyor. annesi de arabaların arkasına saklanıyor. oyun oynuyorlar. kaldırımdan yürürken bi evin pencere parmaklıklarına kafasını çarptı. ağlamaya başladı. kucağıma aldım bi süre için... sonra gene yürümeye devam etti. annesi eve gitti. biz şaypaya gittik. yolda çişini işaret etti. ben de yol kenarına kuytu bi yere yaptırdım. şaypada tezgahtar kıza hiç sebep yokken posta koydu. sanırım geçen seferden o kıza bozuk... bilmiyoruz ama olsa olsa öyle birşey... eğer öyleyse kin tutuyor demektir. evde legolarla oynamaya daldı. hadi yemeğe hadi yemeğe dedim durdum. umursamayınca biraz kızgın söyledim. ağlayarak annesine gitti. yemekten sonra da uzay arabası denen zımbırtıya bindi. legoları da koymamı istedi. koyacak yer yok koyamam dedim. kızdı, arka odaya gitti. biraz sonra geldi. defter istedi. verdim. birşeyler çizmeye başladı. kuş çizebilir misin dedim. kafasını salladı olumlu anlamda... çizdi birşeyler...
bir de kaç seferdir yazmayı unutuyorum. karşı sokaktaki bobinajcıya girmiştik aylar önce... şimdi dükkan boş. her geçtiğimizde orayı gösteriyor.. unutmuyor orayı...
evin içnde oyalanır,oynarken yanıma geldi. kötü koku koklama hareketi yaparak çorabını gösterdi ayağını kaldırarak... çorabı kirlenmiş güya... bir kaç zamandır bunu da yapıyor... çorap don elbise... kötü koklama hareketi kirlenmiş demek... çıkartıyor.... yenisini giyiyor.
Sorun çıkmadı hakkaten... Akşam almaya gittiğimde annesi de oradaydı. Ben BİM e alışverişe gittim. biraz sonra "baba baba" diye seslenerek ve koşarak geldi annesiyle beraber... kendine oyuncak çıkan yumurta ve bonibon aldı. emekleyen bebek çıktı... hep beraber eve yürümeye başladık. çok ama çok neşeli.. yolda hoplaya zıplaya yürüyor. sürekli kahkahalar atıyor. bi parka uğradık, kaydırak ve tahterevalliye bindi. salıncağa izin vermedim uzun sürer diye.. hiç itiraz etmedi. yolda sürekli kaldırımlardan yürüyor. annesi sokaktan yürüyor. aralarına araba girince kahkaha atarak anne diyor. annesi de arabaların arkasına saklanıyor. oyun oynuyorlar. kaldırımdan yürürken bi evin pencere parmaklıklarına kafasını çarptı. ağlamaya başladı. kucağıma aldım bi süre için... sonra gene yürümeye devam etti. annesi eve gitti. biz şaypaya gittik. yolda çişini işaret etti. ben de yol kenarına kuytu bi yere yaptırdım. şaypada tezgahtar kıza hiç sebep yokken posta koydu. sanırım geçen seferden o kıza bozuk... bilmiyoruz ama olsa olsa öyle birşey... eğer öyleyse kin tutuyor demektir. evde legolarla oynamaya daldı. hadi yemeğe hadi yemeğe dedim durdum. umursamayınca biraz kızgın söyledim. ağlayarak annesine gitti. yemekten sonra da uzay arabası denen zımbırtıya bindi. legoları da koymamı istedi. koyacak yer yok koyamam dedim. kızdı, arka odaya gitti. biraz sonra geldi. defter istedi. verdim. birşeyler çizmeye başladı. kuş çizebilir misin dedim. kafasını salladı olumlu anlamda... çizdi birşeyler...
bir de kaç seferdir yazmayı unutuyorum. karşı sokaktaki bobinajcıya girmiştik aylar önce... şimdi dükkan boş. her geçtiğimizde orayı gösteriyor.. unutmuyor orayı...
evin içnde oyalanır,oynarken yanıma geldi. kötü koku koklama hareketi yaparak çorabını gösterdi ayağını kaldırarak... çorabı kirlenmiş güya... bir kaç zamandır bunu da yapıyor... çorap don elbise... kötü koklama hareketi kirlenmiş demek... çıkartıyor.... yenisini giyiyor.
29 Ekim 2013 Salı
29 EKİM 2013 SALI
Sabah gayet neşeli uyandı. annesi yanında olduğundandır herhalde... evde uçan pepee balonuyla oynayıp durdu. balonun ipi tam erişme mesafesinde... yakalamak için zıplıyor. yakalayamıyor. parmak uçlarına yükseliyor. yakalayamıyor. aslında tam kıtı kıtına yetişiyor ama henüz koordinasyonu sağlayamıyor. o da yükselti oluşturup ipi yakalıyor. ben tahinli pide almaya giderken hemen kapıya yanaştı. ayakkabısını giydi. beraber gittik. kendine un kurbiyesi aldı. BİM de hem bonibon hem jelibon aldı. sadece birini alabilirsin. seç dedim. ikisini almak istedi sepete attı ama ben ısrar edince jelibonu seçti. dönüşte tahinli pide torbasını taşıması için ona vermiştim. onu da bana verdi. elini kolunu sallaya sallaya yürüdü. karşıdan karşıya geçerken yol kenarlarında araba geliyor gelmiyor alıştırmasını uygulamaya devam ediyoruz. evde et kavurma olmasına rağmen kendine yumurta da yaptırdı. hepsinden yedi. kendine guga demesi standartlaştı. Dün kuş'a tepki vermemişti.bugün TV de kuş çıkınca gene cik cik deyip kafasının üstünü gösterdi. toka sepetinden termometreyi almış. kolunun altına koyup ateşini ölçtük. sırıtarak bekliyor ve parmağıyla sus işareti yapıyor.
şimdi de tokalardan uçak yapmış... ses çıkararak onu uçuyor. parmağıyla dönme hareketi yapıyor. pervane de yapmış olabilir.
unutmuşum. parmağıyla çevirme, dönme hareketi yaparak çamaşır makinasını tarif ediyor.
şu anda yazı yazıyor. inanılmaz şekildd harflere benzeyen şeyler çiziyor ve yazarken heceliyor. gam hem falan gibi.. yazdıktan sonra da okuyor. ... guga...
kendi adını guga olarak söylemesi atık standart... insan yüzleri çiziyor. onları anneye ve babaya benzetiyor. geçen herkesin resmini çizmiş. pepee balonuyla o kadar çok oynuyor ki, abisi pepee balonunu almak isterken düşmüş, ayşe de pepee balonunu dövmüş. zaten saatlerdir badisiyle oyun oynuyor.
çok unutmaya başladım. yaptıklarının yarısı aklımdan çıkıyor. o yüzden parça parça yazabiliyorum. mesela, renklere verdiği isimler.. maviye baba, mora anne dediğini yazmıştım. asıl ilginç olan siyah... siyahı, korku sesiyle tarif ediyor. bööö benzeri bi ses çıkarıyor. bir de kağıt katlamak. çok iyi beceriyor... kağıt katlıyor. çok ta iyi beceriyor. legolarla bazı şekiller yapıyor. bi tane insana benzeyen bişey yaptı. ilginçti.. bi tabak kavurma et koydum sehpaya.. gitti geldi yedi...
sabah yolda kuyruğunu sallayan bi kediyi meakla seyretti. çok ilgisini çekti ve kendisi de kıçını sallamaya başladı. akşam kedi kuyruğunu nasıl sallıyordu dedim. gene kıçını sallamaya başladı. hala legolarla oynuyor.
şimdi de tokalardan uçak yapmış... ses çıkararak onu uçuyor. parmağıyla dönme hareketi yapıyor. pervane de yapmış olabilir.
unutmuşum. parmağıyla çevirme, dönme hareketi yaparak çamaşır makinasını tarif ediyor.
şu anda yazı yazıyor. inanılmaz şekildd harflere benzeyen şeyler çiziyor ve yazarken heceliyor. gam hem falan gibi.. yazdıktan sonra da okuyor. ... guga...
kendi adını guga olarak söylemesi atık standart... insan yüzleri çiziyor. onları anneye ve babaya benzetiyor. geçen herkesin resmini çizmiş. pepee balonuyla o kadar çok oynuyor ki, abisi pepee balonunu almak isterken düşmüş, ayşe de pepee balonunu dövmüş. zaten saatlerdir badisiyle oyun oynuyor.
çok unutmaya başladım. yaptıklarının yarısı aklımdan çıkıyor. o yüzden parça parça yazabiliyorum. mesela, renklere verdiği isimler.. maviye baba, mora anne dediğini yazmıştım. asıl ilginç olan siyah... siyahı, korku sesiyle tarif ediyor. bööö benzeri bi ses çıkarıyor. bir de kağıt katlamak. çok iyi beceriyor... kağıt katlıyor. çok ta iyi beceriyor. legolarla bazı şekiller yapıyor. bi tane insana benzeyen bişey yaptı. ilginçti.. bi tabak kavurma et koydum sehpaya.. gitti geldi yedi...
sabah yolda kuyruğunu sallayan bi kediyi meakla seyretti. çok ilgisini çekti ve kendisi de kıçını sallamaya başladı. akşam kedi kuyruğunu nasıl sallıyordu dedim. gene kıçını sallamaya başladı. hala legolarla oynuyor.
şu anda kollarını açmış, cik cik diyerek bi sağa bi sola koşuyor. sürekli bişeyler söylüyor. oynarken yüzükoyun yere kapaklandı. neredeyse yüzünü sdehpanın sivri tarafına çarpacaktı. kılpayı sıyırdı ama korktu ve ağladı. tüm akşam legolarla, balonla, abisiyle ve ablasıyla oynadı. TV de inek çıkınca müüü diyor. köpek çıktı. kuyruk sallamaya yani kıçını sallamaya başladı. pijamalarını çıkarmaya ve başka kıyafet giymek istiyor. neden diye sorunca parmağıyla çember çiziyor. çamaşır makinası yani kirlenmiş...
bugün aldığımız jelibom harf şeklindeymiş. "R" harfini getirip bana gösterdi ve "A" dedi. sonra tek tek bütün harfleri getirdi ve bana ne olduklarını söyletti. akşam üzeri de deftere yazı yazıp duruyordu. satırın dışına taşmadan harfe benzer şeyler karalıyor yazarken de okuyor...
unutmadan bugün telefon şarjını ararken biraz sinirlendim ve ayşe ilgi isterken onu tersledim. çok kırıldı ve ağlamaya başladı. sonra gönlünü almak için yanıma yatırdım ve beraber sarılarak yattık bi süre...
28 Ekim 2013 Pazartesi
28 EKİM 2013 PAZARTESİ
Sabah gene uyandığında annesini aradı. Salonda yatmıştı. çok geç yatmıştı. (02 civarı) o yüzden geç uyandı ama gene arka odaya gidip annesini aradı. göremeyince bağırıp tepinmeye başladı. Sakinleşince koltuğa yatıp TV seyretmeye başladı. Biberonla süt te içiyor. kahvaltıda gene yumurta istedi. olmadığını görünce süt dilimi verdim. onu yedi. bir de cocopopsları sütsüz, çerez gibi kıtır kıtır yiyor. dün gece de yemiş. resim falan çizdi. legolardan kuş yaptı. ve yaptığı kuşu eliyle tutarak ve uçak sesi benzeri bi ses çıkararak odanın içinde koşarak uçurdu.
ha.. bu arada, bugün ilk defa kuş adı geçtiğinde ve kuş gördüğünde kafasının üstünü göstermedi. ancak TV de yıkanma sahnesi görünce yıkanmak istediğini gösterdi.
Öğlen annesi geldi. beraber çarşıya gezmeye gittiler. problemsiz bi gezintiymiş. sadece sonlara doğru arabasından inip kendisi itmeye başlamış. pideli köfte yemiş. tabi ki kendi kendine.... uçan pepee balonu almış. eve geldiğinde üç tekerlekli bisikletini balkondan çıkarttırdı. evde kendi kendine pedal çevirerek gezindi biraz... annesi oyuncakları toplayıp sepete koydu. hemen gelip hepsini yere döktü. uçan pepee balonuyla saatlerce oynadı. oyuncak sepetini ters çevirip ipine yetişiyor. ama sepet düz olmadığı için çok dikkatli ve temkinli.. göbek pırtlatma oyunu oynuyoruz. bayılıyor.. benden kaçıp saklanıyor.
ha.. bu arada, bugün ilk defa kuş adı geçtiğinde ve kuş gördüğünde kafasının üstünü göstermedi. ancak TV de yıkanma sahnesi görünce yıkanmak istediğini gösterdi.
Öğlen annesi geldi. beraber çarşıya gezmeye gittiler. problemsiz bi gezintiymiş. sadece sonlara doğru arabasından inip kendisi itmeye başlamış. pideli köfte yemiş. tabi ki kendi kendine.... uçan pepee balonu almış. eve geldiğinde üç tekerlekli bisikletini balkondan çıkarttırdı. evde kendi kendine pedal çevirerek gezindi biraz... annesi oyuncakları toplayıp sepete koydu. hemen gelip hepsini yere döktü. uçan pepee balonuyla saatlerce oynadı. oyuncak sepetini ters çevirip ipine yetişiyor. ama sepet düz olmadığı için çok dikkatli ve temkinli.. göbek pırtlatma oyunu oynuyoruz. bayılıyor.. benden kaçıp saklanıyor.
27 Ekim 2013 Pazar
27 EKİM 2013 PAZAR
Sabah oldukça geç uyandı. gece biberon yokluğu ve zaten günden 01,30 gibi eve gelmek yüzünden geç uyumak yüzünden çok normal. biraz göbeğe pırt yapmaca oynadık. göbeğini saklıyor ve bacaklarıyla beni havaya kaldırıyor. bu esnada aaaaaaa diye çığlık atıyor. sonra da beni yere fırlatıyor. gülüyor. fakat göbek saklamaca biraz tuhaf. ben saldırayım diye göbeğini açıp gösteriyor, ben hamle edince de kapatıp kaçıyor :) Beraber biberon ve kahvaltılık almaya gittik. yolda kucağımda yatar pozisyonda taşıdım. gözüne güneş geldiği yerlerde gözünü iki eliyle kapıyor. Markette zürafalı biberon alacaz elbette ama illa ki küçük biberon istedi. ben de nasıl olsa lazım olur diye hem büyük hem küçük zürafalı biberon aldım. aylar önce o biberonu istemişti zaten. dönüşte gene kucak istedi. elimdeki torbayı gösterdim. ikinizi birden taşıyamam dedim. sırıtarak sırtımı gösterdi. vay eşşek vay... olmaz dedim. kollarını kavuştura kavuştura kızdı mızıldadı. simitçide küçük pizzalardan aldı kendine. börek te aldım. tam çıkarken fırın dikkatini çekti. fırına henüz konmamış simitleri gösterdi. kürek ustası bi tane pişmiş simit verdi. bizimki aldı ve yemeye başladı. yolda yürürken simidi iki eliyle tutuyordu. birdenbire "ın ın" diyerek simidi direksiyon gibi iki yana çevirmeye başladı. çok şaşırdım. bir de ortasına kornaya bastı, tam oldu. :) evde börek yedi ve biberonuna süt doldurduk TV seyrediyor. Bu arada tek eliyle iki işaretyi yapıyor ve adını söylüyor "iti" diye... ayrıca senin adın ne sorusuna " aa - uu.. guga" diyor. ısrarla ve bilinçli olarak.. sanırım ayşe değil guga demek bu sesler...
Tüm gün salonda kendi kendine oynadı. Bir ara yanıma geldi ve baba, mama dedi. karnı acıkmış. Yumurta istedi ama bitmiş. biz de cocopops yaptık. biraz yedi. (sehpada oturağına oturarak) uykusu gelmiş olması lazım. uyutayım diyorum kabul etmiyor. en sonunda arka odada pepee açtırarak uyumak istediğini söyledi. ayağıma koydum.pepee seyrederken uyudu.
Tüm gün salonda kendi kendine oynadı. Bir ara yanıma geldi ve baba, mama dedi. karnı acıkmış. Yumurta istedi ama bitmiş. biz de cocopops yaptık. biraz yedi. (sehpada oturağına oturarak) uykusu gelmiş olması lazım. uyutayım diyorum kabul etmiyor. en sonunda arka odada pepee açtırarak uyumak istediğini söyledi. ayağıma koydum.pepee seyrederken uyudu.
26 Ekim 2013 Cumartesi
26 EKİM 2013 CUMARTESİ
Sabah salona geldi. gene suratsız... bu sefer koltukta yatmakta olan abisinin yanına yattı. sonra beraber bim'e gittiler cocopops almaya.. kendine süt dilimi de almış. sehpaya bi tabak cocopops koydum ve oturağını sehpaya yanaştırdım. yemeye başladı. bir yandan da tv seyrediyor. birden ayağa fırladı. abisini de alıp arka odaya koştu. bir baktım. bazanın altından gitarı çıkarttırmış.(orda olduğunu nerden biliyorsa) TV de "canım kardeşim" animasyonunda ailecek müzük grubu olmuşlardı. gitarı orda görmüş. kendince çalmaya çalışıyor. Abisine sardı bugün... "badi" veya "badim" diyerek etrafında dolanıp duruyor. bir ara pantolonunu ve donunu indirip parmağıyla çember hareketi yapmaya başladı. hiç bir şey anlamadık. anlamadığımıza kızdı. gitti,yeni bir külot alıp geldi. anladık ki, külodu kirli, değiştirmek istiyormuş. parmakla yaptığı çember hareketi de çamaşır makinası demekmiş. Bir de 3-4 gündür yapmayı nihayet becerdiği bi hareketi gene yaptı da aklıma geldi yazmak.. artık bizim gibi tek elinin 2 parmağıyla iki işareti yapabiliyor. şu an, koltuğun yastığıyla kendine sehpa yaptı. oturağını da önüne koydu. cocopops yiyor. bi de bacak bacak üstüne atıyor haspam...
şu anda bilgisarayda pepee seyrediyor. bunu sağlamak için pepenin müziğini söylüyor nın nın nın nıın nı nı nı nınnınnın diye...
yazmayı unuttuğumuz şeyleri aklıma geldikçe ekliyorum. birkaç haftadır bütün etiketleri kestiriyor. kafayı taktı buna.. annesi bi tane giysinin etiketini kesmiş, şimdi ne kadar etiket varsa kestirmeye çalışıyor.
Gündüz annesinin ayakkabısını giydi. bağcıkları bağlamak için yarım saat uğraştı. parmakları o kadar usta ki neredeyse bağlamayı başaracak.
Öğlenleyin annesiyle "gün" e gittiler. orda kimseye yüz vermemiş sadece bi oğlan çocuğuna hayran hayran bakmış. etrafından ayrılmamış. Gece aile gününe gidecektik. kendisine iki çanta hazırladı. biri sırt çantası, diğeri poşet. oyuncaklarını ve sair eşyalarını doldurdu yanında götürdü. basamaklardan kahkahalar atarak ve zıplayarak indi. çok neşeli... günde de sabahattinin yaşıt oğluyla oynadı. birkaç tane pelüş oyuncak sürekli elindeydi. gece çok geç eve döndüğümüz için çok geç yattı. üstelik biberonu da kaybetmişiz. gece felaket oldu.
şu anda bilgisarayda pepee seyrediyor. bunu sağlamak için pepenin müziğini söylüyor nın nın nın nıın nı nı nı nınnınnın diye...
yazmayı unuttuğumuz şeyleri aklıma geldikçe ekliyorum. birkaç haftadır bütün etiketleri kestiriyor. kafayı taktı buna.. annesi bi tane giysinin etiketini kesmiş, şimdi ne kadar etiket varsa kestirmeye çalışıyor.
Gündüz annesinin ayakkabısını giydi. bağcıkları bağlamak için yarım saat uğraştı. parmakları o kadar usta ki neredeyse bağlamayı başaracak.
Öğlenleyin annesiyle "gün" e gittiler. orda kimseye yüz vermemiş sadece bi oğlan çocuğuna hayran hayran bakmış. etrafından ayrılmamış. Gece aile gününe gidecektik. kendisine iki çanta hazırladı. biri sırt çantası, diğeri poşet. oyuncaklarını ve sair eşyalarını doldurdu yanında götürdü. basamaklardan kahkahalar atarak ve zıplayarak indi. çok neşeli... günde de sabahattinin yaşıt oğluyla oynadı. birkaç tane pelüş oyuncak sürekli elindeydi. gece çok geç eve döndüğümüz için çok geç yattı. üstelik biberonu da kaybetmişiz. gece felaket oldu.
25 Ekim 2013 Cuma
25 EKİM 2013 CUMA
Sabah uyandığımda koltukta yatıyordu. Geceyi orda geçirmiş, erken çıkmak zorunda olduğum için TV yi açtım. Gürültü ettim ama başka zaman "tık" sesine uyanan tavşan uykulu ayşe hiç istifini bozmadı. 9 gibi ağlayarak uyandı ve doğruca arka odaya gidip annesini aradı. bulamayınca kollarını silke silke bağırdı çağırdı. halının üzerine oturup zırladı. sonra kucağıma aldım. kucağımda gözünü yumdu. yattı. ama beni ayakta tutuyor. oturunca huzursuzlaşıyor. ama sehpanın üzerine oturunca oturduğumu farketmedi. bir süre öyle oturduk. yanağını öptüm. hafifçe kızgınlık sesi çıkarıp yanağını sildi. ben de defalarca yeniden yaptım. bir süre kızdı sonra sırıtmaya başladı. gözleri kapalı ama.. biraz sonra koltuğa yattı ve biberonla tv seyretmeye başladı. Babanneye gene arabayla gittik. ben de içeri girdim. kahvaltıda ekmeği domates suyuna banıp banıp "ham" diyerek yedi. ben ayrıldığımda hiç problem çıkmamıştı. Akşam eve annesiyle geldi. gelir gelmez koltuğa benim yanıma yattı. Akşam yemeğinde oturağına oturarak yemek yemek istedi. bunun içinde yemek tabağını mutfaktaki alt raflara koydu. yemeğini orda yedi. annesi çömelmiş vaziyette balık ayıklayıp ayşeye vermekten helak oldu.
24 EKİM 2013 PERŞEMBE
Sabah çok erken işe gitmem gerektiğinden sabah Ayşeyi uyurken battaniyeye sarıp otomobile koyduğum gibi babanneye götürdüm. Yolda uyandı. Akşam da geç geldim. Ayşe gayet neşeli... Çok değişti son günlerde.. Sürekli birşeyler söyleyip duruyor. Sehpadan koltuğa, koltuktan sehpaya zıplayarak atladı gece boyu.. bakışı, gülüşü değişti sanki.. bebeklikten çıkıp çocuk oldu adeta...
22 Ekim 2013 Salı
23 EKİM 2013 ÇARŞAMBA
sabah 6.30 gibi yatakta mızırdandı. benim seslenmemle birlikte mızırdanma bağırmaya ve yatakta tepinmeye döndü. ama gözler kapalı uyuyor. sabahları beni görmek duymak istemiyor nedense. annesini istiyor. nitekim annesi sakinleştirdi gene uyudu. 7.30 gibi salona çıktı geldi. günaydın kızım dedim. kes sesini der gibi bi kızgınlık sesi çıkararak ve kollarını sinirlendiğinde yaptığı gibi sallayarak kucağıma geldi yattı. anında uyudu. kucağımda uyuyor...
yarım saat 45 dakika kadar kucağımda uyudu. hem benim hem onun kolu uyuştu. (altta kalan kolu) annesinin yanıan yatırdım. Biraz ağladı ama annesi teskin etti. 9.00 gibi uyanıp yanıma salona geldi. altına işemiş.(olur arada sırada böyle kazalar) işaret ediyor. elbiselerini değiştirdim. huysuz. tv açmamı bile istemedi. cococpops ta... kollarını kavuşturup küsme hareketi yapıyor. tek ayağını yerlere vuruyor. onun yaptığı hareketlerin aynısını ben de yaptım ona karşı.. hepten sinirlendi. tamam tamam deyip gözünün önünden, ayağının altından çekildim de sakinleşti. biraz sonra çişinin geldiğini gösterdi. oturağını sehpaya yanaştırıp, önüne de bir tabak cocopops koydum. her zaman yaptığı gibi iki işi birarada halletti :)
sonra babaneye gidelm dedim. omuz silkti ama ben olmaz gidecez deyince hiç itirazsız kabullendi. ben pantolon giyerken, kemerimi o takmak istedi. dizlerimin üzerine çöktüm. kemeri ayşe bağladı. ardından ıslak mendil kutusunu getirip üstündeki yazıları okur gibi sesler çıkarmaya başladı. yazıtyı okudum. ardımdan kendince taklit etti aynı sesi. sesi beceremese de vurguyu beceriyor :)
laptopta ayşe yazdırdım harfleri tek tek göstererek.. AY-ŞE diye okudum. O da AY-UU diye okudu. sonra raslantısal tuşlara basmaya başladı. "O" harfine basınca harfi gösterip parmağıyla havada harfin şeklini çizdi. o harfe bastıkça ben harfleri okudum. o da kendince yazdıklarını okudu. eğer öğretirsek çok çabuk okuma yazma öğrenecek. ama zaten bunun böylr olacağı bebekliğinden beri belliydi. telefon edip annesine anlattım bu son gelişmeleri kahkaha atıyor. bu çocuk bizden olamaz, hastanede karışmış herhalde.. diyor gülerek ilk iki faciaya bakarak.. ben de belki öyledir ama belki de ilk ikisi karışmıştır. dedim. kahkahadan kırıldı. gene otomobille babanneye gittik. arabayı sen kullanmak ister misin dedim. hemen başıyla onayladı. direksiyonun başında sağa dönecez kızım diyorum, sağa çeviriyor direksiyonu.. babannesinin kapısında okuma yazma ile ilgili maceralarını onlara anlatmaya başladım. hiç hoşuna gitmedi kendinin bahis konusu olması. babannesinin bacaklarına sarılıp kapıyı ve konuyu kapattırdı.
Akşam almaya ben gittim yanımda pepee bisikletiyle... içerde odadaydı ve gelenin kim olduğuyla pek alakalı değildi. sonra kapıya geldi. birşey anlatmaya çalışıyor. yerden kum alma hareketine benzer bir hareket yapıyor. meğer, babannesi ayakkabısının altını fırçalamış, onu anlatıyormuş. bisiklete bindik yola koyulduk. yolda ilk başlarda direksiyon hakimiyeti olmadığı için 1-2 kere sağa sola çarptı. sonra toparladı durumu ve hiç yoldan çıkmadı. hatta bir kedinin üstüne kırdı gidonu. sağa ve sola dönmeyi beceriyor. sağa dön sola dön komutlarını hatasız uyguluyor. Parka uğradık. kumla oynadı. dondurma çubukları kürek, gazozo kapakları kova oldu. salıncak kaydırak tahtarevalli zaten vaka-i adiye.. sallanırken çok neşeliydi. "Eeee" diye bir ses çıkarıp durdu. ben itiraz ettikçe gülerek daha çok aynı sesi çıkardı. hani çocuklar kötü, pis anlamında der ya işte o "eee- ee" sesi...
bakkala ekmak almak için uğradım. o da içeri girmek için ısrar etti. bisikletin başında dur dedim. bir tane petito aldım. eve varınca hemen koşup biberonunu aldı ve tv de trt çocuk açıp koltuğa yattı.
GUGA
Bu ne diye merak etmeyin. Bu Ayşenin kendine verdiği isim.. Akşam gene laptopta yazı yazdık. önce ayşe yazdırdım. harfleri göstererek. bir tuşa yanlış basılmış, ayşe yerine ayle yazılmış, benden önce farketti. sadece sabah bir kere ayşe yazmıştık. derhal şekli ezberlemiş te bana yanlışı gösteriyor bacaksız. sabahki gibi ayşe yazısını okutmaya çalıştım. "guga" dedi. "hayır ayşe" dedim. inada bindirdi. artık,sen kimsin diyoruz. guga diyor.
yarım saat 45 dakika kadar kucağımda uyudu. hem benim hem onun kolu uyuştu. (altta kalan kolu) annesinin yanıan yatırdım. Biraz ağladı ama annesi teskin etti. 9.00 gibi uyanıp yanıma salona geldi. altına işemiş.(olur arada sırada böyle kazalar) işaret ediyor. elbiselerini değiştirdim. huysuz. tv açmamı bile istemedi. cococpops ta... kollarını kavuşturup küsme hareketi yapıyor. tek ayağını yerlere vuruyor. onun yaptığı hareketlerin aynısını ben de yaptım ona karşı.. hepten sinirlendi. tamam tamam deyip gözünün önünden, ayağının altından çekildim de sakinleşti. biraz sonra çişinin geldiğini gösterdi. oturağını sehpaya yanaştırıp, önüne de bir tabak cocopops koydum. her zaman yaptığı gibi iki işi birarada halletti :)
sonra babaneye gidelm dedim. omuz silkti ama ben olmaz gidecez deyince hiç itirazsız kabullendi. ben pantolon giyerken, kemerimi o takmak istedi. dizlerimin üzerine çöktüm. kemeri ayşe bağladı. ardından ıslak mendil kutusunu getirip üstündeki yazıları okur gibi sesler çıkarmaya başladı. yazıtyı okudum. ardımdan kendince taklit etti aynı sesi. sesi beceremese de vurguyu beceriyor :)
laptopta ayşe yazdırdım harfleri tek tek göstererek.. AY-ŞE diye okudum. O da AY-UU diye okudu. sonra raslantısal tuşlara basmaya başladı. "O" harfine basınca harfi gösterip parmağıyla havada harfin şeklini çizdi. o harfe bastıkça ben harfleri okudum. o da kendince yazdıklarını okudu. eğer öğretirsek çok çabuk okuma yazma öğrenecek. ama zaten bunun böylr olacağı bebekliğinden beri belliydi. telefon edip annesine anlattım bu son gelişmeleri kahkaha atıyor. bu çocuk bizden olamaz, hastanede karışmış herhalde.. diyor gülerek ilk iki faciaya bakarak.. ben de belki öyledir ama belki de ilk ikisi karışmıştır. dedim. kahkahadan kırıldı. gene otomobille babanneye gittik. arabayı sen kullanmak ister misin dedim. hemen başıyla onayladı. direksiyonun başında sağa dönecez kızım diyorum, sağa çeviriyor direksiyonu.. babannesinin kapısında okuma yazma ile ilgili maceralarını onlara anlatmaya başladım. hiç hoşuna gitmedi kendinin bahis konusu olması. babannesinin bacaklarına sarılıp kapıyı ve konuyu kapattırdı.
Akşam almaya ben gittim yanımda pepee bisikletiyle... içerde odadaydı ve gelenin kim olduğuyla pek alakalı değildi. sonra kapıya geldi. birşey anlatmaya çalışıyor. yerden kum alma hareketine benzer bir hareket yapıyor. meğer, babannesi ayakkabısının altını fırçalamış, onu anlatıyormuş. bisiklete bindik yola koyulduk. yolda ilk başlarda direksiyon hakimiyeti olmadığı için 1-2 kere sağa sola çarptı. sonra toparladı durumu ve hiç yoldan çıkmadı. hatta bir kedinin üstüne kırdı gidonu. sağa ve sola dönmeyi beceriyor. sağa dön sola dön komutlarını hatasız uyguluyor. Parka uğradık. kumla oynadı. dondurma çubukları kürek, gazozo kapakları kova oldu. salıncak kaydırak tahtarevalli zaten vaka-i adiye.. sallanırken çok neşeliydi. "Eeee" diye bir ses çıkarıp durdu. ben itiraz ettikçe gülerek daha çok aynı sesi çıkardı. hani çocuklar kötü, pis anlamında der ya işte o "eee- ee" sesi...
bakkala ekmak almak için uğradım. o da içeri girmek için ısrar etti. bisikletin başında dur dedim. bir tane petito aldım. eve varınca hemen koşup biberonunu aldı ve tv de trt çocuk açıp koltuğa yattı.
GUGA
Bu ne diye merak etmeyin. Bu Ayşenin kendine verdiği isim.. Akşam gene laptopta yazı yazdık. önce ayşe yazdırdım. harfleri göstererek. bir tuşa yanlış basılmış, ayşe yerine ayle yazılmış, benden önce farketti. sadece sabah bir kere ayşe yazmıştık. derhal şekli ezberlemiş te bana yanlışı gösteriyor bacaksız. sabahki gibi ayşe yazısını okutmaya çalıştım. "guga" dedi. "hayır ayşe" dedim. inada bindirdi. artık,sen kimsin diyoruz. guga diyor.
22 EKİM 2013 SALI
sabah ağlayarak ve geç uyandı. birkaç gündür sürekli yaptığı gibi gene sehpanın üstüne konmuş bir kase cocopops'u çiş sandalyesine oturarak ve çişini de yaparak yedi. uzun bir süre oturuyor. sonra montunu giydirip otomobille babanneye gittik. ayşeyi kucağıma oturtup direksiyonu ona tutturdum. babanneye bıraktığımda benim de içeri gelmemi istedi ama zaten geç olmuştu. girmedim ama bu sefer mızıklamadı arkamdan...
akşam annesi almış. ben gökhan sayesinde tamamen perişan bi halde eve geldiğim için hemen yattım. eve gelirken dün alıp markette unuttuğumuz ve bu yüzden kızıma yarın almaya söz verdiğim süt dilimini almıştım. sevineceğine kızdı. sebebini anlamadık. belki de onsuz aldığım için kızmıştır. gece 12 de büyük kızım "ayşe uyumuyor diye yanıma geldi. ayşe salonda oyuncak yemek takımlarını çıkarmış. hepsinin içine bugün aldığım pişmiş (kuş lokumu) leri doldurmuş, oyun oynuyordu. çok neşeli... tam o sırada annesi de hasta ziyaretinden geldi. yarı saat kadar annesiyle oyalandı. bir ara annesi dizüstü oturuyordu. o da aynen oturup namaz kılma hareketlerim yapmaya başladı. babannesinden görmüş.bir süre sonra annesinin memesini tutarak yattı uyudu.
bu arada bayram esnasında yapmaya başladığı birşeyi yazmam lazım. abisine isim taktı.. badi veya badim diyor...
akşam annesi almış. ben gökhan sayesinde tamamen perişan bi halde eve geldiğim için hemen yattım. eve gelirken dün alıp markette unuttuğumuz ve bu yüzden kızıma yarın almaya söz verdiğim süt dilimini almıştım. sevineceğine kızdı. sebebini anlamadık. belki de onsuz aldığım için kızmıştır. gece 12 de büyük kızım "ayşe uyumuyor diye yanıma geldi. ayşe salonda oyuncak yemek takımlarını çıkarmış. hepsinin içine bugün aldığım pişmiş (kuş lokumu) leri doldurmuş, oyun oynuyordu. çok neşeli... tam o sırada annesi de hasta ziyaretinden geldi. yarı saat kadar annesiyle oyalandı. bir ara annesi dizüstü oturuyordu. o da aynen oturup namaz kılma hareketlerim yapmaya başladı. babannesinden görmüş.bir süre sonra annesinin memesini tutarak yattı uyudu.
bu arada bayram esnasında yapmaya başladığı birşeyi yazmam lazım. abisine isim taktı.. badi veya badim diyor...
21 Ekim 2013 Pazartesi
21 EKİM 2013 PAZARTESİ
Sabah 08 gibi uyandı. Hayret.. Günlerdir olduğu gibi ağlayarak ve annesini arayarak değil... normal uyandı. ama bir süre kucağımda başını omuzuna yaslamış odanın içinde volta atarak dolaştık. sonra koltuğa yattı. Tv yi açtık. Bi tabağa cocpops koyduk. "muuu" diyerek süt te ekletti. çiş sandalyesine oturup onu yemeye başladı. arada çiş ve kaka işini de hallettik. (dün de aynı sandalyeye oturup yemişti sehpanın üzerinde.. sanırım bundan sonra hep sehpada yemek yediğinde çiş sandalyesi gelecek. zaten bu sabah ta o getirdi. giyindik ve babanneye gitmek için yola çıktık. Yolda parka uğradık. Zaten dün söz vermiştim. küçük kaydırak ıslak ve çamurlu olduğundan büyüğünden kaydı. ama önce şilayı ( o da yanımızda bebek arabasıyla birlikte) kaydırdık. sonra kızım kaydı. salıncağa gitti. salıncakta sallanırken birkaç haftadır hep yaptığı gibi arkasından itleyerek sallamam konusunda beni uyardı. hani otomobili geri geri sürerken bi hareket yaparız ya.. aynını yapıp eliyle salıncağın arkasını gösteriyor. salıncaktan sonra tahtıravalli ve babanneye gidiş. Kucakta.. bir elimde de şila ve oyuncak bebek arabası. Beraber içeri girdik. Sıkıntı yok.. ben giderken de sıkıntı yok. yalnız sakallarımı gösterip kırt kırt sesleri çıkarıyor iki parmağıyla da kıskaç hareketi yaparak. daha önce yazdım mı bilmiyorum ama top sakalımı kestim 1 hafta 10 gün kadar önce, Ayşe istediği için...
Akşam annesi aldı getirdi babanneden.. gelirken parka da uğramışlar. elinde bir avuç çakıl taşı, acayip neşeli girdi eve... hoplayıp zıplıyor.. alışverişe gittik beraber... merdivenin basamaklarından zıplayarak indi. iki ayakla zıplama işini ilerletmeye başladı. yolda da yürüdü hatta koştu.. caddelerden ve sokak başlarından sağa sola bakarak araba gelmiyorsa geçme çalışması yaptım yol boyunca... Bim den Ayşe için süt dilimi ve jelibon aldık ama kasiyer onları geçirmeyi unutmuş. evde fakettik. ben de gittim jelibon, çikolata falan aldım. akşam yemeğinde mantı yedi. eve gelir gelmz sakallarımı gösterip kesmediğimi gösterdi. ben de yıkanayım ondan sonra dedim. hemen eliyle başına götürüp yıkanma hareketi yaptı. olmaz, soğuk falan dedik ama gel de dinlet.. önce ben yıkandım. banyoyu biraz ısıttım. sonra küvetini doldurup ayşe hanımı içine koydum. bayağı bir süre çıkmadı. çıkarmak istediğimizde reddetti. en sonunda abisi de banyoya girdi de onu yıkadı çıkardı. son zamanlarda pek yapmayı sevdiği işi bu gece de yaptık. laptopta paint programını açıp renklerle şekiller çizmek... her zaman önce pembe renk ile başlıyor çizmeye.. maviye babam diye isim taktı mor'a ise annem.. bu renkleri bizle bağdaştırdı. her defasında maviye baba, mora anne diyor. ablası bilgisayarın başındayken yanına gidip pepee nin melodisini söylüyormuş nın nın nın nın diye.. ne istediği belli.. bir gittim baktım ki, ispanyolca pocoyo seyretmeye başlamış.. türkçe ingilizce bitti ispanyolcaya başladı bacaksız.. türkçe pepee açtım.. biraz sonra annesi geldi. gene ispanyolca seyretmeye başlamış. sonunda uykusu geldi.
Akşam annesi aldı getirdi babanneden.. gelirken parka da uğramışlar. elinde bir avuç çakıl taşı, acayip neşeli girdi eve... hoplayıp zıplıyor.. alışverişe gittik beraber... merdivenin basamaklarından zıplayarak indi. iki ayakla zıplama işini ilerletmeye başladı. yolda da yürüdü hatta koştu.. caddelerden ve sokak başlarından sağa sola bakarak araba gelmiyorsa geçme çalışması yaptım yol boyunca... Bim den Ayşe için süt dilimi ve jelibon aldık ama kasiyer onları geçirmeyi unutmuş. evde fakettik. ben de gittim jelibon, çikolata falan aldım. akşam yemeğinde mantı yedi. eve gelir gelmz sakallarımı gösterip kesmediğimi gösterdi. ben de yıkanayım ondan sonra dedim. hemen eliyle başına götürüp yıkanma hareketi yaptı. olmaz, soğuk falan dedik ama gel de dinlet.. önce ben yıkandım. banyoyu biraz ısıttım. sonra küvetini doldurup ayşe hanımı içine koydum. bayağı bir süre çıkmadı. çıkarmak istediğimizde reddetti. en sonunda abisi de banyoya girdi de onu yıkadı çıkardı. son zamanlarda pek yapmayı sevdiği işi bu gece de yaptık. laptopta paint programını açıp renklerle şekiller çizmek... her zaman önce pembe renk ile başlıyor çizmeye.. maviye babam diye isim taktı mor'a ise annem.. bu renkleri bizle bağdaştırdı. her defasında maviye baba, mora anne diyor. ablası bilgisayarın başındayken yanına gidip pepee nin melodisini söylüyormuş nın nın nın nın diye.. ne istediği belli.. bir gittim baktım ki, ispanyolca pocoyo seyretmeye başlamış.. türkçe ingilizce bitti ispanyolcaya başladı bacaksız.. türkçe pepee açtım.. biraz sonra annesi geldi. gene ispanyolca seyretmeye başlamış. sonunda uykusu geldi.
ATLANAN 10 GÜN
10 gün boyunca
bloga hiçbir şey yazmadım. Halbuki bu 10 günde o kadar çok şey oldu ki... Aklımda kalanları yazayım..
Öncelikle bu sürenin neredeyse tamamı tatildi. 9 günlük kurban bayramı tatili.. dolayısıyla bol bol seyahat.. eskişehire falan gidildi. orada efra ile maceralarımız var.. evde olanlar var. konuşmayla ilgili olan hikayelerimiz var. varoğluvar.
10 Ekim 2013 Perşembe
10 EKİM 2013 PERŞEMBE
Sabah o uyurken ben banyoya girdim. Yıkanırken aniden banyonun kabin kapısı açılınca irkildim. Bir baktım. Ayşe.. Elinde biberonu, eliyle saç yıkama hareketi yapıyor. O da yıkanacakmış. Küvetine su doldurdum. İçine soktum. Su sıcak geldi herhalde. hafiften vıyakladı. Suya da oturmadı. Ilıtınca oturdu. Oyuncaklarını aradım buldum. Onlarla yarım saat kadar oynadı. Sonra seslendi. Çıkmak istiyor. Çıkardım. Giydirdim ve babannesine götürdüm. Bu arada çok uzun süredir yaptığı birşeyi şimdiye kadar yazmayı unutmuşum sanırım. Onu yazayım aklıma gelmişken.. Tırnak kestirme merakı.. Ne zaman tırnak makası görse mutlaka tırnaklarını kestiriyor. Tırnakları kısa bile olsa mutlaka kesmek zorunda kalıyoruz. Sermbolik te olsa bir tanesini kesiyoruz veya kesmiş gibi yapıyoruz.
09.10.2013 ÇARŞAMBA
Bugün Ayşeyle neredeyse hiç zaman geçirmedik. Sabah erkenden babanneye bıraktım. Yol boyu kucağımdaydı. Akşam annesi aldı. Tüm gün uyumamış. Eve gelir gelmez yattı uyudu. Gece uygunsuz zamanda uyanıp annesini perişan etmiş.
8 Ekim 2013 Salı
08 EKİM 2013 SALI
Bu sefer gün, sabah başlamadı. Geceyarısı başladı. Tahmin ettiğimiz gibi herkesin yatma saati uyandı ve sabah ezanına kadar uyanık kaldı. tabii ben de... Sabaha karşı annesini de kaldırdı. sonra beraber yattılar. Sabah horul horul uyuyordu. "Anne" diye bağırarak ve ağlayarak uyandı. tepinerek ve ayağını yere vurarak "anne anne " diye bağırdı yaklaşık yarım saat kadar... yerde duruyor. ben yanına yaklaşınca beni elleriyle itliyor. sonra geldi bacaklarımın dibine ve kucak dedi. kucağıma alıp ayakta dolaştıracakmışım. iyi de ayaklarım sakat, nasıl olacak bu iş... TV açayım diyorum hayır diyor. Açıyorum oyalansın diye kapattırıyor. Annesine telefon ettim. hoporlörü açtım. Onu da istemedi. Elleriylr istemem hareketi yapıyor. Biraz sakinleşir gibi oldu sonra sonra... tam o sırada esra aradı evlilik yıldönümünü kutlamak için.. hoporlörü açtım. onun sesini duyunca sırıttı. bir şey de kızım dedim. anne dedi. Sonra buzdolabına götürdü beni. ben de her zamanki gibi yumurta alacak sandım. bir baktım pasta mumu alıyor. yaktırıp üfledi. dün akşam pasta mevzusu geçmişti evde... yumurta da aldı dolaptan.. ama yemek için değil.. oynamak için.. porselen çay fincanlarının içine koydu yumurtaları.. ben gene de tavada yumurta yaptım. ekmeği de lokmaladım. yanına koydum. biraz yedi kendi kendine.. Bu sırada duck tv açmıştım. ona bayağı daldı. yatak odasına gidip yastık getirdi ve ayağıma yattı. Dizlerim perişan oldu sallamaktan... öğlen annesi geldi. ayağımdan kalktı. onun kucağına çıktı. "mama" diyerek meme istedi. emdi.. Bu huy yeni çıktı. vazgeçmiyor. Annesi duck tv yi kapatınca arıza çıkardı. gene açmak zorunda kaldı ama hala ağlıyor.
Bugün baştan aşağı problemli bir gündü.. 12 saat uyanık kaldıysa bunun 10 saatinde ağlayıp bağırmıştır.
Bugün baştan aşağı problemli bir gündü.. 12 saat uyanık kaldıysa bunun 10 saatinde ağlayıp bağırmıştır.
7 Ekim 2013 Pazartesi
07 EKİM 2013 PAZARTESİ
Sabah bir türlü uyanmak bilmedi. Ben de mecburkaldım. Battaniyeye sardım.Otomobilin arka koltuğuna yatırdım öyle götürdüm babannesine. Kapıyı çaldığımda gözleri açıktı ama sonra 12.30 a kadar uyumuş duyduğumuza göre. Akşam annesiyle önce parka gitmişler. Bir sürü taş toplayıp getirmiş. tereyağ almaya BİM e gittik. Yolda trafik eğitim programını uyguladım. Koşa koşa giderken, her yol ağzına geldiğimizde durup sağı solu kontol edip, karşıya geçip gene koşmaya devam ediyoruz. Kendine oyuncaklı yumurta ve süt dilimi aldı. Süt dilimini yemekten önce yedi. Akşam yemeğinde gene mızmız ve ağlamaklıydı. Bir ara abisiyle kovalanmaç ve saklanma oynadı. Battaniyenin altına giriyor. Sonra ben saklandım sandalyelerin altına... o, beni aradı. Aynı bizim yaptığımız gibi koltuğun altına, sehpanın altına falan tek tek bakıyor. bakıp göremeyince "eehh" benzeri bir çıkararak burda da yok. demeye getiriyor. Aslında nerede olduğumu biliyor ama özellikle oraya bakmıyor. Oyun olacak ya.. Neyse oyundan sonra kafasını göğsüme gömdü. mayıştı. Çok uykusu var, belli.. ama erken saatte uyursa geceyarısı uyanır diye uyutmamaya çalıştık ama çok uzun süre dayanamadı. Uyudu.
6 Ekim 2013 Pazar
06 EKİM 2013 PAZAR
Bugünün en anlatılası olayı sabah oldu. kızım oturağındayken TV de bi kaplan çıktı. kızım da her zaman yaptığı gibi "haaarrr" diye onun sesini taklit etti. Ardından da başında bekleyen annesini ısırdı. sevgi bir tepki gösterdi ki sanki eti kopmuş. yaptığından sonra gülümseyerek annesine bakan ve takdir bekleyen kızım korktu ve ağlamaya başladı. bu yüzden sevgyle kavga ettik. hadi ayşe dozu ayarlayamadı. çok ısırdı. eee.. sen de dozu ayarlayamadın. o ne biçim bağırmaydı öyle...
Ayşe genel olarak huysuz ve geçimsiz... belki bu olayın da etkisi vardır. dün aldığımız süt kutularını taşıyıp duruyor. Sabah sahanda yumurta yerken üstüne damlatmış, onu bana gösterip temizletti.
Ayşe genel olarak huysuz ve geçimsiz... belki bu olayın da etkisi vardır. dün aldığımız süt kutularını taşıyıp duruyor. Sabah sahanda yumurta yerken üstüne damlatmış, onu bana gösterip temizletti.
5 Ekim 2013 Cumartesi
05 EKİM 2013 CUMARTESİ
Sabah uyandıktan sonra annesiyel birarada durmak istemedi herhalde, beni de uyandırdı. Bir süre sonra maaile kahvaltı ettik. O kadar acıkmış ki, sofra daha kurulmadan yemeğe girişti. Bana sahanda yumurta yaptırdı ve çatalla ve ekmeği banarak kendi kendine yedi bitirdi. domatese girişti ardından.. Arabasına binip bana ve abisine çarparak eğlendi. evin içinde arabasıyla dolandı durdu. Arabasının arka tekerleğinin çıkma problemini çözemedik bir türlü. her çıktığında yeniden takıyorum. TV açtırdı. bütün çocuk kanallarını gezip beğendiğinde kalıyor. Şaypaya süt almaya gittik. Dünden pepeeli müüü (pepee marka çikolatalı süt) sözüm vardı. (süt, müüü oldu bu arada) şaypadan 18 paket süt aldım. Sabah TV de reklamda gördüğü cocopops'u da aldı. peepe süt zaten allahın emri.. hatta ben ilkin normal sütleri alırken eliyle olmaz işareti yapıyordu, bir yandan da pepeeli sütü gösterirken.. eve geldik.. 3-4 kase cocopops yedi. yerken değişik değişik oturma şekilleri icar ediyor. sandalyeyi koltuğa yanaştırıyor. kaseyi koltuğa koyuyor ayaklarını koltuğa uzatıyor. sandalyeye oturup yiyor gibi... zaten öncesinde de arabasında ayaklarını direksiyona uzatarak oturmuştu bir süre.. pepeeli sütün pipetini kutuya sokma hareketi müthişti. pipeti avuçlayıp yukardan hızlıca kutuya batırmaya çalışıyor. deliği tuttursa olcak ama tutturamıyor. ayrana pipet öyle batırılır ya.. bir yerden görmüş olacak.. öğlene doğru uykusu geldi ama yaklaşık 3 saat inat edip uyumadı. annesi ayağında sallarken kendisi uyudu ama bizimki uyumadı. en son ben ayağıma koydum salladım. bayıldı.
Akşamüzerine doğru uyandı. Ağlama sesleri salondan duyuluyor. Aldım kucağıma salona getirdim. Ağlamak devam.. Babannesi de bizde.. o dahil hiç kimseye yüz vermiyor... ağla da ağla.. Ablasıyla dünki gibi ayaklarından ve kollarından tutarak salladık. sallanırken ses yok. koltuğa bıraktığımız an aynen ağlamaya devam.. neyse ki bir süre sonra sustu. sonra yanıma geldi. kucağıma alıp bacağını ısıracam senin diye oynaşmaya başladım. kaçtı saklandı. peşinden gittim. sehpanın altına saklanmış.(bir kaç haftadan beri oraya saklanıyor oynarken) salonda aradım durdum. en son sehpanın altına baktım. kahkaha atarak kaçtı. koltuğun arkasına saklandı. arka odaya geri döndüm. annesiyle sessiz ve usul usul yanıma gelip "har" diye beni korkuttu. salona geri kaçtı. gene sehpanın altına saklanmış. hemen oraya baktım. annesinin kucağına koştu. ben üstüne yürüyünce ellerinle gözlerini kapattı. sonra hemen açtı yaptığının saçma olduğunu farketti herhalde.. ama bu hareketi bir ay kadar ciddi ciddi yaptı. Banyoya girdi. içerden sesi geliyor. şarkı söylüyor. şarkının sözü fiks.. annebaba anne baba... ama melodili ve peşpeşe söylüyor.. biz yemek yerken o banyodaydı. bir ara bana seslendi bktım. çıkmak istiyor. ama yıkanmadı. sadece kuvette oynadı. bornoza sarıp çıkardım. annesi biraz pilav yedirdi. şimdi hadi yıkanmaya diyor. annesine hayır işareti yapıyor. saçını yıkatmaktan pek hoşlanmıyor en baştan beri.. en sonunda annesi bağırta bağırta banyoya soktu. gene bağırta bağrta saçını yıkadı. çıkışta hâlâ bağırıyordu. hırs ve sinir bağırması...huysuzluk bağırmasından farklı... benim kucağıma kaçtı.. hemen kurulamam lazım.. hava soğuk hasta olmasın.. bende susmuştu ama saçını kurutmaya başlayınca gene yaygarayı kopardı. en son annesi salona götürüp saç kurutma makinasıyla saçını kuruttu. Hâlâ ağlıyor.. annesi banyoya girdiğinde o da banyoya girdi. dışarda annesini bekledi. annesine havlu falan verdi. ayrıca unutmadan, akşam yemeğinden sonra diş frçalamasını takiben yükselti leğenini gene yerine koydu. geçen seferki bi kazaymış(!) yanıma geldi. ben de yatağa yattım ve onu da göbeğime oturttum. göbeğimde hoplaya başladı. ben mahsuscuktan uyuma numarası yapıyorum. gözümü kaapr kapamaz göbeğimde hoplayıp uyandırıyor. acayip neşesi yerine geldi. kahkahalar atıyor. çok hoşuna gitti bu oyun. uzun süre oynadık. hatta bir defasında üstümde takla bile attı. kulağıma birşeyler fısıldıyor bu arada... eli gene ağzına gitmeye başladı. yapmıyordu bir süredir. gene neren aklına geldi. ben elini çektiriyorum o parmağını ağzına sokuyor. aslında tam sokmuyor da sanki tırnak yiyecekmiş gibi ağzının ucunda.. tırnaklarını dişlerine değdiriyor...
Haberleri seyrederken birden koştura koştura banyoya gitti. banyoda yıkanırken yanında bulundurduğu oyuncaklardan zebrayı aldı salona geldi ve Televizyonun önüne koydu. O an anladık ne olup bittiğini...
TV de haberlerde jıkey yetiştirmeyle ilgili bi haber vardı. aprant yetiştirme görüntülerinde ata binen çocuklar vardı. hemen bağlantıyı kurmuş. zebrayı alıp bir de üstüne biner gibi yapmasın mı... büyücek bir at oyuncağı alayım kızıma... hatta ata bindireyim bir ara.. abisinden kitabına almak istedi vermeyince mızırdamaya başladı. ardından da trt çocuk açmadık diye... canı sıklıp yattı. uyur belki de.. TRT Çocuk kanalını açtık ama biraz sonra kanal yayını bitti yerine trt okul kanalı başladı. hemen koşup tv nin yanına geldi kanal logosunu gösterip gülüyor. arka odaya gitti sonra.. napıyor bilmiyoruz.
salona geldi. koltuğa yattı. uzaktan öpücük yolluyorum. koluyla gözünü, yüzünü kapıyor.. vay eşşek.. yatmadı kalktı. deftere resim çiziyor. anne çizdi. çizdiği resim de meme de var. memeye kafayı takmış durumda... oyuncak bebeklere, pelüş tavşanı falan emziriyor kendisi.. annesinin ve babannesinin memesini enikonu emiyormuş. halbuki memeyi ilk bıraktığında hiç meme görmek istemiyordu diyor babannesi..
yatmadı bir türlü..ortalıkta geziyor..şimdi de iskambil kağıtlarını diziyor yanyana.. bir ara ortadan kayboldu. geldiğinde eli kapkaraydı. yazıcının mürekkep tankıyla oynamış. eli boyanmış diye bozuk çalıyor. kızım oynama bir daha bununla deyince kızıp ağlayıp ablasının yanına yattı. sonrada annesinin ayağında sallanmaya başladı. bu sefer uyuyacak.
Akşamüzerine doğru uyandı. Ağlama sesleri salondan duyuluyor. Aldım kucağıma salona getirdim. Ağlamak devam.. Babannesi de bizde.. o dahil hiç kimseye yüz vermiyor... ağla da ağla.. Ablasıyla dünki gibi ayaklarından ve kollarından tutarak salladık. sallanırken ses yok. koltuğa bıraktığımız an aynen ağlamaya devam.. neyse ki bir süre sonra sustu. sonra yanıma geldi. kucağıma alıp bacağını ısıracam senin diye oynaşmaya başladım. kaçtı saklandı. peşinden gittim. sehpanın altına saklanmış.(bir kaç haftadan beri oraya saklanıyor oynarken) salonda aradım durdum. en son sehpanın altına baktım. kahkaha atarak kaçtı. koltuğun arkasına saklandı. arka odaya geri döndüm. annesiyle sessiz ve usul usul yanıma gelip "har" diye beni korkuttu. salona geri kaçtı. gene sehpanın altına saklanmış. hemen oraya baktım. annesinin kucağına koştu. ben üstüne yürüyünce ellerinle gözlerini kapattı. sonra hemen açtı yaptığının saçma olduğunu farketti herhalde.. ama bu hareketi bir ay kadar ciddi ciddi yaptı. Banyoya girdi. içerden sesi geliyor. şarkı söylüyor. şarkının sözü fiks.. annebaba anne baba... ama melodili ve peşpeşe söylüyor.. biz yemek yerken o banyodaydı. bir ara bana seslendi bktım. çıkmak istiyor. ama yıkanmadı. sadece kuvette oynadı. bornoza sarıp çıkardım. annesi biraz pilav yedirdi. şimdi hadi yıkanmaya diyor. annesine hayır işareti yapıyor. saçını yıkatmaktan pek hoşlanmıyor en baştan beri.. en sonunda annesi bağırta bağırta banyoya soktu. gene bağırta bağrta saçını yıkadı. çıkışta hâlâ bağırıyordu. hırs ve sinir bağırması...huysuzluk bağırmasından farklı... benim kucağıma kaçtı.. hemen kurulamam lazım.. hava soğuk hasta olmasın.. bende susmuştu ama saçını kurutmaya başlayınca gene yaygarayı kopardı. en son annesi salona götürüp saç kurutma makinasıyla saçını kuruttu. Hâlâ ağlıyor.. annesi banyoya girdiğinde o da banyoya girdi. dışarda annesini bekledi. annesine havlu falan verdi. ayrıca unutmadan, akşam yemeğinden sonra diş frçalamasını takiben yükselti leğenini gene yerine koydu. geçen seferki bi kazaymış(!) yanıma geldi. ben de yatağa yattım ve onu da göbeğime oturttum. göbeğimde hoplaya başladı. ben mahsuscuktan uyuma numarası yapıyorum. gözümü kaapr kapamaz göbeğimde hoplayıp uyandırıyor. acayip neşesi yerine geldi. kahkahalar atıyor. çok hoşuna gitti bu oyun. uzun süre oynadık. hatta bir defasında üstümde takla bile attı. kulağıma birşeyler fısıldıyor bu arada... eli gene ağzına gitmeye başladı. yapmıyordu bir süredir. gene neren aklına geldi. ben elini çektiriyorum o parmağını ağzına sokuyor. aslında tam sokmuyor da sanki tırnak yiyecekmiş gibi ağzının ucunda.. tırnaklarını dişlerine değdiriyor...
Haberleri seyrederken birden koştura koştura banyoya gitti. banyoda yıkanırken yanında bulundurduğu oyuncaklardan zebrayı aldı salona geldi ve Televizyonun önüne koydu. O an anladık ne olup bittiğini...
TV de haberlerde jıkey yetiştirmeyle ilgili bi haber vardı. aprant yetiştirme görüntülerinde ata binen çocuklar vardı. hemen bağlantıyı kurmuş. zebrayı alıp bir de üstüne biner gibi yapmasın mı... büyücek bir at oyuncağı alayım kızıma... hatta ata bindireyim bir ara.. abisinden kitabına almak istedi vermeyince mızırdamaya başladı. ardından da trt çocuk açmadık diye... canı sıklıp yattı. uyur belki de.. TRT Çocuk kanalını açtık ama biraz sonra kanal yayını bitti yerine trt okul kanalı başladı. hemen koşup tv nin yanına geldi kanal logosunu gösterip gülüyor. arka odaya gitti sonra.. napıyor bilmiyoruz.
salona geldi. koltuğa yattı. uzaktan öpücük yolluyorum. koluyla gözünü, yüzünü kapıyor.. vay eşşek.. yatmadı kalktı. deftere resim çiziyor. anne çizdi. çizdiği resim de meme de var. memeye kafayı takmış durumda... oyuncak bebeklere, pelüş tavşanı falan emziriyor kendisi.. annesinin ve babannesinin memesini enikonu emiyormuş. halbuki memeyi ilk bıraktığında hiç meme görmek istemiyordu diyor babannesi..
yatmadı bir türlü..ortalıkta geziyor..şimdi de iskambil kağıtlarını diziyor yanyana.. bir ara ortadan kayboldu. geldiğinde eli kapkaraydı. yazıcının mürekkep tankıyla oynamış. eli boyanmış diye bozuk çalıyor. kızım oynama bir daha bununla deyince kızıp ağlayıp ablasının yanına yattı. sonrada annesinin ayağında sallanmaya başladı. bu sefer uyuyacak.
3 Ekim 2013 Perşembe
04 EKİM 2013 CUMA
Sabah gene erkenden uyanmış. ben uyandığımda masada bir yandan tabağındaki şokellalı lokmaları sayıyor, bir yandan da yiyordu. Sayarken "bi, iti" gene gitti. "iii, iii, iii" diye sayıyor. kahvaltının ardından yeni kışlık botlarını giymek istedi. Annesi yanına koymuş. Bir baktık ki kendisi giymiş te bağcığını bağlamaya çalışıyor. Annesi yardım etmek isteyince kıyameti kopardı. Bağcığı ben bağladım. Diğer tekini gene kendi giydi. giyerken seyrettim ve çok şaşırdım. Dili içeri kaçmasın diye büyük insan gibi dilini tutarak giyiyor. Ardından bağcığı birkaç kez metal halkadan geçirdi uğraşa uğraşa... bu çocuğun el becerisi beni her seferinde şaşırtıyor. bağcığı düğümletmedi bana.. arada masaya gidip bir lokma alıp yiyor. sonra süt istedi ve koltuğa yatıp TV seyretmeye başladı. Tabi önce yatak odasına gidip kendi yastığını getirerek ve onu doğru pozisyonda koltuğa koyarak... Bir süre sonra otomobille babanneye gittik. gene şöför mahallinde.. direksiyon başında... Bıraktım. Akşam abisi aldı. Yolda gelirken abisine tost aldırmış kendi için ve hepsini yemiş. Akşam evde genel olarak huysuz ve geçimsizdi. Ağlayıp zırlamalar gırla.. Önce çok erken uyayacak sandım. Hatta uyumasın diye uğraştım biraz ama sonra hep olduğu gibi uyumak bilmedi saati gelince.. En sonunda gene durduk yere zırlayınca, kızgın ses tonuyla ne istiyorsun kızım, ne var kızım diye söyleyince ağlayarak arkaodaya gitti ve uyudu. Akşam üzeri youtube'ta süper simple nin ingilizce videolarını seyrettik bol bol.. Arada farkettim ki, ingilizce kelimeleri söylemeye çalışıyor. Yoksa bu çocuğun hâlâ konuşmamasında taa en baştan beri ingilizce videolar seyretmesinin de payı var mı düşüncesi kafamdan çıkmıyor bir türlü. Bu akşam iyice huylandım. Hickory dickory videosundaki fil'e hâlâ isyan ediyor. Bir sürü de tutitu videosu seyretti. özellikle oyun parkı ve telefon yapılanı... Gün içinde yaptırdığı işi unutmadan zikredeyim. Yazıcıdan annesi ben ve ayşe olan bi fotoğraf çıktısı aldırdı. Seviyor fotoğraf çıktısı almayı başından beri. (Hatta bir kelime konuşmadan sadece hareketlerle "yazıcıdan fotoğraf çıktısı al" demeyi bile başarmıştı zamanında) Annesi fotoğrafı görünceve özellikle kendini görünce yorum yaptı ki, o ana kadar farketmemiştim ama doğru.. küçük ayşeyle büyük ayşe yanyana dedi. hakkatende annesi aynı ayşe gibi duruyor. yüz ifadeleri aynı, bakışları aynı.. Ayşe annesine fizik olarak aşırı derecede benziyor. Gerçi en başından beri söylüyordum bu kız sana çok benzeyecek diye.. büyüyünce acayip güzel bi kız olacak ki öyle böyle değil... Unuttuğum birşey daha var. Akşam gelirken babannesinden yumurta getirmiş. Bir de biberonundaki sütü oyuncak çay takımlarına dolduruyor ve oynuyor. işin ilginci bir tek damlasını bile yere dökmüyor. Aklıma geldikçe yazıyorum. o yüzden bölük pörçük oluyor. Akşam sürekli ağlayıp zırlayınca ve biz de susturamayınca çeşitli şaklabanlıklar yapmaya başladık. Abisi bacaklarından ben de kollarından tutup salladık. sallanırken ses yok. bırakınca aynen devam.. havaya atıp tutmaca, kendi çevremizde hızla dönmece oynadık. ancak benim de başım dönmüş olacak ki durduktan sonra ayşenin kafasını duvara çarptım. bastı feryadı çocukcağız...
birkaç gün sonra aklıma geldi, yazmadan olmaz. bizim ufaklık maşayla saçlarını düzleştirtmiş ablasına.. elinde maşayla dolaştı bir süre...
birkaç gün sonra aklıma geldi, yazmadan olmaz. bizim ufaklık maşayla saçlarını düzleştirtmiş ablasına.. elinde maşayla dolaştı bir süre...
03 EKİM 2013 PERŞEMBE
Sabah annesinin kapıdan çıkmasıyla eşzamanlı uyanarak ağlamaya başladı. Ama öyle böyle ağlamak değil.. Kendini kasarak ağlıyor. Sadece kucağa alınınca , o da ayakta durursam susuyor. Oturduğum an kasılarak ağlamaya devam. 15-20 dakika böyle devam etti. zor sakinleştirdim. Sonra koltuğa yatarak TV seyretmeye başladı. Babannesine gittik. kapıda gene içeri girmemi istedi. girmeyince mızırdadı. bütün gün huysuzmuş. Akşam annesi getirdi. dışarda yağmur yağıyor ama bizimki parka gitmek istiyor. Olamayacağını anlattım uzun uzun... Bir ara neden hatırlamıyorum ağlayıp huysuzlanmaya başladı. zor sakinleştirdim. sandalyelerin altından emekleyerek kaçma ve saklanma oynamaya başladık. Abisi beşiğin içine sakladı. üstüne de örtü örtttü. ben de onu aradım bayağı eğlendi. Gece arabayla şehir turu attık. eve yaklaştığımızda kucağıma alıp direksiyonu ona tutturdum. Bi hevesle direksiyonu sağa sola çevirmesi yok mu, çok komik. yaş pasta aldık millipazardan... zaten duvarında pasta resmini görünce hemen başladı bir takım sesler çıkarmaya... evde afiyetle yedik... Arabada parketmeye yakın gene ağlayıp sızlamaya başladı sebebsiz yere.. ben de kızdım neden ağlıyorsun diye.. bana bozuldu.. benle pek ilgilenmedi gece boyunca.. Bir de tuvalet kağıdı rulolarından kule yapıp sonra da yıktım defalarca akşam..
02 EKİM 2013 ÇARŞAMBA
Köyden dönüşte eve bir girişi vardı, görülmeye değer... kendi etrafında dönüyor. zıplıyor. müthiş sevinçli.. gözlerinin içi gülüyor. Ama tabi her zamanki gibi mesafesini de koruyor.. kimseye sarıldığı yok..
Gece mutlaka yazmam gerek dediğim birşey yaptı ama şimdi hatırlamıyorum. gecenin kalanında resim çizdi falan..
Gece mutlaka yazmam gerek dediğim birşey yaptı ama şimdi hatırlamıyorum. gecenin kalanında resim çizdi falan..
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
22 EKİM 2017 PAZAR
sabah gene enselendi. Koltuğun arkasından kafasını çıkardığı an gözgöze geldik. Kahvaltı için dünden yapılmış akıtmalara nutella sürüp verd...
-
Bugün bir sürü şey oldu. (Gene) gecikerek yazdığım için birçok şeyi yazamayacağım. bütün gün evdeydik. geceki kulak ağrısından eser yok....
-
sabah kar yağıyordu. ayşeyi uyandırmaya gittim. uyansın diye uğraştım ama uyanmadı. camdan dışarı bakarsa çok sevineceği bir sürpriz olduğun...