7 Ekim 2014 Salı

04-05-06-07 EKİM 2014 (KURBAN BAYRAMI)

Eskişehirdeyiz. Daha şafak sökmeden uyandı. Beni görünce baba deyip kucağıma geldi ve kucağımda tekrar uyudu. Sonra normal uyanma saatinde tekrar uyandı. Gene kucağıma aldım. Bu sefer vucudunu göğsüme yasladı ve uzun süre öyle kaldı. Kımıldamadan oturdum. Sırtına battaniye örttüm. Çişi gelmişti. Çişini yaptırdım. Fil boyama isyedi. Laptop yanımızdaydı ve iyiki de birkaç fil resmini kaydetmişiz. Onları boyarken kavurma et ısıttım. Biraz da ondan yedi. Sonra minikayı açtırdı. Şu an içerde seyrediyor. Diğer herkes uyuyor. İkimiz ayaktayız. Anannesi de uyandı.

Şimdi de biraz dünü yazayım. Sabah babannelerine gitmişler. Ben geldiğimde beni karşıladı. Dedesinin elini öpmek yerine kendi elini öptürdü. Ama ikisine de sarıldı. Bayramlık elbiselerini giyme konusunda kriz çıkardı. Çünkü annesi bayramlık olarak pembe elbise almamış. Sarı gömlek, mor etek, sadece çorap pembe.... giydiremediler. Eski ve kirli pembe giysilerini giydi. Bi üçkağıt yaptım. Dedim ki, sarı gömleği giymediğine göre sarı gene benim rengim oldu. Çünkü sen sarıyı sevmiyorsun. Sarı benim rengim. Sarı sevsen sarı gömlek giyersin.
Şiddetle itiraz etti. “Hayı menim nenk” dedi. Ve sarı gömleği giydi. Eteği de giydi. Problem çözüldü. Evdeki herkese renk yakıştırdı. Bize bilindik renkler. Dedeye hiyah, amcaya kahkanengi, yengeye mor, falan... unutmadan, babam kendine akıllı telefon almış. Berenden nasıl kullanılacağını öğreniyor. Telefonu kurcalarlarken farkettik ki, ayşe telefonu çoktan ele geçirmiş te kendi selfiesini bile çekmiş. (şuna neden kendiken denmez, anlamam)
Eskişehire doğru yola çıktık. Arabada arka koltuktan uzanıp uzanıp yanağımı öpüyor. Annesinin de... ben kim öptü beni deyip yanağımı siliyorum. Gene öpüyor. Bu yanak silme işini son zamanlarda ayşe hep yapıyor. Onu öpünce hemen sırıtarak yanağını siliyor. Ayrıca öpmeyeyim diye elleriyle yanaklarını gizleme işi de var. son haftaların favori hareketleri..
bir de arka koltuktan kulağımı çekiyor. Eskiden kulağımı katlardı. Babaların kulağı çekilmez. Yaramaz çocukların kulağı çekilir diyorum sırıtıyor. Yol boyunca birkaç kere, “dayı, dayı” diye söylendi. İlginç. Dayısını görmek istiyor. Nitekim eskişehire varınca dayısının kucağından inmedi. Hatta abisi ile kavga etti, “dayı benim” diye... hatta TV deki bir bebeği dayısına benzetti. Sonra da niçin benzettiğini de anlattı. İkisinin de saçı yokmuş. “aynı aynı” diyor.
Bu “aynı aynı” mevzusunu yazmayı unuttum şimdiye kadar. 1-1,5 ay kadardır aynı olan şeylere merak sardı. Birbirine benzer veya eş olan herşeye hemen aynı diyor. Özellikle dikkat ediyor.

Bana giymem için turuncu terlikler getirdi. Giy diyor. Dayısını aradı telefonla.. ona “del” dedi. Hümayla umayı da çağırıyor. Onları seviyor. Geldiklerinde güzel oynar sanırım.

Oynadı hakkaten çocuklarla.. saklambaç, ve daha bir çok oyun. Özellikle umayla ilerde de çok iyi anlaşacak gibi... hümayla umay amuda kalkmayı biliyorlar. Bizimki de özendi. Yardımımla amuda kalktı birkaç kere... tabi kollarıyla güç almayı akıl edemiyor. Kafasının üzerinde... Boynunu kollamak zorunda kaldım. Bayram gezmesi boyunca sürekli problem yarattı. Hep mızır mızır... uykusu da geldi. Ama en çok yüzüne bakılıp yarasının sorulmasından rahatsız oldu ki her evde de başına geldi. İnsanlar bakmasın ve bahsetmesin istiyor. Kızıyor. Bol bol çikolata ve şeker yedi. İlla ki pembe veya turuncu şekerleri seçti. Bu renkleri bulamayınca huysuzluk bile ettiği oldu. Hiçbir eve girmek istemedi. Hep kucakta (benim) hep pohpohlama... eziyet oldu. Gece de huysuzluk devam.. allahtan o kadar çok uykusu vardı ki, bursaya giderken hemen uyudu.

Bayramın üçüncü günü geecenin 04 de uyanmış ve salona getirtmiş kendini. Minika da açtırmış. Saat 05 gibi ben uyandım. Bir baktım ki uyanık.. çişini yaptı. Ben gene uyudum. Saat 05 gibi beni uayndırdı. su istedi verdim. Ben gene uyudum. Arkamdan o da uyudu herhalde.. sabah huysuz şekilde uyandı. Süt ve minika istemedi. Akılalır gibi değil... unutmadan aktarmalıyım. Son günlerde makasla kağıt kesme merakı çıktı. Bir de “hayır” demeyi öğrndi ya... ağzından çıkan 10 kelimenin 6-7 tanesi hayır.. özellikl de bayramda giyilcek giysiler hakkında...
etleri kasaba götürecektim. Ayşe de gelmek istedi. Dönüşte ev istikametinin tersini gösteriyor. Eve gitmeyecekmişiz. Kucağıma aldım da zor zahmet eve sokabildim. Evde de pembe külotlu çorap yerine kısa pembe çorap giymeye taktı. Üstelik te ters giymiş. Bana kızdı ve vurdu. Ben de babaya vurulmaz seni yaramaz deyip kulağını çektim. Masadan ayrılmaya kalktı ağlayarak. Men ettim. Ağlayarak sofrada kaldı. Birşeyler yemeyi reddetti. Sonra sonra ablası biraz sucuk yedirdi. Sucuğu da kurban etlerini işlemek için kasaba gittiğimizde aldırdı, et bitti diye.. bana çok kızgın. Bir bakışı var, kaşlar çatık, dudaklar düşük... kasaba giderken kucak istemişti gene.. iki elimde de poşet vardı. Alamam dedim. “bunu buna” deyip bir elimdeki poşeti diğer elime alıp boştaki elimle kucağa almamı söyledi. Şu anda arka odada giyinme savaşları son hız sürüyor. Ayşenin hayır sesleri buraya kadar geliyor. Giyinmesi için gene ben müdahale etmek zorunda kaldım.
Bayram ziyaretlerine başladık. Herkes ayşenin yüzündeki yarayı soruyor. Ayşe de kızıyor. Biz de herkese sormamalarını ve görmemelerini tembihliyoruz. Halam pembe bir elbise hediye etti ayşeye.. ayşe, giycem diye tutturdu. Sadece gece giymek için deyip vazgeçirdik. Nadide yengemde, içeri girer girmez geçen bayram oynadığı plastik askerleri sordu. Melihten kalma oyuncaklar. Onlar gene geldi. Onlarla oynadı. Çıkışta babanneye gitmek istedi. Burgazda değiller ddim ama yol boyunca babanne diye sayıkladı. Köye gittik. Köyde



bayramın son günü, gece kusmuş yatakta... zaten benden başka herkesin midesi nanay oldu galiba bu bayramda... nitekim ayş sabah uyanınca kakası geldi. İshal olmuş. Annesi aspirinli gazozo içmesi içmesini istedi. Ayşe son zamanlarda en sık söylediği sözle karşılık verdi. Hayır. Ben de kızacağımı ve içmesini söyledim. Sehpaya oturup suratını astı. Bana kötü kötü bakıyor. Mecbur kalınca içti. Ardından gelip benim kulağımı çekti. Ben ona yaramazlık edersen kulağını çekerim diyorum ya, ona kızdığım için bu durumda ben yaramazlık etmiş oluyorum. Kağıt istedi. Resim çizdi. + işareti çizmiş. Geçen gün fil boyamada boyayacağın yere + işaretini değdir demiştim. Ordan aklına girmiş anlaşılan. Benim bileğime kare çizdi. Ardından annesinin.. damgalandık :)  bizim ardımızdan abisiyle ablasına da kare çizdi. biz ablasıyla terminale bilet almaya giderken o da gelmek istedi. götürmedik. dönüşte biraz posta koydu. babannesine götürdüm. dünden beri babanne istiyordu. ama maalesef onlar da dışarı çıkmış. pembe gofret almaya gittik. pembe bir çocuk laptopu gördü. illa istedi. senin evde aynısı var dedim. zorla ikna ettim. baloncuk zımbırtıs ve çilek süt aldık. eve geldik. annesiyle ablasıyla boğuşuyor. gün içinde sürekli şarkı söyleye söyleye oyuncaklarıyla oynadı kendi kendine.. akşama doğru uyumuş. uykusunda elleriyle kutumsu hareketler yapıp 1-2-3 diye sayıyormuş. gecenin bir yarısı uyanıp yere yattı. biz de yere yastıkları koyduk. sabaha kadar orda uyudu. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

22 EKİM 2017 PAZAR

sabah gene enselendi. Koltuğun arkasından kafasını çıkardığı an gözgöze geldik. Kahvaltı için dünden yapılmış akıtmalara nutella sürüp verd...