Günün olayı, ayşenin oyuncak laptopunun kırıldığını söyleyip (kilidi kırılmış sadece) yenisini istemesi... (epeydir istiyor zaten)
markete gelince alırım dedim. hemen bilgisayar ekranındaki turkuaz bir ikonu gösterip mavi markette var dedi. hakkaten de A101 de daha önce görmüştük ve istemişti. gösterdiği ikonun rengi de A01 in rengiydi. nelere dikkat etmiş velet.
sabah uyandığında hepimizi toplayıp yatağa yatırmak istedi. ama sonra herşey tam istediği gibi olmadı diye zırlamaya başladı. anlatacağı şeyleri kulağımıza fısıldayarak söyleme huyu başladı. bana, annenin elinden tutup odaya getirme talimatı verdi fısıldayarak. kahvaltıda zaten küçük olan patatesleri bıçakla ikiye böldü. gerek olmadığını söyleyince de "karnım şişer" diye cevap veriyor. akşam üzeri aç karnına uyudu kaldı. iştah iyice nanay oldu ayşede...
uyandı allahtan.. akşam yemekte tavuk yedik. ayşe de butları kemire kemire yedi. yemekte ilginç birşey yapmıştı ama üzerinden yaım saat bile geçmemesine rağmen unuttum gitti. üstüste duran 2 tabureye tırmanma ve inmeyi becerebildiğini ablasına da gösterdi.
Kağıt istedi. kocaman bir insan çizdi. kar yağıyor. kulağında kulaklık var. dudaklarında ruj var. babası kızmıyor dedi. ben de büyük olduğu için babası kızmamış dedim. "ben de büyük" diye beni köşeye sıkıştırmaya çalışıyor. küçüksün dedikçe büyüğüm diyor.
hatırladım. biberonu, ablasına verip büyük beyaza götürmesini söylemiş. ablası anlamayınca kendi alıp buzdolabına koydu ablasını azarlayarak. ben birkaç saat önce sütü dışarda bırakmamalarını söylemiştim. ordan ilham almış ama buzdolabını tanımlaması ilginç... büyük ve beyaz...
gece yanıma gelip " hüt, mimika, uyu" dedi. bütün gün minika açıktı diye minikayı açmak istemedim ama ne mümkün... yattı. tam uyuyacakken annesi geldi. uykusu kaçtı. ben uyudum. gece 03 gibi uyandığımda ayşe uyanıktı ve ablası henüz yatıyordu. herhalde sabah ezanına kadar falan uyanık kaldı. yatarak minika seyretti.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder