18 Ocak 2014 Cumartesi

17 OCAK 2014 CUMA

Çok dolu dolu geçen yoğun günlerdi ama vakitlice yazmayınca, bir çok şey uçup gidiyor maaalesef... bu yazıyı 3 gün sonra yazıyorum maalesef... bugün kızımla tıp fakültesine gittik benim ameliyatım için... arabada giderken uyudu. kucağımda taşırken uyandı. hastanede olduğumuzu farketti ve biraz tedirgin oldu. sakinleştirdim. ortopedi servisinde arabada bulduğumuz kağıt kalemi verdim oyalansın diye... sürekli beni de yanında istiyor. halbuki ben doktor peşindeyim. oturduğu sandalyeye başkaları oturunca koşarak gitti ve defteri ile kalemini aldı. insanlara da gösterdi ne için geldiğini... onlarla biraz zaman geçirdi. adını sordular. gene "guga" dedi. sonra film çektirmeye gittik. sıralı sandalyelerin deliklerinden kalemi sürekli yere atıyor oyun gibi... ona kalemi alttan deliğe sokup yukardan çıkarmayı gösterdim.elimi de koydum deliklerin üstüne... kalem elime batınca, ani refleksle çekmem çok hoşuna gitti. nasıl kahkaha atıyor her seferinde... defaalrca ama defalarca yaptık aynı şeyi. hastanenin koridorları ayşenin kahkahaları ile çınlıyor. rontgen sırası bana gelince dışarda beklemesini ve bir yere gitmemesini söyledim. gerçekten de uslu uslu oturdu ben yokken... işimiz bitince eve döndük. Bu arada unutmadan... bu saate kadar hiçbirşey yemedi. bir zırnık bile ağzından girmedi. öğlen saati dünden kalma cantığı ısıttım. yarısından biraz fazlasını yedirdim. Babanneye gitmedik. gün içinde neler yaptığını hatırlamıyorum. ama bol bol oyuncak hikayesi seyretmişti galiba... oyuncak hikayesi isteme şekli şu... annesinin yaptığı "olmaz-hayır" el işareti aynen ayşede de var. hani şu el sallamaya benzeyen... TV açıkken önce televizyonu gösterip onu yapıyor. sonra parmağıyla kendini gösteriyor. yani TV deki programı kapat. benim istediğim şeyi aç demek bu hareket...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

22 EKİM 2017 PAZAR

sabah gene enselendi. Koltuğun arkasından kafasını çıkardığı an gözgöze geldik. Kahvaltı için dünden yapılmış akıtmalara nutella sürüp verd...