sabah erkenden uyandı. 08 gibi.. annesi henüz gitmeden... hep beraber evden çıktık. biz arabaya binerken annesi işe gitmek için bizden ayrıldı. bizimkinin yüzü asıldı. babanneye gittik. giderken ablasının ispirtolu kalemlerini de aldı yanına... sorunsuzca eve girdi. Akşam annesi getirdiğinde eli kolu suratı boyanmıştı. annesiyle gezmeye gittiler hemen... giyeceği şey konusunda arıza çıkardı. annesi yeni pembe jile almış . annesi giydiremeyecek gibi görünüyor. ben giydirdim. jilenin üzerine basma bluz giyecem diye tutturdu. giydirdik. hatta o yüzden anasıyla tartıştık. sonra ben çaktırmadan ve işi boğuntuya getirerek çıkarttırdım. arabayla götürdüm. dönüşte gene ben aldım. arabada iç ışıkları yakma- söndürme oynadı ablasıyla... biri yakıyor, birisi söndürüyor. inatlaştılar. ablası adını sordu. bizimki "ahe guga" dedi. ayşe mi diyecek yoksa... zaten durmadan birşeyler söyleyip duruyor. eve girer girmez, guga diye TV yi göstermeye başladı. akşam evden çıkmadan sevimli öcüler filmini dondurmuştuk gelince seyrederiz diye... zor zahmet başka program seyretmeye ikna ettim. Yanıma gelip bacaklarımı gösterdi. a-aaa.uyumak istiyor. ayağımda sallayacakmışım. nitekim salladım. hemen uyudu.
Mayk wazovskinin çöp tenekesine düşme sahnesine "Buu" ile beraber bizimki de kahkaha atıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder