17 Şubat 2014 Pazartesi

17 ŞUBAT 2014 PAZARTESİ

sabah yatakta zırlayıp duruyordu uykusunda... gece annesini yataktan atmış, bütün kanepeyi tek başına işgal etmiş. Öğlene doğru eve geldiğimde gene efrayla didişiyorlardı. belki ilerde çok iyi kanki olacaklar ama şu an oyuncak savaşları sürüyor.  öğleden sonra yola çıktık. müthiş derecede huysuz zira uykusu geldi. arabada ağlaya zırlaya uyudu. eskişehire doğru uyandı. ilk başta biraz huysuzlandı ama sonra neşesi yerine geldi. arabanın içinde türlü şaklabanlıklar yaptı yol boyunca... arabanın her iki tepe lambasını sürekli yanık tutmak, babanın kulağını katlamak, arka koltuktan annenin kucağına yatmak, annesinin saçlarını dağıtıp yüzünü saçlarla kapatmak(yandex reklamıyla bu oyunu keşfetti. bazen kendine de yapıyor)  falan... yolda ani bir manevra yapmak durumunda kalınca arka koltuğun ortasında ayakta duruyormuş herhalde. arkadan bir gümbürtü geldi. merkezkaç kuvvetinin etkisiyle savrulmuş. bir süre onun için ağladı. artık, çişi gelince apışarasını tutmak yerine "di" "ci" karışımı bir ses çıkarıyor. yolda da 2 kere söyledi. kenarda durduk yaptı. huysuzluk anlarında hatta bugün genel olarak anayı yanına yaklaştırmadı. sürekli herşey babadan gelsin istedi. arabadan inilecekse baba indirsin. montu baba giydirsin falan... sadece çiş konusu müstesna... eskişehirde dayıya uğradık.(hatta huysuzluğu sırasında dayıya götürme vaadini de kullanmıştım sakinleştirmek için. işe yaramıştı.) balaban yedik. bizimki de yedi. dayısının fosforlu kalemimleriyle dayısının not defterlerinden birisini karaladı. dayısı not defterini verdi. kalemlerini almasına izin vermedik. kızıp defteri de bıraktı. giderken dayıyı öpüp "da" dedi. aslında zorla dedirttik. eskişehirde şehir içinde ön koltuğa aldım bir ara.. arabayı kullandı. bayılıyor araba kullanmaya.. büyük insan gibi direksiyon çevirmesi yok  mu? bursa yolunda hep uyurken geçtiğimiz tünelden bu sefer uyanıkken geçtik. tünel çok ilgisini çekti. kapalı kaydıraklar gibi dedim. hı-hı deyip kafasını salladı. yolda affanın tokasını annesinin saçına takmayı oyun etti kendine... eve varınca içeri girer girmez guga diye kızıp bağırmaya başladı. hemen guga filmini açtık. zaten ankarada evden çıkmak istememişti tv seyretme sevdasıyla... burda guga yok. bursya gidelim guga açacam sana deyip ikna etmiştim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

22 EKİM 2017 PAZAR

sabah gene enselendi. Koltuğun arkasından kafasını çıkardığı an gözgöze geldik. Kahvaltı için dünden yapılmış akıtmalara nutella sürüp verd...