video
kahvaltıda nesquik yedi gene... bitene kadar başka şey yediremeyecez herhalde... dümdüz tabağa süt ve nesquik gevrek koyuyoruz. sonra da yiyebilsin diye, tabağın bir kenarının altına birşey koyup açılandırıyoruz. yerken sık sık ağzını açıp ağzındaki yemeği gösteriyor şımararak... annesine dil çıkarıyor. sofrada aklı fikri şebeklikte... oyunculukta... nitekim, kahvaltıdan sonra yomuşu yüzünün önün koyup, ablasıyla yomuş olarak konuşmaya başladı. sonra bana geldi. önce yomuş, sonra turuncu bebek olarak benle konuştu. hüt istedi. biberonunu bul getir dedim. bulamadı. ayşenin biberonunu çal dedim. itiraz etti. sonra gelip, oyuncağı yüzünden çekip, "baba men men" dedi sırıtarak... annesi nevresim katlarken hemen koşup bir ucundan tuttu. iş varsa ayşe de var.
Parka gittik beraber... yanımıza tüy aldık. şimdiye kadar yazmayı ihmal ettim ama tüy ve taş toplama hastalığımız var. yolda gördüğü tüyleri ve taşları topluyor. kumdan kule yapıp tepesine tüy dikti. 2 tane çocuk gelip, arkadaş olabilir miyiz dediler. bizimki rahatsız oldu ve reddetti. kovayı alacaklarmış. öyle diyor. çok az oynadıktan sonra ev demeye başladı. çocukların onla oynamak istemesinden rahatsız oldu galiba... ayşe yanımdayken başka bir çocuk kulesini yıktı. bizimki hemen zırlamaya başlayıp benden yardım istedi. ben yardımı reddedip kendi işini kendin hallet deyince gidip çocuğu itleyip uzaklaştırdı. eve döndüğümüzde abisi ve ablasıyla azmaya başladılar. sesleri geliyor. biraz sonra ablası üniversite kayıt işlemleri için gerekli prosedürleri tamamlamak için dışarı çıktı. bizimki de onunla gitmek istedi. gidemeyince kendini parçaladı. feryat figan.. ortalığı inletiyor abla abla diye...
Bankaya giderken onu da yanıma aldım. o zaman sakinleşti. bisikletiyle gittik. gene sağı solu unutmuş... hangi elinle kalem tutuyorsun diyorum. sağ elini kaldırıyor. işte orası sağ taraf diyorum. öğrenecek inşallah.. yolda çilekli dondurma aldık. çeşmeli otelin çeşmesinden su içti. bankada ufak bir bebek vardı. onun topunu alıp alıp fırlattı. bebek te ayşenin bisikletine bindi. dönüşte parka uğradık. orda koyun vardı. onu sevdi. koyunun postunu battaniyeye benzetti. tırmanma konusunda henüz çok yetersiz. tırmanırken el ve ayaklarını koordine etmesini öğretmeye çalıştım. ayakla yukarı çıkıyor ama eliyle bir üste tutunmuyor. becermeye başladı. eve geldik. uyusun diye uğraştım ama uyumadı. unutmadan merdivenlerden çıkarken zigzag çizerek bana engel olma ve kapıya ilk ulaşıp ebe ebe diye ebeleme oyunumuz tam gaz... merdivenlerde mahsus benim geçmem için boşluk bırakıyor. ben o tarafa hamle edince son hız o bölgeyi kapatıyor. bir kaç seferdir de bana, dur deyip bekletiyor. arayı açtıktan sonra gel diyor. sonra gene o birinci oluyor. ben yetişemiyorum.
evde vakitlice uyusun diye çok uğraştık ama uyumadı. ayakta sallandı. Tv karşısında yattı ama nafile... sonra en olmadık zamanda sızıp kaldı. unutmadan, turuncu bebek ile benim ayağımı gıdıklıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder