Sabah (gene) saçı örülürken kriz çıktı. aslında bunu yazmayı şimdiye kadar hep unuttum ama ayşe annesi her sabah saçını örmek istiyor. ayşe izin vermiyor. annesi ısrar ediyor. bağırış, çağırış kopuyor. sonra saçını ben yapayım diyerek devreye giriyorum. sanki saçını ben örüyormuş gibi ellerimi arkasında tutarak onu oyalıyorum. annesi de saçını örüyor.
Bu sabah giyinmek te sorun oldu. gene ben devreye girmek ve giyinmeyi oyuna çevirerek ayşeyi ikna etmek zorunda kaldım. bugün okulda kasım ayında doğanlar için toplu doğum günü yapılacakmış. şıkmgiyinmesi lazımdı o yüzden...
Sevgi, Ayşeyle inatlaşıp, birşeyler yapmasını veya yapmamasını zorla, hatta azarlayarak sağlamaya çalışıyor. Böyle olunca elbette kıyamet kopuyor. Tabii ki, Ayşe çok dediğim dedikçi, inatçı bir çocuk ama bir o kadar da uyumlu ve uslu bir çocuk. suyuna gidersen herşeyi yaptırırsın. birşeyi zorla yaptırmak imkansız. mesela; bu sabah saçını örmek sözkonusu olduğunda kabul etmeyeceği aşikar.. zorla saç örmeye başlamak yerine, saçını gene baban örsün mü deyip, gizlice saçını örse hiç problem çıkmaz. o sevgi çocuğu bağırtmak ister gibi adeta... ben herşeyi oyuna çevirerek veya şakaya vurarak yapabiliyorum. sevgi ise çocuğun adeta bir robot gibi verdiği komutlara uymasını istiyor.
akşam annesi aldı sevisten... ben büyük kızımın istediği pizzayı yapıyordum. (o gelecek bu akşam adapazarından) kapı çalındı. kapıyı açıp kimin geldiğine bakmadan hemen pizza yapımının başına döndüm. kapı gene kapandı. kapı çalındı hemen ardından. ayşenin de neşeli neşeli sesi geliyor. muziplik peşinde gene... gene açtım. gene kapandı. gene açtım. gene kapandı. en sonunda ardına kadar açtım ve ayşeyi ablasının kucağında gördüm. ikisinin dönüşü aynı zamana denk gelmiş. bana elbirliğiyle şaka yapıyorlar. ayşe ablasıyla bol bol oynadı, eğlendi. yemekte pizza yedi. tabii kendi kendine yedi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder