gece kendi beşiğinden annesinin yanına gelmiş. sabah annesi telefon etti. salondan yatak odasına bir gittim ki, uyanmış, şirin şirin yatakta yatıyor. annesi gittikten sonra sahanda yumurta yaptım. yumurtayı genelde o kırar bana verir.. bu sefer yumurtayı bana vermek yerine havluya sarıp paketledi. bunu oyuna çevirdi. istiyorum istiyorum vermiyor. sahandaki peynirler yanacak... ben de başka yumurta alıp kırdım.. pişmesine yakın bir baktım elindeki yumurtayı kırıp bana vermeye çalışıyor. engel oldum. bozuldu. çok az yedi. laptopta pepee falan seyretti. jengalarla oynadı. şimdi de bebek arabasına oyuncak bebeğini koydu. boynuna da melodika çantasını astı. evde geziniyor... Balkona çıkıyor. bebek arabasını parkediyor. sandalyeye oturuyor. en fenası da beni kovuyor. kapıdan bile bakmama izin vermiyor...hala balkonda...
öğlene doğru uyudu ama babannesi geldiğinde uyandı. giderken de hiç memnun olmadı. şu anda evin içinde kraliçe gibi geziniyor.. üstünde pelerini elinde asasıyla... pelerin de eskiden uyurken işerse diye yatağın altına serilen örtü :)
Ablasını hastaneye götürürken Ayşe de bizimle geldi. allahım! ne sıcak.. sürekli de kucak istiyor.. zaten kendimizi zor taşıyoruz. Hastane koridorlarında da kucak istiyor. almayınca vikvikleniyor. masalardan birinde duran masa takvimi çok ilgisini çekti. üzerinde matruşka şeklinde kadın çizimleri var. giderken onu da (ç)aldı... Eve gelince ablası uyuttu. Akşama doğru uyandı ama nasıl mızmız nasıl huysuz.. sürekli vikvik.. sürekli mızmız... omzuma kafasını gömdü neredeyse yarım saat öylece durduk. Annesi gelince aynısını annesine yaptı bu sefer.. ne kendisi bir yere gidiyor ne de annesini salıyor. ne istediğini de bilmiyor.. sürekli bir huysuzluk hali... annesi gelmeden bende hiç değilse üzüm yemeye başlamıştı, artık mızmızlanmıyordu.. annesi gelince başa sardı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder